GÖRÜNTÜLÜ

Topraklarımızı bırakmayacağız, yeniden yaşamı kuracağız

Şırnak’ta çadırlarda yaşamını sürdüren binlerce kişi, topraklarını asla terk etmeyeceklerini ifade ederek, “Sıkıntılarımız çok ama yine de toprağımızı terk etmeyip, saldırılara boyun eğmeyeceğiz” diyor.

Devlet güçlerinin dört buçuk aydır ağır silahlarla saldırdığı, yakıp yıktığı Şırnak’ta evlerini terk etmek zorunda kalan binlerce Şırnaklı şehirlerinden ayrılmayarak kent merkezine yakın noktalara kurdukları çadırlarda yaşıyor. Şırnak kent merkezi yakınında bulunan İkizce, Toptepe, Konutlar, Segirik, Su Deposu, Cifane bölgelerinde bulunan tepelik araziler ve su kenarlarına  yerleşen binlerce Şırnaklı ne pahasına olursa olsun kentlerini bırakmamakta kararlı. Kurdukları çadırlarda büyük zorluklar ile karşı karşıya kalan binlerce kişi, DPB’li Şırnak il ve ilçe belediyelerinin  desteği ve kendi aralarında oluşturdukları dayanışma ağı ile bu zorlukların üstesinden geliyor. Çadır kentlerde dört buçuk aydır yaşamlarını sürdüren binlerce Şırnaklı yasak ve saldırıların bitirilmesini, kentlerine dönüş koşullarının oluşmasını istiyor. 

Çadır kentlerde yaşayanlardan Mehmet Şükrü Katar,  Naciye Budak, Hanım Yatman ve Aziz Üstek, çadırlardaki yaşamı ve direniş kararlılıklarını ANF’ye anlattı. 

“TAŞLARIN ÜSTÜNDE YAŞAR, YİNE DE BU TOPRAKLARI BIRAKMAYIZ”

Çadırlarda yaşamanın  zorluklarına dikkat çeken Mehmet Şükrü Katar, elektrik ve su sıkıntısı yaşadıklarını, hiçbir yere ulaşamadıklarını söyledi.  Bir çadırda dört-beş aile bir arada yaşadıklarını anlatan Katar,  dört ayı aşkın süredir ciddi sorunlarla yüz yüze olduklarını ancak yine de kentlerini bırakmayacaklarını ifade etti. 

Şırnak kent merkezini karşıdan gören Konutlar bölgesine ilk geldikleri dönemlerde Şırnak’ı gece gündüz izlediklerini ve uykularının kaçtığını belirten Katar, şehirlerinin gözlerinin önünde gece gündüz yakılıp yıkılmasının kendilerine büyük bir acı verdiğini paylaştı. Son zamanlarda  devlet güçlerinin evleri yakmaya başladığını aktaran Katar, bu durumun hiçbir hak ve hukuka sığmadığını hatırlattı.

Şırnak’ta olup bitene ilişkin bilgilerinin bulundukları yerden görebildikleri ile sınırlı olduğunu kaydeden Katar, ancak orada çok daha büyük yıkım ve vahşetin yaşandığını tahmin edebildiklerini söyledi. Katar, şöyle devam etti: “Bir an önce evimize gitmek istiyoruz. Biz buradayız ve ne olursa olsun Şırnak’ı terk etmeyeceğiz, gerekirse taşların üstünde yaşarız, yerde yatarız ama bu toprakları terk etmeyiz.” 

“SIKINTILARI BİRLİKTE AŞIYORUZ”

Çadırlarda altı çocuğu ile birlikte yaşayan Naciye Budak, yaşadıkları zorlukların büyük olduğunu ama hiçbir şeyin kendileri için Şırnak’tan uzak kalmaktan daha zor olamayacağını belirtti.  Evlerinden ayrıldıktan sonra topraklarını terk etmeyi asla düşünmediklerini dile getiren Budak, “Burada herhangi bir ekonomik gelirimiz yok, sıkıntılar çekiyoruz, ama dayanışma içerisinde sorunlarımızı aşıyoruz ve buradan ayrılmayacağız” dedi. 

“YENİDEN KURACAĞIZ, HALKIMIZ DESTEK VERSİN”

“Buradan başka gidecek yerimiz yok” diyen Aziz Üstek, ne olursa olsun, yasak ve saldırılar bitince Şırnak’a dönerek yaşamlarını yeniden kuracaklarını ifade ediyor. Şırnak’ın yakılıp yıkılmasının kendilerini vazgeçirmeyeceğini vurgulayan Üstek, Şırnak’ın her karışında yeni bir yaşamı inşa edebileceklerini ama bu toprakları bırakmayacaklarını anlatıyor.  Çadırlarda yaşamanın elbette kolay olmadığını kaydeden Üstek, ancak kendileri için önemli olanın topraklarında özgürce yaşamak olduğunu söyledi. Kürdistan halkına destek çağrısı yapan Üstek, mutlaka birlikte başaracaklarını ve Kürt halkının desteğinin sürmesini istedi. 

“BU YAŞIMA KADAR BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİM”

70 yaşındaki Hanım Yatman’da yaşadıklarının çok zor olduğunu, bu yaşına kadar böyle zulüm görmediğini kaydetti.  AKP iktidarının kendilerini evlerinden ettiğini ve çocuklarını katlettiğini söyleyen Yatman, bu zulmün kimseye kar kalmayacağına dikkat çekti. Her gün yıkılan kenti izlediğini ve ağladığını paylaşan Yatman, şunları aktardı: “Ama ne olursa olsun biz bu topraklarda öleceğiz. Bizim gidip başka bir yerde yaşama şansımız yok, burada direneceğiz ve burada özgürlüğümüzü elde edeceğiz” 

 

...