'Rojava'da ekonomik kalkınmanın zamanı geldi'

TEV-DEM Ekonomi Komitesi Üyesi Amedi, Rojava'da ekonomik kalkınmanın zamanının geldiğini belirtti.

TEV-DEM Ekonomi Komitesi Üyesi Amedi, Rojava'da ekonomik kalkınmanın zamanının geldiğini belirtti.

Rojava Devrimi'nin beşinci yılında, askeri zaferlerin yanı sıra gerek siyasi gerek ekonomik gelişmeler yaşanıyor. Devrim, demokratik ulusu inşa ederken aynı zamanda işgalci Baas rejimini kırıyor.

Hesekê'de Toplumsal Ekonomi Kalkındırma Merkezi'nin bugün yapılan açılışına kentteki tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Açılış kurdelesini Ş. Lokman 'nın annesi kesti.

Cizre kantonunda ilk olmayan  ve TEV-DEM denetiminde olan Toplumsal Ekonomi Kalkındırma Merkezleri daha önce de Qamışlo, Derik, Amude, Tıl Temır (Hurma Tepesi), Dılbesiyê, Serıkaniyê, Tırbesbiyê, Gırgı Legê kent ve ilçelerinde faaliyete başlamıştı.

MERKEZLERİN ÖZERK SİSTEMDEKİ YERİ

Amaçlarının komünal ekonomiyi geliştirmek olduğunu dile  getiren TEV-DEM Ekonomi Komitesi Üyesi Rubar Amedi, "Rojava'da askeri gelişmelerin yanı sira siyasi gelişmeler de oldu. Artık ekonomik kalkınmanın zamanı gelmiştir. Bu esas üzerinde demokratik ulusun en önemli ayağını tamamlayacağız. Bunun eksik olması sistemimizde eksiklikler yaratacaktır" dedi. Yine Merkezin sanayi, tarım ve ticaret alanlarında çalışacağını dile getiren Amedi, temel amaçlarının bu üç ayak üzerinde kooparatifler geliştirmek olduğunu belirtti.

İŞGAL VE EKONOMİK ÖZGÜRLÜK

Tarım ve sanayi konusunda oldukça zengin olan Rojava, askeri ve siyasi özgürlüğünü beyanından sonra bu kurumlarıyla ekonomik özgürlüğü de beyan etmiş oldu. Bu şekilde Rojava, kurumlarıyla giderek özgürlüğünü inşa ederken ekonomi kooparatifleriyle Kürdistan'ın işgal edilmiş tarım arazilerini, petrol kuyularını ve suyunu işgalci Baas rejiminden özgürleştirerek Rojava üzerindeki ekonomik amborgoyu giderek anlamsızlaştıracak.

ÖCALAN'IN EKONOMİK İŞGALE İLİŞKİN GÖRÜŞÜ

Kürdistan üzerindeki ekonomik işgale yönelik görüşlerini Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, beşinci savunmasında şu şekilde ifade ediyor:

''Ekonomik işgal, işgallerin en tehlikelisidir. Ekonomik işgal bir toplumu düşürme, çökertme ve çözmenin en barbar yöntemidir. Kürt toplumu üzerindeki ulus-devlet statülerinden çok, ekonomik araçlarına el konularak, denetlenerek nefessiz hale getirilmiştir. Bir toplumun kendi üretim araçları ve pazarı üzerinde kontrolünü kaybettikten sonra yaşamını özgürce sürdürmesi mümkün değildir. Kürtler sadece üretim araçları ve ilişkileri üzerindeki kontrollerini büyük ölçüde kaybetmediler; üretim, tüketim ve ticaretin kontrolü de ellerinden alındı. Daha doğrusu, kendi kimliklerini inkâr etme temelinde egemen ulus-devletlere bağlandıkları oranda mal varlıklarını kullanmaları, ticaret ve sanayide rol oynamaları mümkün oldu. Ekonomik tutsaklık, kimlik inkârcılığının ve özgürlükten yoksunluğun en etkili aracı kılındı. Özellikle akarsuları ve petrol yatakları üzerinde kurulan tek taraflı işletmeler, tarihsel kültürel varlıkları olduğu kadar verimli arazileri de yok etti. Siyasi ve kültürel sömürgecilikten sonra daha da yoğunlaştırılan ekonomik sömürgecilik, ölümcül darbelerin sonuncusu oldu. Sonuçta gelinen nokta; ya toplum olmaktan çık, ya da öl!"
 

...