‘Sansüre karşı tek duruş örgütlü mücadele ve dayanışmadır’

TGS Genel Başkanı Uğur Güç baskıların ve sansürün karşısında tek duruş şeklinin örgütlü mücadele ve dayanışma olduğunu kaydederek, 5 Ekim 2016 tarihinde tüm dünyada Türkiye’deki gazetecilere özgürlük isteneceğini söyledi.

OHAL Kararnameleriyle muhalif televizyon ve radyo yayınlarının kapatılmasını ANF’ye değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, muhalif sesleri kesmeye çalışan AKP hükümetinin mutlak iktidar olmak istediğini vurguladı. Bu baskıların ve sansürün karşısında tek duruş şeklinin örgütlü mücadele ve dayanışma olduğunu kaydeden Güç, 5 Ekim 2016 tarihinde tüm dünya da Türkiye’deki gazetecilere özgürlük isteneceğini aktardı.

MUTLAKLAŞAN BİR İKTİDARIN AYAK SESLERİ!

AKP/Saray iktidarının çıkarttığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) aralarında Hayatın Sesi, TV 10, Zarok TV, Jiyan TV, TV10 ve İMC TV'nin de aralarında bulunduğu 12 TV ve 11 radyo yayının kesilmesine karşı tepkiler büyüyor. FETÖ adı altında bütün muhalif seslerin kesilmeye çalışıldığına dikkat çeken TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Kürt yayınları başta olmak üzere Alevi, Sosyalist ve muhalif kanallara karşı topyekûn bir cadı avı başlatıldığına işaret etti. Bu yolla AKP hükümetinin mutlak iktidar olmak istediğini vurgulayan Güç, “AKP kendi dışındaki başka bir düşünceye, sese tahammülü yok. Bu yolla basını kendi kontrolü altına alamaya amaçlıyor. Bu mutlaklaşan bir iktidarın ayak sesleri diyebiliriz” diye konuştu.

‘BU GİDİŞATA DUR DEMEK GEREK!’

Gazetecilerin tehlikenin farkında olması gerektiğini ifade eden Güç, bugün kendi işlerini kaybetmeme uğruna sesini çıkartmayan ve her türlü baskıyı kabul eden gazetecilerin de bu tehlikeli çarkının dışında olmadığını işaret etti. “Sesini çıkartmayan bu gazeteciler gelecekte çalışacakları yerlerin de bir şekilde hedef olacağını görmeleri lazım” diyen Güç, “Bu baskılar ve sansürün karşısında tek duruş şekli örgütlü mücadele ve dayanışmadır” diye kaydetti. Kapatmaların önümüzdeki dönemlerde gazetelere de sıçrayabileceğine dikkat çeken Güç, Gündem Gazetesini kapatılmasının ardından sıranın Evrensel, Birgün, Sözcü, Cumhuriyet gibi muhalif gazetelere geldiği söylentilerin dolaştığına işaret etti. Tek sesli bir döneme doğru gidildiğini belirten Güç, bu gidişata herkesin ve özellikle halkın dur demesi gerektiğini altını çizdi. Tek sesli yayınların toplumu daha da kutuplaştıracağını hatırlatan Güç, “Zaten her akşam insanlar televizyonlarda AKP’nin propagandasını izliyor, duyuyor, görüyor. Böylece farklı, aykırı fikirlerin serbestçe beyan edilmesi engelleniyor. Bu tehlikeli gidişata mutlaka dur demek gerekiyor. İnsanların muhalif yayınlara ve halkın haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor” dedi.

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE

Basını susturma, gazetecileri hapse atma konusunda Fethullah Gülen cemaati ile AKP hükümetinin yarıştığını vurgulayan Güç, “Bunlar zaten aynı yapımın ikiz parçalarıydı. Birbirleriyle kavga etseler de zihniyet ve ideolojileri aynı olduğu için muhalifler açısından değişen bir şey yok. Hatta baskıların daha da arttığını söyleyebiliriz. O nedenle hiçbir şekilde farklı seslerin çıkmasına izin vermeyecekler ve bu tutuklama dalgaları daha da şiddetlenerek devam edecek” şeklinde konuştu. Darbe girişimi sonrası AKP’nin daha da otoriteleşmeyi seçtiğini belirten Güç, “darbe girişimi sonrası AKP’nin önünde iki seçenek vardı. Biri ya birlik ve demokrasiyi genişletecek kendini liberal ve demokrasi kesimlere kabul ettirecekti, ya da ikinci olarak otoriteleşerek kendi iktidarını güçlendirecekti. İkinci yolu seçti ve şu an ülke otokrasiye doğru gidiyor. ” dedi.

5 EKİM’DE TÜM DÜNYA TÜRKİYE’DEKİ GAZETECİLERLE DAYANIŞACAK

Asıl darbeyi AKP hükümetinin yaptığını kaydeden Güç, bu sansür karşısında özgür basının susmayacağını hatırlattı. Baskılara karşı TGS’nin uluslararası dayanışmayı örgütlediklerini aktaran Güç, “Bu çerçevede 5 Ekim 2016 tarihinde Uluslararası Gazeteciler Federasyonu öncülüğünde tüm dünyada eş zamanlı Türkiye’deki gazetecilere özgürlük istenecek ve sosyal medya üzerinden kampanya yürütülecek. Yine yurtdışına çıkan AKP ‘li bakanlara gidecekleri ülkelerde Türkiye’deki basının durumu hatırlatılacak. Bizler ise burada mücadelemize devam edeceğiz, sokaklarda ve cezaevleri önünde eylemlerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.