Özgürlüğü bekleyen şehir: Raqqa

Yaklaşık 200 bin nüfusu olan ve yarısı çöl olan Raqqa'yı, dünya’daki bir çok insan 2014 yılında DAİŞ çetelerinin işgali altına girmesinden sonra tanıdı.

Suriye'nin kuzeyinde Fırat Nehri üzerinde yer alan bir şehir olan Raqqa, Halep'in 160 km batısına düşüyor. 2004 resmi nüfus sayımına göre, kentin nüfusu 220.488, 2008 nüfus sayımına göre ise 191.784 kişi. Ancak Suriye iç savaşının başlaması ile ken hem göç aldı hem göç verdi.

2011–2014 dönemlerinde Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı çete gruplarının işgali altına giren Raqqa’da DAİŞ çeteleri 2014 yılı içerisinde SUK çetelerini kentten çıkarmış ve kenti işgal altına almıştı.

RAQQA’NIN ÖNEMİ

Rakka, Suriye'nin kuzeydoğusunda. Suriye'nin büyük şehirleri ile Irak'ın Musul, Bağdat gibi batı şehirleri arasındaki ticaret yollarının birbirine bağlayan stratejik bir nokta konumunda.

Raqqa’nın tanık olduğu en büyük değişiklik, 1970'lerde geldi. Kentte Fırat Nehri yakınlarında devasa bir hidroelektrik barajı inşa edildi. Bölgedeki büyük tarım projeleri, Suriye'nin diğer kentlerinden yeni fırsatlar arayan on binlerce kişiyi Raqqa’ya çekti.

Tabi bu durum kentin ve bölgenin demografisini değiştirmeye başladı. Raqqa, Suriye'nin her tarafına açılan büyük yolların da birbirleri ile kesiştiği noktada bulunuyor. Yarısı çöl olan kentin doğu kısmından da Irak'a rahat bir şekilde geçiliyor. DAİŞ çetelerinin burayı sözde başkentleri olarak seçmesinin sebebi bu konumundan kaynaklanıyor.

RAQQA’DA DAİŞ ÖNCESİ VE SONRASI YAŞAM

Suriye’de iç savaş başlamadan önce Raqqa'da özel bir üniversite ve devlet okulları mevcuttu. Kentte yaşam diğer Arap ülkelerine görece farklıydı.

Kent halkı yaz aylarında gece geç saatlere kadar sokaklarda kalır, parkları ziyaret eder, cafelere gider, insanlar akşam yemeklerini kadınlarla erkeklerin beraber gittiği restoranlarda yerlerdi. Eğlence mekanlarına kadın ve erkek beraber gidilirdi. Hatta dikkat edildiyse Esad rejimine karşı gösterilere kadınlar ve erkekler beraber katılırdı.

Ancak Raqqa’nın 2011 de başlayan iç savaş sonrasında Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı çete gruplarının işgali altına girmesiyle durum değişti. 2011 – 2014 dönemleri arasında kent ‘şeriat kanunlarının’ hakim olduğu bir konuma geriledi.

2014 yılında faşist DAİŞ çetelerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden sonra Raqqa’da durum giderek değişti ve ‘radikal İslamcı’ bir karakter kazandı. Kent tüm dünya için artık bir tehdit konumuna gelirken, dünyadaki cihatçı akımların ve çetelerin ‘Hac’ı ‘ konumuna geldi.

DAİŞ çeteleri kenti tamamen ele geçirip işgal ettikten sonra yerel halk ve hükümetin eski çalışanlarıyla kendince bir sistem oluşturdu. DAİŞ çeteleri kentte bu sistem çerçevesinde şeriat yasaları getirip mahkemeler kurdu.

DAİŞ çetelerinin işgali altındaki Raqqa’da çetelerin uygulamalarına direnmeyi veya bu uygulamaları protesto etmek  imkânsız. DAİŞ çeteleri kendi sözde yasaları uyarınca suç sayılan eylemlerinden ötürü cezalandırılanların listesi hayli uzun. DAİŞ çetelerinin halkın gözü önünde kafa kesme, işkence, recm, idamlar vb. bir çok uygulaması mevcut.

Bu nedenle kentte kalanlar güvenlik, bir çeşit hukuk, hizmet ve gıdaya erişim olduğu için DAİŞ çetelerinin işgaline uyum sağladı. Fakat son dönemde ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon ve Rusya’nın hava bombardımanın yoğunlaşması nedeniyle enerji ve su tedarikleri de yok edildi ve hayat siviller için giderek zorlaştı.

Örneğin petrol tesisleri ile rafinerilerin çoğu bombalandığı için yakıt sıkıntısı yaşanıyor.

DAİŞ İŞGALİ ALTINDA KADIN YAŞAMI

DAİŞ çetelerinin işgali altında bulundurduğu alanlarda kadınlara yönelik yaklaşımları basına az da olsa yansıdı. Özellikle YPG/YPJ savaşçılarının, QSD güçlerinin özgürleştirdiği alanlarda halkın özellikle de kadınların analatınları DAİŞ çetelerinin kadına nasıl yaklaştığını ortaya koymuştu.

Genç kızlar ve kadınların, yanlarında yetişkin bir erkek akrabaları (genellikle babaları, ağabeyleri veya eşleri) olmadıkça evlerinden çıkmalarına izin verilmiyor. Kadınlar, başlarından ayak bileklerine kadar tüm vücutlarını örten peçe ve siyah çarşaf kullanmak zorunda. DAİŞ çeteleri 2014 yılında işgal ettiği Raqqa’da ayrıca kadınları denetleyen tugaylar kurdu.

Sokaklarda, erkeklerin de kılık kıyafetlerini denetleyen ve Şeriat kanunlarının uygulanmasını sağlayan özel bir devriye asayiş ekibi dolaşıyor. Sigara içmek yasak. Sigara içenler, DAİŞ çetelerinin sözde güvenlik birimi tarafından yakalanırsa kırbaç cezası ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca tüm erkekler gün içinde namaz saatlerinde camiye gitmek zorunda.

DAİŞ çeteleri cep telefonunda kadın fotoğrafı bulunanlara da 30 kırbaç cezası veriyor. Futbol   maçı izlemek de yasak olduğu gibi  futbol maçlarını yayınlayan kafe veya restoranların kapatılma, sahiplerinin ise öldürülme riski var.

DAİŞ çetelerinin sokaklarda, kadınların kılık kıyafetini denetleyen ve yalnızca kadınlardan oluşturduğu El Hansa Tugayı adında sözde bir asayiş birimi var. Bu tugayda görevli kadınların çoğu DAİŞ çete üyelerinin eşi. DAİŞ çetelerinin bu sözde tugaylarında yer alan kadınların görevi kılık kıyafetleri yasalara uymayanları cezalandırmak ve kadın tutuklulara işkence yapmak.

Kadınlar bu nedenlerden dolayı ve çete üyeleri ile evlendirilmeye zorlanmamak için sokakta olmak yerine evlerinde kalıyor.

Öldürülen DAİŞ çete üyelerinin eşleri başka bir DAİŞ çete üyesi ile evlendiriliyor. Evlilikler uzun sürmediği için çocuk yapılması da pek gündeme gelmiyor. Daha çok cinsel açlığı gidermek için kadınları sex kölesi haline getiriyorlar.