Özgür Gençlik'ten 'Kalemlerimiz adalet için buluşsun' çağrısı

Suruç katliamında yazarlarını, editörlerini kaybeden Özgür Gençlik Dergisi, "Kalemlerimiz adalet için buluşuyor" sloganıyla adalet mücadelesini yürüten herkese dergiyi ortak çıkarma çağrısı yapıyor.

Suruç'ta AKP/Saray destekli DAİŞ çetelerinin katlettiği 33 devrimci arasında Özgür Gençlik dergisinin çalışan ve yazarları da vardı. Büşra Mete, derginin eski çalışanlarındandı. Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Polen Ünlü, Okan Pirinç, Yunus Emre Şen ve Aydan Ezgi Şalcı dergiye yazılarıyla katkı sunan genç devrimcilerdi. Şalcı aynı zamanda liseli öğrencilerin çıkardığı Kızıl Tebeşir dergisinin de yazarlarındandı.

20 Temmuz'dan sonra özgürlük ve adalet mücadelesine "Suruç için adalet" talebini de ekleyen dergi, katliamın yıl dönümüne doğru yeni bir dayanışma çağrısı yapıyor. Tıpkı katliamın ardından derginin yüzlerce kişinin dayanışmasıyla çıkartılması gibi, Haziran sayısı da "Kalemlerimiz adalet için buluşuyor" şiarıyla dayanışmayla yayına hazırlanacak.

Dergi çalışanlarından İlke Başak Baydar, Havva Cuştan ve Ali Deniz Esen, kampanyayı anlattı. 

Üç genç, Suruç vahşetinden sağ çıktılar. Ardından devletin siyasi operasyonlarının hedefi oldular, yoldaşlarının cenaze törenlerine katıldıkları için haklarında soruşturmalar açıldı. Havva Cuştan, kısa bir süre önce Saray medyası tarafından "canlı bomba" ilan edildi.

Özgür Gençlik dergisinin "Kalemlerimiz adalet için buluşuyor" kampanyası SGDF'nin "Suruç için adalet, herkes için adalet" kampanyasının parçası. 

Katliamın ardından çıkardıkları ilk sayıyı da dayanışmayla hazırladıklarını hatırlatan İlke Başak Baydar, önceki çalışmayı hatırlattı: "Derginin editörleri olarak bizler de Suruç katliamının tanığıyız. O günlerde tedavi süreçlerimiz devam ediyordu ve Suruç katliamını hep birlikte göğüslemek için bir çağrı yapmıştık.  Bu çağrımız çok çeşitli kesimlerce yankı buldu. Yüzlerce insan bize yazılarını gönderdi, mizanpaj yaptı, çizim yaptı, fotoğraf gönderdi. Çok önemli ve büyük bir dayanışma örgütlendi. Derginin geliri de yaralıların tedavisine aktarılmıştı. Suruç'un birinci yılına giderken bu dayanışma kampanyasını hatırlatmak istedik."

'GEÇEN YIL Kİ DAYANIŞMAYI HATIRLATACAĞIZ'

Cuştan, AKP/Saray rejiminin Suruç katliamı ile halklara savaş ilan ettiğini hatırlattı, "Suruç'un ardından Sur, Cizre, Silopi, Silvan'da katliamlar boyutlandı. Bu katliamların halk direnişi ile göğüslendiğine de tanık olduk.  Bu sürecte, geçen yıl Temmuz-Ağustos ayında örgütlediğimiz dayanışma çalışmasını hatırlatmak istiyoruz" dedi. 

SGDF'nin başlattığı "Suruç için adalet, herkes için adalet" kampanyasının 4 talebi var. Taleplerin başında atanan yeni savcı Muhammet Ali Korkmaz'ın  da ısrarla sürdürdüğü gizlilik kararının kaldırılması geliyor. Özgür Gençlik dergisinin çalışanları, gizlilik kararını faillerin gizlenmesi olarak yorumladı. İlke Başak Baydar, gizlilik kararına ilişkin "Saray bu savaşın hem yürütücüsü hem de kendi eliyle yaptığı katliamların faillerinin gizleyicisi biçiminde bir pozisyon alıyor" dedi.

Kamu görevlileri hakkında verilen "yargılanmalarına gerek yoktur" kararının iptali, tüm belgelerin halka açıklanması, başta Ankara olmak üzere Suruç katliamının diğer katliamlarla bağlantılarının araştırılması kampanyanın diğer talepleri.

Ali Deniz Esen, çıkartacakları özel sayı ile  "Bu derginin en temel çağrısı halklara hem dayanışmayı  ve ortak mücadeleyi hatırlatmak hem de ortak mücadele ile 'Herkes için adalet' çağrısını yükseltmek olacak" diye konuştu.

