27 Temmuz 2011 yılından bu yana avukatları, Ekim 2014 yılından bu yana ailesi ve son olarak 5 Nisan 2015'ten beridir de İmralı Heyeti ile bağlantısı koparılan Öcalan'dan bir yılı aşkın süredir hiçbir şekilde haber alınamıyor. Milyonlarca insan Öcalan’ın hayatından endişe duyarken hiçbir yasal dayanağı olmayan bu uygulamanın da gerekçeleri hava şartları, gemi bozuk gibi asılsız bahaneler oluyor. AKP/Saray’ın Öcalan’a uyguladığı tecride tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Bedia Özgökçe konuya ilişkin ajansımıza konuştu.

‘TÜRK DEVLETİNİN ATTIĞI ADIMLAR SAMİMİ DEĞİLDİ’

Müzakere sürecinden mevcut süreci değerlendiren Özgökçe, AKP iktidarın Kürt sorununu demokratik bir yolla ve özellikle Öcalan’ın çizdiği yolla çözülmesini istemediğini kaydetti. Özgökçe, çözüm sürecinde hükümetin üzerine düşeni yapmadığını belirterek şunları söyledi: “Samimi ve bu işin çözümünden yana hiçbir adım atılmadı. Bu süreçte samimi olsaydı devlet, Kürtlerin vicdanını da rahatlatacak ve Türkiye toplumu değiştirecek adımlar atıldı ama atılmadı. Oysa çözüm sürecinde çatışmaların durmuş olması, şehit cenazelerin azalması bunların olmayışı bile Türkiye toplumunda özellikle Kürtler açısından büyük bir umut yaratmıştı. Ama atılan adımlar gerçek değildi çünkü diğer yandan Karakollar, sınırlara sığınaklar yapılıyordu. Yani bunların yapılması demek çözümün istenmemesi anlamına geliyor.”

‘AKP İKTİDARI DERİN DEVLETLE ANLAŞMA SAĞLAMIŞ’

AKP iktidarının 2002 yılındaki iktidar olmadığının altını çizen Özgökçe, 14 yıl içinde büyük bir değişim yaşadığını söyledi. 90 yıllık Türkiye geçmişinde ilk defa “Kürt sorununu demokratik bir şekilde çözeceğim” diyen AKP’nin iyi bir çıkış yakaladığını dile getiren Özgökçe, “AKP ilk çıktığı zaman da Kürtlerden de oy aldı çünkü Kürtler güvendi ve destelediler. Ama 2007-2008 yılında değişmeye başladı. Bizler anlıyoruz 90 yıllık derin devlet yapılanması yavaş yavaş iktidar üzerinde rol oynamaya başladı. AKP iktidarı şuan iktidar değil. Kendi iktidarlığını devretmiş ve o derin devletle anlaşma sağlamış durumdadır. O anlaşmanın bir parçası da Kürt sorunun çözülmemesine dairdir” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE’DE GERİLİM GİDEREK ARTIYOR’

Öcalan’ın üzerindeki tecridin tamamen insan hakları özgürlüğüne aykırı bir durumun olduğunu hatırlatan Özgökçe, tutukluların haklarını düzenleyen bir mevzuatın olduğunu ve aile ya da avukatlarıyla görüşmelerin belli bir kriterinin var olduğunu dile getirdi. Özgökçe devamla şunları söyledi: “Sadece bir insan olarak düşündüğümüzde bile ailesiyle telefon görüşü olmuyor. Bizler ciddi anlamda Sayın Öcalan’ın sağlığı açısından kaygılanıyoruz. CPT bir ara adaya gitmişti ama onun bile sonucunun açıklanmasına izin verilmedi. Muhtemelen bir anlaşmayla gitmişti bir şey söylememesi hakkında ama Türkiye açısından çok ciddi bir meseleye dönüştü. Ve giderek gerilim artıyor. Her ne olursa olsun İmralı adasına gidilebilecek onlarca imkan var. Hukuki açıdan bile düşündüğümüz zaman sakıncalı bir durumdur. Hukuki olarak Türk devleti suç işliyor.”

‘KÜRTLER ÖCALAN’IN BARIŞ FELSEFESİ YOLUNDA ALANLARDA OLACAK’

Özgökçe, Kürt kadınlarının Öcalan için ön planda olacağını ve ne pahasına olursa olsun barışı savunan Öcalan’ın felsefesi yolunda alanlarda olacağını belirtti. Kürt halkının yanı sıra çabalaması gerekenlerin diğer kesimlerin olduğunun altını çizen Özgökçe, Türkiye’de kaosu istemeyenlerin artık bir adım atması gerektiğini kaydetti. Özgökçe, bu gerilim politikaların biran önce durmasını talep ettiklerini ve Türkiye’nin derhal Kürt sorununu demokratik bir yolla çözmesi gerektiğini söyleyerek ilk yapmaları gereken şeyin Öcalan’ın üzerindeki tecridi kaldırılmaları olacağını belirtti.