PKK ve PAJK'lı tutsaklar: Öcalan için mücadeleyi yükseltelim

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, "Önderliğimizden hiçbir haber alamamak, sağlığı ve güvenliği konusundaki riski ifade etmektedir. Temel gündemimiz Önderliğimizin özgürlüğüdür" dedi. Tutsaklar, herkesi mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK'lı tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

Tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından yapılan açıklamada, "Özünde bir darbe hükümeti olan ve uzun yıllar ortaklık ettiği cemaat ile beraber halklara kan kusturan AKP, 15 Temmuz darbe girişimi ardından tarihi boyunca işlediği tüm suçlardan sıyrılmak, despotik karakterini maskelemek için görülmemiş bir algı operasyonu yürütüp, gerçekleri saptırmakta, zihinleri bulandırmaktadır. Erdoğan'ın başkanlık hayali olarak lanse edilmek, meşrulaştırmak istenen şeyin esasta toplum ve demokrasi karşıtı iktidar zihniyetinin kendisini kurumsallaştırma, tekçilik üzerinden kalıcılaştırma olduğunu bilmek gerekiyor" denildi.
Açıklamada, 'Demokrasi Mitingleri', 'Yenikapı Buluşması' gibi organizelerde toplumsal duyguların manipüle edildiği, şovenizmin zirveye ulaştığı belirtilerek, halka adeta kin ve nefret aşılayan bir zihniyetten demokratik bir gelişmenin çıkmayacağı vurgulandı.

Açıklamada, CHP'nin AKP'nin darbeci politikalarına alkış tuttuğu da ifade edildi.

'AKP TEHLİKELİ OYNUYOR!'

"Önderliğimize uygulanan insanlık dışı tecritten, hareketimize yönelik imha operasyonlarına devletin Kürt düşmanlığı temelinde geliştirdiği kirli ittifaklarda, dış politikadaki arayışlarına kadar, tüm yapılanlar kendini yeniden dizayn sürecinin bir parçası ve otoriter rejimi sağlamlaştırma çabasıdır" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, devamla şunlar kaydedildi:

"Türkiye halkları ile ezilenlerin buna karşı tek alternatifi her türlü darbenin zemini olan mevcut sisteme karşı demokrasi bloğunu güçlendirmek ve alternatif yaşamı inşa etme görevlerine her zamankinden daha fazla yüklenmektir. AKP iktidarının 'bize darbe yapıldı' havası yaratacak baskıları yaygınlaştırıp genişletmesine, KHK'lerle halklarımızın kaderini belirlemesine izin verilmemelidir. Bugün darbecilere operasyon yapılıyor, darbecilere karşı uygulamalar adı altında içeri de dışarı da Kürt Özgürlük Hareketi'ne, demokratik kesimlere dönük operasyonlar, saldırılar, baskılar yoğunlaştırılmıştır. İlk uygulaması Önderliğimiz üzerindeki tecrittir; tecridin derinleştirilmesi olmuştur. Önderliğimizden hiçbir haber alamamak, sağlığı ve güvenliği konusundaki riski ifade etmektedir. İmralı Adası'nın güvenliğinden sorumlu üç yetkili askerin tutuklanması AKP iktidarının her türlü saldırıyı Önderliğimize yöneltip, sorumluluğundan kaçma gibi çok tehlikeli politikalarına işaret etmektedir. Önderliğimize yönelen her şey açık ki mücadelemize, halkımıza yönelmiştir. 

'BEKLENTİ İÇİNDE OLUNMAMALI'

AKP iktidarı geliştirdiği politikalar ve KHK'lerde, HDP şahsında demokrasi güçlerini her türlü sürecin dışında tutarak açık bir düşmanlık ve savaş politikası yürütmektedir. Gerçeklik bu iken her hangi bir konuda, düzenlemelerden, KHK'lerden pozitif bir beklenti içine girmek halklar ve devrimciler için büyük gaflet olacaktır. Devrim yapma ve özgürlüğü inşa etme dışında hiçbir alternatifimizin olmadığı ve iktidardan hiçbir iyi niyet, demokratik yaklaşım beklememek gerektiği herkesçe bilinmelidir. Suriye'de İran, Rusya ve Esat rejimiyle işbirliğine giren iktidarın saldırıları, savaş ve çatışma şiddetlenecektir. Buna hazır ve yanıt olamayanların direnemeyeceği, kazanamayacağı açıktır. 

Halk ve hareket olarak, PKK ve PAJK'lı tutsaklar olarak birincil, temel gündemimiz Önderliğimizin özgürlüğüdür. Bu temelde Önderliğimizin ve halkımızın özgürlüğünü bir tutmaktayız. 15 Temmuz darbesinin birincil zemini İmralı Adası olurken, ikinci yansıması Antep Katliamı'dır."

Antep Katliamı için başsağlığı dilenen açıklamada, AKP-DAİŞ ilişkisine dikkat çekildi.

Öcalan'ın durumuna ilişkin eylem ve etkinliklerinin devam edeceğini de duyuran tutsaklar, "Bu kapsamda mücadelemizi dar tutmamak, iktidarın her türlü saldırısına karşı devrimci direniş setleri ve yöntemleri geliştirmek gerekiyor. Siyasal çatışmaların bunca keskin olduğu bir gerçeklikte salt mevcut hukukla veya hukuksal mücadelenin yürütülemeyeceği açıktır. Ancak hukuksal mücadelenin siyasal boyutları ve sonuçlarını olduğunu bilerek, hiç bir mücadele alanını boş bırakmamak gerekiyor" diye belirtildi.

HALKA VE DEMOKRATİK ÇEVRELERE ÇAĞRI

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi:

"Başta tutsak aileleri olmak üzere KHK'lere, anti demokratik yasa ve uygulamalarına direnişi yükselterek engel olabilir ve demokratik dönüşümün önünü açabilir. 
PKK ve PAJK'lı tutsaklar olarak DGM'lerden ÖYM'lere, KCK operasyonlarından öz yönetim tutuklamalarına uzanan komplo ve soykırım uygulamalarını bizler üzerinden hükümet-cemaat ortaklı ile geliştirilmiş olan komplo ve katliamları teşhir etme, yeniden gündeme taşıyarak hesap sorma temelinde her türlü girişim ve çabanın sahibi olacağız. Eşitlik ilkesinin ihlali temelinde çıkarılan yasalar başta olmak üzere tüm anti demokratik yasaların iptali ve adil yargılama koşullarının sağlanması için demokratik hukuk çevreleri ile iletişime geçerek, siyasi-hukuksal mücadelemizi yükselteceğiz. 
Bu temelde ailelerimizi, halklarımızı, tüm demokratik kurum ve çevreleri durdukları yerde demokratik toplumun inşasında görevlerini yerine getirmeye, Önderliğimizin özgürlüğü temelinde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz."