Wallström: Türkiye'nin Kürtlere saldırmasına izin verilemez

İsveç Parlamentosu'nda bir oturumunda, Türkiye'nin Cerablus işgali ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından artan insan, basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri tartışıldı.

Cerablus işgalinin tartışılması sırasında soruları yanıtlayan İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Suriye'deki oldukça karmaşık ortamda bazı ülkelerin gerçek niyetlerini gizleyebilmek için DAİŞ'e karşı mücadeleyi bahane edebileceklerini belirttikten sonra “Onun gölgesinde tabii ki Türkiye'nin Kürt gruplara saldırısına izin verilemez” dedi.

Hükümet ortağı Çevre Partisi Yeşiller'in Milletvekili Jabar Amin, geçtiğimiz ayın başlarında bir soru önergesi vererek Türkiye'nin Cerablus işgalinin parlamentoda tartışılmasını talep etmişti.

Wallström, Türkiye'nin DAİŞ'e karşı oluşturulan koalisyon içinde bulunduğunu, diğer aktörlerle birlikte DAİŞ'tan Cerablus'u aldığını söyledikten sonra “Türkiye'nin DAİŞ'a karşı mücadelesi önemli ama bu diğer gruplarla çatışmalara yol açmamalı. Bundan dolayı Türkiye'nin Kürt gruplarıyla ilişkilerinin kötüleşme riskini kaygıyla izliyoruz” şeklinde konuştu.

Wallström'ün konuşmasından sonra söz alan Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin, Erdoğan'ın 15 Temmuz darbesini Türkiye'deki muhalefeti susturmak, basın ve ifade özgürlüğünü tamamıyla ortadan kaldırmak için kullandığını somut örnekler vererek dile getirdi. Ancak önergesinin Cerablus işgalini ve Türkiye'nin savaş politikasını konu aldığını, bu nedenle de İsveç Hükümeti'nden konu hakkında net bir yanıt almak istediğini söyledi.

İsveç'in olanları kaygı ile izlemesinin yeterli olmadığını, Birleşmiş Milletler sözleşmelerini, uluslar arası hukuğu ihlal eden bir rejime karşı daha açık bir tutum alması ve Cerablus işgalini kınaması gerektiğinin altını çizdi.

İŞGALİN AMACI DAİŞ'E YARDIM ETMEK VE KÜRTLERİ DURDURMAK

İsveç'in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yer aldığını ve daha önceleri pek çok ülkenin savaş politikasını kınadığını hatırlatan Amin, konuşmasını şöyle sürdürdü.

“Bundan dolayı İsveç'in olanları normal olarak görüp görmediğini merak ediyorum. Soruma verilen cevapta 'Türkiye diğer aktörlerle birlikte Cerablus'u DAİŞ'tan aldı' deniliyor. Ama onlar başka bir ülkenin bir kısmını işgal ettiler. Herkesin bildiği gibi DAİŞ oradaydı ama Kürt güçleri şehri özgürleştirmek için yola çıkmıştı ve kısa bir sürede DAİŞ oradan atılacaktı. Bu işgalin amacı Kürt illeri ve Cerablus'un alınmasını engellemek ve Türkiye'nin IŞİD'a gerekli malzemeler ve silahları göndermesini sağlamaktır.”

Halkların hukukunun ihlal edilmesini doğal olarak kınadıklarını, uluslararası sözleşme ve yasaların uygulanmasını istediklerini belirten Wallström, son dönemlerde insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü ihlallerinin artmasının da kendilerini kaygılandırdığını söyledi.

DAİŞ'a karşı mücadelenin merkezde olması gerektiğini söyleyen Wallström, yeniden barış sürecine dönülmesinin önemine, “PKK ile bir ateşkes anlaşması yapılması, Kürtlerle yeniden barış sürecine dönülmesi için İsveç ikili ve Avrupa Birliği nezdinde girişimlerini sürdürüyor. Bu, Suriye ve bölgede çok önemli olumlu sonuçlara yol açacaktır” diyerek vurgu yaptı.

ERDOĞAN'IN İNSANLIK SUÇLARINA KARŞI GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ

Amin, tartışmaların bitmesinden sonra Wallström'ün verdiği yanıtlar hakkında ne düşündüğü sorumuzu “Ben açık bir biçimde İsveç'in Türkiye'nin Cerablus'a girmesi bir işgaldir demesini bekliyordum. Ama bakan bu ifadeyi kullanmaktan kaçınıyor. İsveç'in Türkiye'nin işgaline karşı daha açık ve net bir tavır alması gerekir” diyerek yanıtladı.

Amin, Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok ciddi insan hakları ihlallerinin yaşadığını, darbe girişimini tüm muhalefeti ortadan kaldırmak için bir fırsat olarak gören Erdoğan'ın işlediği yeni insanlık suçları için somut girişimde bulunacaklarını söyledi.