TAYAD, 30’uncu kuruluş yıldönümünü kutlayacak

TAYAD Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Keskin ve TAYAD üyesi Naime Emlik Kara, bugün gelinen noktada Türkiye’nin bir bütün olarak F Tipi cezaevine dönüştürüldüğünü belirtti.

TAYAD kuruluşunun 30’uncu yıl dönümü kutlamaya hazırlanıyor. Kutlamalar, “12 Eylül faşizmine karşı birlikte direndik… 90’ların kontrgerilla saldırılarına karşı direndik… 2000’lerin F Tipi tecrit saldırılarına direndik… AKP faşizmine karşı direnmeye devam ediyoruz” şiarıyla, 7 Şubat 2016 tarihinde Şişli Kent Kültür Merkezi’nde saat 17.00’de gerçekleştirilecek.

ANF’ye konuşan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Keskin ve TAYAD üyesi Naime Emlik Kara, bugün gelinen noktada Türkiye’nin bir bütün olarak F Tipi cezaevine dönüştürüldüğünü belirtti.

TAYAD’ın ilk dönemlerini Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Keskin şöyle anlatıyor: “TAYAD 12 Eylül faşist cuntası sonrası Tutuklu Aileleri ismiyle mücadeleye atıldı. Aileler ilk önce Metris hapishanesinin hemen karşında bulunan ve bilinen bir kahvede toplanarak örgütleniyor. İlk eylemlerini Galatasaray Meydanı’nda yapıyor ve gözaltında yapılan işkenceleri duyuruyorlar. O dönemde bugün de olduğu gibi büyük baskılarla karşı karşıya kalınıyor. 1982-1983 yılları arasında dernek çatısı altında yasallaşmak için defalarca dönemin İçişleri Bakanlığı’na başvuruluyor, art arda reddedilen bu başvurular ancak 1986 yılında kabul ediliyor ve TAYAD böylece resmen dernek statüsü kazanıyor ve o günden sonra mücadeleyi hapishanelerin önünden sokaklara kadar her yere yayıyor.”

Oğlu Ufuk ve kızı Yıldız’ın 1990’ların sonlarında DHKP/ C davasından müebbet hapse çarptırılmasıyla TAYAD ile tanışan Fahrettin Keskin, TAYAD’ın en çetin mücadeleyi F Tipi hapishanelere geçiş sürecinde verdiğini vurguladı. Keskin, “Hayata dönüş” operasyonlarında 20 cezaevinde eşzamanlı yapılan toplu katliamlar sırasında, iki çocuğunun Ümraniye Hapishanesi’nde bulunduğunu anlattı.

‘BUGÜN TÜM ÜLKE F TİPİNE DÖNÜŞTÜ’

Keskin, o dönem TAYAD Aileleri olarak F Tipi gerçeğini anlatmak için yapmadıkları eylem kalmadığını, tecride karşı hapishanelerin içinde ve dışında yapılan ölüm oruçlarında tam 122 kişinin hayatını kaybettiğini, ancak bu konuda hep sansür uygulandığını hatırlattı.

Bugün AKP iktidarında gelinen noktada tüm ülkenin F Tipi cezaevine dönüştüğünü, tek tipleştiğini ve herkesin aynı zulmü yaşadığını vurgulayan Keskin, “Belki o dönem tüm toplum F Tiplerine karşı ses çıkartsaydı, sansür uygulanmasaydı, yalan haberler yapılmasaydı ve gerçekler yansıtılsaydı bugün bu noktaya gelinmezdi” dedi. Keskin, TAYAD olarak siyasi tutsakların sesi olmaya devam edeceklerini belirterek, tüm kamuoyunu bu mücadeleye destek vermeye çağırdı.

‘F TİPLERİNİN İLK TEMELİ ESKİŞEHİR TABUTLUĞUNDA ATILDI’

Naime Emlik Kara da TAYAD ile tıpkı Fahrettin Keskin gibi, oğlu Fikret Kara’nın 1998 yılında tutuklanıp müebbet hapse çarptırılması üzerine tanıştı. 1999 Ulucanlar katliamı sonrası F Tiplerine karşı Ankara’ya yapılan yürüyüşe katılanlardan olan Naima Emlik Kara, F Tipi hapishanelerin ilk temelinin 1996 yılında Eskişehir’de atıldığına işaret etti. Eskişehir’de hücreler şeklinde oluşturulan ve siyasi tutsaklar tarafından tabutluk diye adlandırılan hapishanenin inşa edilmesiyle karanlık dönemin başladığını söyledi.

‘TARİH BİZİ HAKLI ÇIKARDI’

Kara, yaşananları şöyle anlattı: “O dönemde de bugün olduğu gibi medya devletin elindeydi ve ‘Cezaevlerinde devlet otoritesini kaybetti’ manşetleriyle F Tipi hapishaneleri kamuoyuna alttan alta empoze edilmeye çalışılıyordu. Çocuklarımız yine bedenlerini açlığa yatırmadan, biz TAYAD aileleri olarak F Tipleri konusunda çeşitli imza kampanyaları, paneller yapmaya başladık. İnşaatı biten F Tipi hapishaneleri gezmek için de girişimlerde bulunduk, ama polisler tarafından her seferinde darp edilerek engellendik. Ancak tarih ne yazık ki bizi haklı çıkardı” dedi.

Kara, F Tipi hapishanelerle siyasi tutsakları örgütsüzleştirmenin, kişiliksizleştirmenin ve pişmanlığı dayatmanın amaçlandığını da söyledi.

Bugün halkına savaş açmış bir iktidarla karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Kara, “Gün, faşizme karşı birleşme günüdür. Bize saldıranı çok iyi tanımamız lazım. Acılarımız bir, 19 Aralık katliamı bugün Cizre’de, Sur’da devam ediyor. Madımak ve Cizre’de yakılan insanlarımız arasında hiçbir fark yok. O nedenle, sen ben demeden biz olarak, birlikte mücadele etmemiz lazım” dedi.