ANALİZ

Türkiye'nin Cerablus oyunu

Türkiye'nin başını çektiği yeni plan aynı zamanda yeni denge arayışıdır. Aslında çok fazla da yeni denge denilemez. Eski statükoda ısrar edenlerin yeniden bir araya gelme çabasıdır.

Minbic'in özgürleştirilmesinden sonra Türkiye her zaman olduğu gibi yine harekete geçti. RTE ve ekibi şu ana kadar Rojava ve Kürtler ile Kuzey Suriye'de ittifak halinde olduğu halklara dönük yeni kirli planlar, oyunlar tezgahlamaya başladı. Bu kirli plan ve oyunlara bu kez İran'ın arabuluculuğuyla yakınlaştığı Suriye'yi de dahil etti. Elbette Suriye ile birlikte KDP yanlısı ENKS'li ayakta kalan birkaç çetesini de bu kirli oyunda piyon olarak kullanıyor.

İLK ADIM İBRAHİM BİRO İLE GELDİ

Yeni oyunda her zaman olduğu gibi yine Kürt işbirlikçilerine önemli roller verildi. Bu işbirlikçilerin başında gelen ENKS artıkları KDP uzantılarından İbrahim Biro eliyle bir provokasyon yaratılmak istendi. Biro, hakkında birçok olaydan dava açılmış olmasına rağmen Qamışlo katliamından sonra Rojava'ya giriş yaptı. Biro hakkında 2012 Halep Eşrefiye Mahallesi'ne yönelik saldırılarda katledilen sivillerin ailelerinin mahkemelere bir dilekçe ile yargılanması talep edilmişti. Ayırca Biro hakkında, Serekani saldırılarında yer alan Nusra elemanı Usama Hilal ile olan ilişkilerinden dolayı dava açılmıştı. Ve en önemlisi de Rojava'ya düşmanlık amacıyla gerçekleştirilen Urfa toplantısına katıldığı için hakında tutuklama kararı çıkarılmıştı. Bütün bunlara rağmen Biro'nun Rojava'ya gizli yollarla girmesinin provokasyon amaçlı olduğu birçok çevre tarafından değerlendirildi. Biro'nun bu dönemde Rojava'ya girmesi bir yandan provokasyon amaçlı olurken öte yandan da uzun süredir KDP kurtulmak istediği içindir. Zira Biro ve diğer ENKS artıkları zamanla Güney içinde baş ağrıtan bir duruma gelmişlerdi. Bunun için N. Barzani defalarca onları çıkarma girişiminde bulundu. Ancak Mesut Barzani tarafından hâlâ üzerinde siyaset yürütmek amaçlı tutuluyorlar. Rojava yönetimi üzerinde olumsuz siyaset yapılmaması ve kullanılmaması için iyi bir yöntem izleyerek Asayiş tarafından sınır dışı edilmek üzere gözaltına alındı. Kısa süreli gözaltından sonra sınır dışı edildi. Ancak sınır dışı edilince 2013 yılında PYD Eş Başkanı Salih Müslim, 2016 yılında diğer Eş Başkan Asya Abdullah ile iklim konferansına katılmak için Semalka sınır kapısından geçişlerine izin vermeyen Barzani, Biro'yu Selahattin kentinde karşılayarak Rojava'yı demokratik olmamakla eleştirdi. Biro iki gün sonra Türkiye'nin Hewler Büyükelçiliğini ziyaret ederek PYD ve Rojava'ya karşı kendilerine yardım etmesi talebinde bulundu. Aslında bütün bu gelişmeler Rojava'ya karşı yapılmak istenen yeni planda Biro, Barzani'ye verilen rolleri gösteriyor. 

ASIL HEDEF: CERABLUS-AZAZ-RAİ VE BAB HATTI

Türkiye'nin başını çektiği yeni plan aynı zamanda yeni denge arayışıdır.  Aslında çok fazla da yeni denge denilemez. Eski statükoda ısrar edenlerin yeniden bir araya gelme çabasıdır. Eski statüko 1. Dünya Savaşı ile başlayıp 2. Dünya Savaşı ile tamamlanmıştı. Başta Kürtler olmak üzere birçok halk, kimlik, cins, kültür yok sayılmıştı. Eski statükoda ısrar eden Türkiye ve İrandır. İran'ın arabuluculuğuyla Suriye'yi de yeniden buna dahil ederek Kürdistan üzerindeki sömürgelerini sürdürmek istiyorlar. 

Minbic'in özgürleştirilmesi ile yeni bir durum ortaya çıktı. Ortaya çıkan yeni durum Kuzey Suriye Federasyonu'nun yakın gelecekte Suriye, orta vadede bölge için bir çözüm modeli olma durumudur. Zira Minbic'in özgürleştirilmesi ile Cerablus, Bab, Azaz, Şehba ve Efrîn'e kadar olan alanların da çetelerden temizlenerek Kuzey Suriye Federasyonu'nun sınırlarının tamamlanmasıdır. 

