TEV-DEM, Öcalan'ın özgürlüğü için göreve çağırdı

TEV-DEM, 15 Şubat Komplosu'nu lanetleyerek, herkesi Öcalan'ın özgürlüğü için rolünü oynamaya çağırdı.

TEV-DEM, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük Uluslararası 15 Şubat Komplosu'nun yıl dönümü vesilesiyle bugün yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kürdistan halklarının Önderi Abdullah Öcalan’ın tutsak alınmasıyla sonuçlanan 15 Şubat Uluslararası Komplosu'nun 18. yıl dönümüne giriyoruz. İmralı zindanında Öcalan üzerinde büyük bir tecrit uygulanıyor. Bununla Kürdistan halklarının iradesi kırılarak onlara kölelik dayatılmak isteniyor. Komplo ile aynı zamanda tüm Ortadoğu’nun demokrasi mücadelesinin durdurulması amaçlanıyor.

Bu komplo; insanlık değerleri, toplumsal ahlak ve ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı için mücadele eden dünyanın toplumsal güçlerini darbelemeyi amaçlamıştır. Bu komplo aynı zamanda dünya ülkelerinin dış ilişkilerini düzenlemeye yardımcı olan BM’nin uluslararası Siyasi İlişkiler Yasası ve İlkeleri’ne karşı bir darbedir. Üstelik bu suç; insanlık tarihinde işlenmiş tüm diğer suçlardan farklıdır. Bu komploda, bu esarette, dünyanın birçok iktidarcı sistem temsilcisi yer aldı.

Fakat Önder Apo, direnişiyle bu komployu her yönüyle boşa çıkardı ve anlamsızlaştırdı. Felsefe ve fikirleriyle Önder Apo, tüm Ortadoğu’ya haklı direniş temelinde sağladığı demokratik proje ile bölgesel ve uluslararası iktidarcı güçleri, ulus devlet zihniyetine sahip tüm kesimleri sarsmıştır.

'ORTADOĞU'NUN DEMOKRASİ PROJESİ HEDEF ALINDI'

TEV-DEM olarak bugünün kesinlikle kara gün olduğunu belirtiyoruz. Komplo sadece Öcalan şahsına yapılmadı; Öcalan şahsında varlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren tüm toplumlara, tüm insanlık değerlerine karşı yapıldı. Önderliğin hedef alınması; ortak yaşam projesinin, halkların kardeşliğinin ve aynı zamanda toplumsallık merkezi ve insan hakları örneği olması gerekirken iktidar ve güç savaşları sahasına dönüştürülen Ortadoğu’nun, ‘Demokrasi Projesi’nin hedef alınmasıdır.

Bu nedenle bizler TEV-DEM olarak, kurum ve partilerimizle bu kara günü lanetliyoruz. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanması amacıyla yürütülen toplumsal diplomasi mücadelesi ve diğer tüm mücadele yöntemleri insanlığın görevi; halkımızın da ahlaki, insani ve siyasi sorumluluğudur, diyoruz.

'ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ KALICI BARIŞI SAĞLAR'

Bir kez daha net bir şekilde belirtiyoruz ki; Kürdistan toplumu, demokrasi güçleri, sivil toplum kuruluşları, küresel ve bölgesel tüm yasama kurumları Öcalan’ın artık yakın olan fiziki özgürlüğünün bir an önce pratiğe geçirilmesi için desteklerini artırmalı, üzerine düşen rolü sorumlulukla yerine getirmelidir. Çünkü Öcalan’ın özgürlüğü; bölge halklarının özgürlüğünü ve kalıcı barışını sağlayacaktır. Toplumların geleceğe dönük hayallerini ve umutlarını gerçekleştirecektir.”