Tuncel: İmralı'ya derhal heyet gönderilsin!

DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, Öcalan'ın ciddi bir tehlikede olduğu uyarısında bulunarak, derhal İmralı'ya heyet gönderilmesini istedi. Tuncel, "Öcalan'ın durumu netleşinceye kadar eylem ve etkinliğimiz programımız var" dedi.

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri birlikte yaşanan son siyasal gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.

'SAVAŞ POLİTİKALARI OHAL'İ ARATMIYORDU'

Amed'de bulunan Genel Merkez İrtibat Bürosu'nda düzenlenen toplantıda Tuncel, "Bu darbe girişimi engellense de bize göre hâlâ darbe dinamiği devrededir. Türkiye'nin son kırık yılına baktığımızda bu net şekilde görülecektir. Yine bu darbe girişimi sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan'a dönük değil, Türkiye halkına dönük yapılmıştır. Bundan nemalanmamak gerekir. Ortak mücadeleyi sürdürmek gerekir" dedi.

Tuncel, "Son bir yıldır bölgede bulunan komutanlar tutuklandı. Yaşanan gösteriyor ki Cizre, Nusaybin, Gever ve daha birçok yerde uygulanan savaş politikaları OHAL'i aratmıyordu. Olağanüstü halin bir an önce normalleşmesi gerekir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin askıya alınması, insan haklarında hukuksuzluk, işkence bizi kaygılandırıyor" diye konuştu.

'DARBEYİ OHAL DEĞİL, RADİKAL DEMOKRASİ ENGELLER'

Tuncel'in konuşmasından satır başları şöyle: 

"Bu süreçte OHAL değil, OHAL'in özgürlüğe, demokrasiye evirilmesini bekliyorduk. Bu ortamda önümüzdeki derecede halklar için zor bir süreç bekliyor. AKP, darbe sonrasında Fethullahçılar ile mücadele adı altında demokrasiyi tehlikeye sokuyor. Darbe, OHAL ile değil, radikal demokrasiyle engellenir. Bu konuda herkesi uyarmak istiyoruz. Türkiye'nin bu tehlikeden çıkmasının yolu tek adamlık, diktatörlük değil, demokratik bir anlayışla olur. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte de benzer sorunlar yaşarız.

'KURTULMANIN YOLU KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEK'

Darbe sonrası Türkiye'de ciddi ekonomik sorunu yaşanıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin puanını indirdi. Bu Türkiye'ye güvenliliği sarsıyor. Tüm bu sorunların nedeni yürütülen AKP politikalarıdır. Kurt sorununun çözümsüzlüğü ve birçok sorun ülkeyi savaşa koydu. Tüm bunlardan kurtulmanın yolu Kürt sorunun çözümüdür.

Öcalan'ın 2013'te başlattığı süreci yol almışken, AKP bu yoldan çıktı. Ve bu yol adım adım durduruldu. Darbeye karşı olmak AKP'nin politikalarına destek olmak anlamına gelmez. Çözüme ilk başladığımız yerden başlamamız gerek. Türkiye, Kürtleri düşman gören Rojava politikasından vazgeçmelidir.

'DERHAL BİR HEYET GÖNDERİLMELİ'

İmralı Adası'na ilişkin ortaya atılan iddialar bizi tedirgin ediyor. 'Darbecilerin Öcalan'a bir girişimi olacak' denildi. Adalet Bakanı açıklama yaptı, ama yeterli değil. Tehlike ciddidir. Yaşam hakkı tehlikededir. Bunun giderilmesi gerekir. Adaya derhal bir heyet gönderilmesi gerekir. Güvensizliğin olduğu bu ortamda Adalet Bakanı'nın açıklamaları bizi tatmin etmiyor. Öcalan'ın durumu netleşinceye kadar eylem ve etkinliğimiz programımız var. Sadece Öcalan'ın şahsı değil, Kürt halkının ortak geleceği İmralı'da rehin tutuluyor. Bu konuda hükümet adım atması lazım. Avrupa'dan da destek bekliyoruz. Halkımızın bu konuda ciddi kaygıları var. Avukatların başvurusu sonrasında OHAL süresince adada her şeyin yasaklanması çok kaygı verici bir durumdur.

Bizi önümüzdeki dönem zor bir süreç bekliyor. OHAL durumu tüm Türkiye'yi yayılmış durumda. AKP, OHAL ile kendini garantiye almanın peşinde. Sorunların çözümü için bir an önce radikal demokrasinin geliştirilmesi lazım. Türkiye'de özgürlükler artıkça demokrasi gelişir. OHAL'i kabul etmiyoruz ve bir an önce son bulması gerekir. Kriz ve kaos derinleşebilir, onun için dikkatli olmak gerekir. Demokratik ortamın gelişmesi için mücadelemiz devam edecek. OHAL sonrası gözaltı süresinin 30 gün olması insan haklarına uygun değildir. Bu uygulamalarla görülüyor ki önümüzdeki süreçte yaşam alanları da cezaevine dönüşebilir. Bunlara karşı durmaya devam edeceğiz."