Tahir Elçi'nin ölüm fermanını kimler yazdı?

Amed'de polisin katlettiği Baro Başkanı Tahir Elçi, "PKK terör örgütü değildir" sözünden sonra AKP ve medyası tarafından hedef gösterilmeye başlanmıştı.

Tahir Elçi'nin infaz süreci, AKP ve onun yönettiği medya ile yargı tarafından hazırlanmıştı.

Amed'de polisin katlettiği Baro Başkanı Tahir Elçi, "PKK terör örgütü değildir" sözünden sonra AKP ve medyası tarafından hedef gösterilmeye başlanmıştı.

Elçi, 14 Ekim 2015 tarihinde, CNN Türk televizyonunda Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" adlı programın konuğuydu. Elçi, programdaki tartışma sırasında, "PKK terör örgütü değildir. PKK, silahlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, çok ciddi bir desteği olan bir siyasal harekettir" demişti. 

YAKALAMA KARARI VE TUTUKLAMA TALEBİ

Bir hukukçu olarak düşüncelerini açıklayan Elçi hakkında linç kampanyası başlatılmıştı. Bakırköy 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, adresinde ikamet etmesine rağmen yakalama kararı verilmişti. 

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Elçi, 20 Ekim'de Bakırköy Adliyesi'nde ifade verdi. İfadesinin ardından da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. 

Elçi'ye çok sayıda meslektaşı ve çeşitli meslek örgütleri de destek veriyor; soruşturma, ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendiriliyordu.

İFADESİNDE TEKRAR ETMİŞTİ: PKK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR

Elçi, Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından alınan ifadesinde, şunları belirtiyordu: 

"Bu soruşturmanın bağımsız olarak başlamadığını, Ankara'dan hükümet üyeleri tarafından verilen talimat üzerine başlatıldığını düşünüyorum. Bana zaten ilk sorunuzla herkes tarafından 'terör örgütü' olarak kabul edilen bir yapıya neden 'terör örgütü' demediğimin sorulmasından ön yargılı davrandığınızı veya ön yargılı olduğunuzu düşünüyorum. Ayrıca benim yüzümü dahi görmeden ve ifademi almadan hakkımda yakalama kararı talep etmiş olmanız, bu yakalama kararına ilişkin talebiniz, hakime gerçeğe aykırı bilgi sunarak talepte bulunmanız da talimatla hareket ettiğinizi düşündürüyor."

Av. Elçi, soruşturmaya konu olan sözlerine de atıfta bulunarak, tespitinden dolayı hükümete yakın medya tarafından hedef gösterildiğini, tehditler aldığını açıklamıştı.

Elçi, "Sözlerimin arkasındayım" diyerek, PKK'nin terör örgütü olmadığına ifadesinde de yer veriyordu: "Ben şahsen PKK/KCK'yi bir bütün olarak terör örgütü kavramı içinde tanımlanamayacağını, bu örgütün ortaya çıkış şartları, tarihsel nedenler, 30 yıl istikrarlı bir şekilde yürüttüğü silahlı çatışma potansiyeli, kırk bin militanını silahlı çatışmada kaybetmiş olmasına rağmen, halen on beş yirmi bin silahlı militanı bünyesinde barındıran, Türkiye ve dünya da düzenli örgütlenmesi olan Kürt toplumunun da bir dizi siyasal, kültürel ve sosyal taleplerinin de savunucusu olduğunu söyleyen ve Kürt toplumu arasında çok önemli bir desteğe sahip olan bu örgütün bir terör örgütü kapsamı içerisinde tanımlanamayacağını düşünüyorum. Ben bir suç işlemedim, sarf ettiğim sözler suç oluşturmaz. Ben resmi ve başka siyasi kesimlerin görüş ve tanımlamalarını kabul etmiyorum. Bir bütün olarak PKK'nin böyle bir tanımlamaya oturtulamayacağını düşünüyorum."

7,5 YILA KADAR HAPSİ İSTENMİŞTİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 26 Ekim'de Elçi hakkındaki soruşturmasını tamamlamış, hazırladığı iddianameyi Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Av. Tahir Elçi hakkında "Basın yoluyla örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası istenmişti.

İddianamede, PKK için "terör örgütü" denmesi dayatılırken, Av. Elçi için, "Bir hukukçu olarak neyin suç olup olmadığını bilmesi gerekir. Bulunduğu toplumsal kurum itibarıyla sarf edeceği sözlerin toplumdaki etkisini hesaplaması gerekiyor" denilmişti. 

Davanın ilk duruşması, 19 Nisan 2016 tarihinde görülecekti.

AKP MEDYASI HEDEF TAHTASINA KOYDU

AKP'nin talimatlarıyla Elçi üzerindeki yargı tehdidi sürerken, yine AKP yanlısı medya da linç kampanyası ve hedef göstermeye başvuruyordu.

Akşam gazetesi, 14 Ekim günlü bir haberinde, Elçi'yi hedef gösterirken, Elçi'nin "skandal sözlere "imza attığını yazıyordu. Haberde, "Elçi'nin terör örgütü PKK'yı öven ve destek olan bu açıklamalarına sosyal medyadan tepki yağdı" ifadesi de kullanılıyordu. 

Gazete, 11 Kasım'daki bir haberinde ise Elçi'den, "Açık açık PKK'yı öven Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi" diye söz ediyordu.

Akşam Yazarı Kurtuluş Tayiz de, 26 Ekim'deki yazısında, Elçi'yi şu sözlerle hedef gösterdi: "Her gün şehit

cenazelerinin geldiği bir ortamda Elçi'nin açıklamaları büyük tepki topladı. Burada benim açımdan dikkat çeken şey, medyanın terör övücülüğüne hak vermesi oldu. Adalet mekanizmasının parçası olan büyük bir avukatlık örgütünün başındaki bir ismin terör övgüsü, maalesef medyada ciddi bir destek buldu, sempati ve korumacı tavırlarla karşılandı."

Sabah ve Takvim gazeteleri ise 15 Ekim'deki haberlerinde, Elçi'yi "terör propagandası yapmakla" suçluyordu. Haberde, "Programda terör örgütü PKK'yı öven açıklamalar yapan Tahir Elçi'yi" ifadesi yer alıyordu. 

Akit gazetesi de, Elçi hakkında başlatılan soruşturmanın haberinde, "O sözlerin hesabını verecek" diyordu. 

Türkiye ve yine AKP yanlısı tüm gazete ve televizyonlar da Elçi'ye dönük linç kampanyasına katılmıştı.

AKDOĞAN: ELÇİ, TERÖRÜ TEŞVİK ETTİ

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da Elçi'yi hedef göstermişti. Akdoğan, 20 Ekim'de Kanal 7 televizyonunda katıldığı "İskele Sancak" adlı programda, Elçi'nin "terörü teşvik ettiğini", "suç" işlediğini iddia ediyordu.