Bunu gören ve statükoda ısrar eden Türkiye ile İran devreye girerek Suriye Baas rejimini harekete geçirdi. Suriye Baas rejimi Hesekê'de Kürtler ve ittifak halinde olduğu halklara saldırdı. Bu saldırı ile Cerablus, Bab, Şehba hattında devam edebilecek hamle oyalanmak istendi. Burada Suriye Baas rejimine verilen görev oyalama, engelleme görevidir. Asıl rolü her zaman olduğu gibi yine Türkiye üslendi. 

Türkiye bir yandan uluslararası ilişkilerle bunun zeminini hazırlarken öte yandan ise Cerablus, Rai, Bab ve Şehba hattını ele geçirmek için harekete geçti. 

Ana gövdesini Cephet El Nusra, Ehrar Şam, Nurettin Zengi grupları ile kendisine tamamen bağlı Sultan Murad, Sultan Abdulhamit, Asifet Şimal gruplarını Kuzey Ordusu adıyla harekete geçirdi. Bu grupların başına Osman Salih adında Türkmen Dağı'ndan olan ve daha önce orada bulunan kişiyi atadı. Osman Salih Kilis'e bağlı Havar Kilis köyünde karargah kurdu. Adı geçen gruplar durmadan Cerablus'a saldırmak için hazırlanmak üzere Suriye'deki güçlerinden gruplar halinde gönderdi. Osman Salih savaşçı adıyla gelenleri karşılayarak Türkiye ordusunun kendisine sunduğu silah, cephane, kıyafet ve botlarına kadar bu savaşçıları giyindirip kuşandırdı. Bu grupların o kadar fazla sayıda güçleri yoktu. Güvenilir, adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, bu grupların savaşçı toplamak için AFAD denetimindeki kamplardan savaşçı topladıkları bilgisini vererek, şunları söyledi: 

"Bu gruplar daha fazla eleman toplamak için Antep, Kilis ve Sico köyündeki Suriyeli mültecilerin kaldığı AFAD denetimindeki kamplara yöneldi. Bu kamplardan 14 ile 16 yaş arasında yüzlerce çocuğu Cerablus'a saldırtmak için topladılar. Kişi başına ilk elden 300 Dolar para verdiler. Buna en açık örnek, Asifet Şimal grubunu verebiliriz. Ebu Ali Sico denetimindeki bu grubun tek bir savaşçısı yok. Ancak şimdi yüzlerce savaşçısı Karkamış'ta Cerablus'a geçmek için bekletiliyor. Bu savaşçıların hepsini bu kamplardan topladı. 

BİR HAFTADIR KARKAMIŞ'TA BEKLİYORLAR

Toplanan çeteler yaklaşık bir haftadan beridir, Havar Kilis ve Karkamış'ta bekliyorlardı. Birçoğu belki ne için saldırdıklarını bilmiyorlar. Ancak Türkiye'nin istemi üzerine toplatılan bu insanların çoğu belki saldırıya giderken geri dönemeyecekler. Türkiye için bu çok önemli değil. Önemli olan Kuzey Suriye'de yaşayan halklar başta da Kürtler amaçlarına ulaşmamasıdır. 

ÜÇ TANE DE KÜRT VAR

Toplatılan bu gençler arasında üç Kürt çocuğu da var. Köyleri Qubbes'in DAİŞ'in işgali altında olan bu çocuklar Kilis'e geçmiş, orada AFAD'ın denetimindeki kampta kalıyorlardı. Cerablus için kamplardan çocuk yaşta toplatılan bu çocuklar içinde onların da olduğu belirtiliyor.

ULUSLARARASI GÜÇLER NE DER?

Türkiye, İran, Suriye'nin anlaşmalı bir şekilde Cerablus'u Türk yanlısı gruplarla DAİŞ'ten alınması aslında açıkça Türkiye'nin işgal girişimidir. Uluslararası güçlerin bu konudaki tutum ne olur şu ana kadar çok fazla bilinmiyor. Yaklaşık beş ay gibi bir süre önce ABD Türkiye'nin o hat üzerinden bir koridor açmasına göz yumdu. Ancak Türkiye tüm çetelerini devreye sokmasına rağmen herhangi bir sonuç almadı. Bu seferki girişim koridor girişiminden çok daha fazla ileride. Yani bir anlamda işgaldir. ABD, Rusya ve batılı ülkelerin bu konudaki görüşleri henüz çok fazla açıktan ortaya çıkmadı. Ancak görünen o ki üzerinde anlaşmaya varılmamış bir durum söz konusudur. Zira eğer üzerinde bir anlaşmaya varılsaydı bir haftadan beridir toplanan yaklaşık 5 bin kişi Havar Kilis ve Karkamış'ta bekletilmezdi. Ancak tutumları ne olur, değişir mi değişmez mi, çok fazla bilinmez. Önümüzdeki günlerde biraz daha açıklığa kavuşur.