Ermeni halkının adalet mücadelesinde simgeleşen 'Hrant için adalet' kapsamında Agos gazetesinden, Roboskîli ailelerden, Somalı ailelerden, Tahir Elçi'nin ailesinden, barış için akademisyenlerden, Özgecan'ın avukatlarından, Suruç gazileri ve aileleri, Cumartesi Anneleri'nin de içinde adalet mücadelesinde simgeleşen kesimlerden yazılar istenecek.

Dergi çalışanları, adalet mücadelesinin bir parçası olmak isteyen herkese yazılarını 10 Haziran'a kadar [email protected] adresine gönderme çağrısı yaptı.

'MÜCADELEYİ ESKİSİ GİBİ SÜRDÜREMEYECEĞİMİZİ GÖRDÜK'

Geride kalan 10 aylık süreç Özgür Gençlik dergisi bakımından nasıl geçti? 

Bu soruya İlke Başak Baydar, şu yanıtı verdi: "Cumartesi annelerini yaratan geleneğin bir parçasıyız. Yıllardır bu adalet mücadelesinin içindeyiz. Suruç'ta kaybettiğimiz yoldaşlarımızın büyük bir kısmı Roboskî katliamının yıl dönümünde Roboskî'de bulunanlardı. Sinan Cemgil'in katledilişinin yıl dönümünde katledildiği yere gidip onun mücadele yürüttüğü topraklarda fidanlık oluşturan gençlerdi. Biz böyle bir geleneği sahipleniyorduk. Suruç katliamı ise doğrudan bizi hedefledi. Bu topraklarda bir ilk. Katliamın ardından mücadeleyi eskisi gibi sürdüremeyeceğimiz sonucunu çıkardık.  Kendimizi özgür basın mücadelesinin bir parçası olarak da görüyoruz. Sur'da, Cizre'de katledilen ve tutuklanan gazetecinin varlığından haberdarız. Can Dündar'ın adliye binasının önünde uğradığı silahlı saldırıyı gördük. Özgür basın faaliyeti bakımından da eskisi gibi bu çalışmanın yürütülemeyeceği ortada. Bunun dışında bu vahşetten sağ çıkanlar olarak, ölümden öte bir yol olmadığını artık rahatlıkla söylüyoruz. Çünkü biz o vahşeti gördük.  Yaptığımız çalışmayı sıradan dergi faaliyeti gibi yürütemeyeceğimiz açık. Politik gündemi sadece gençlik cephesinden ele alamayacağımız da açık. Bu nedenle genel politik gündemin nabzını tutmak gibi önümüze politik görevler de koyuyoruz."

Katliamın ardından dergi yayın periyotuna uygun olarak çıkmaya devam etti. 1994 yılından bu yana süren yayın faaliyetinde bir ilk de yapıldı, 8 Mart'ta "kadın özel" sayısı çıkartıldı. 

Gençlerin verdiği bilgiye göre, derginin 2 bin okuru var. Ağırlıklı olarak üniversiteli gençlik okuyor ancak özellikle özyönetim alanları ile Rojava devrimine ilişkin yazıları nedeniyle semt gençliğinin de ilgisini çekiyor. 

Derginin dağıtımı ise elden yapılıyor. İlke Başak Baydar, SGDF'lilerin büyük bir kısmı derginin dağıtımını da yaptığını anlattı. 

Derginin büroları yok. Dayanışma içinde oldukları gazete büroları, kitle örgütleri kendi büroları olarak görüyorlar. Özellikle de Suruç özel sayısını hazırlarken, özgür basında da teknik destek beklediklerini söylüyorlar.
Bu sayısının geliri yaralıların tedavisi ile anıt mezarların yapımına aktarılacak. 

'HERKESİN YAPABİLECEĞİ BİR ŞEY VAR'

Ali Deniz Esen, hem SGDF'nin kampanyası hem de derginin hazırlanması sırasında devletin çeşitli engellemeleri ile karşılaşabileceklerini söyledi. Suruç özel sayısı hakkında savcılığın soruşturma başlattığını belirten Esen, "Bizim adalet beklentimiz Saray'dan değil adalet mücadelemizi yükselttiğimiz temel muhatabımız Saray'ın kendisidir. Bu bakımdan tüm çalışma boyunca onların engellemeleri ile karşılaşacağız. Ancak katliamla yılmadık, bu engellemelerle yılmayacağız" dedi. 

Havva Cuştan da, sadece Özgür Gençlik kampanyasına değil SGDF'nin "Suruç için adalet, herkes için adalet" kampanyasına isteyen herkesin katılabileceğini söyledi ve ekledi: "Çünkü herkesin yapabileceği bir şey var."