Sergel Meydanı'nda dün öğle saatlerinde gerçekleşen eylemde katliamı gerçekleştiren Türk devleti ve AKP Hükümeti'ne yönelik büyük bir öfke vardı. Kürdistanlılar ve dostlarının attıkları “Kanlı ellerinizi Kürdistan'dan çekin”, “Rojava'yla dayanışma”, “Katil Erdoğan”, “Erdoğan ve DAİŞ aynıdır”, “Türk ordusu Kürdistan'dan defol”, “Kürdistan'daki katliamları durdurun”, “Şehit namırın” ve “Biji Serok Apo” sloganları meydanda yankılandı.

Türk devletinin katliamında yaşamını yitiren sivil ve gerillalar için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından bir konuşma yapan İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Ayşe Göktepe, eski Osmanlı Devleti'ni yeniden kurma hayalleri kuran Erdoğan'ın Musul ve Kerkük'ten dışlanınca saldırılarını Suriye ve Rojava topraklarında yoğunlaştırdığını söyledi.

Türk devletinin son bir yıldır Kuzey Kürdistan'da Kürtlere yönelik sürdürdüğü kirli savaşını Rojava'ya taşıdığına, oradaki demokratik sistemi ortadan kaldırmayı amaçladığına dikkat çeken Göktepe, “Türkiye'nin amacı tüm Suriye'yi işgal etmektir. Bundan dolayı tüm uluslararası güçler Türkiye'nin Kuzey Suriye'yi işgaline karşı çıkmalı. Türkiye'nin Rojava'ya yönelik işgal ve katliamları kabul edilemez” dedikten sonra uluslararası topluma ve tüm demokratik güçlere Türk devletinin işgal ve katliamlarına karşı çıkma çağrısı yaptı.

KNK adına konuşan Karvan Said, destek verdiği DAİŞ çetelerine karşı mücadele etmek bahanesiyle Ceraslus'u işgal eden Türk devletinin, gerçek amacının Rojava'da inşa edilen demokratik, adil ve eşitlikçi sistemi ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.

Kürt Halkının Rojava'daki kazanımlara el uzatılmasına izin vermeyeceğine ve tüm gücüyle direneceğine vurgu yapan Said, tüm Kürdistanlılar ve dostlarına Türk devletinin işgallerine karşı çıkmaları çağrısında bulundu.

Rojava İsveç Temsilcisi Ster Kurdaxi, Türk devletinin Rakka'yı kurtarma operasyonunu sabote etmek, Musul'dak kaçarak Rakka'ya yerleşen DAİŞ çetelerini korumak amacıyla Efrîn ve Şehba'ya yönelik saldırı ve katliamlar gerçekleştirdiğini söyledi.

Musul'da politikası iflas eden ve devre dışı kalan Erdoğan ve Türk devletinin Rojava'ya saldırarak prestijini kurtarmaya çalışmasına dış dünyanın sesiz kalmasını kaygı verici olarak niteledi.