Önder, Davutoğlu'nun neden görevden alındığını açıkladı!

Hakkında 40 yıl hapis istenen Sırrı Süreyya Önder'in duruşması görüldü. Önder, duruşmada Davutoğlu'nun neden görevden alındığına dair açıklamalarda bulundu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında Ankara’da, 4 Kasım 2016 günü gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ‘Terör örgütü üyeliği’, ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ iddialarıyla 40 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi. 

Önder, "Bizim mahkemelere icabet etmeme tutumumuz bu hukuksuzluğu ve çarpıklığı teşhir etme amaçlıdır” dedi.

'KCK İLE 180'DEN FAZLA TOPLANTI YAPTIK'

'Çözüm Süreci'ne dikkati çeken Önder, şunları söyledi:

"Ben ulvi bir iş yaptım, 3 sene bu uğurda emek sarf ettim. Sizin huzurunuza zorla getirilirkenki gece hariç. Uçak kullanmayan bir insanım, silah zoruyla uçağa bindirildim. Sadece İmralı’ya kadar kendim tek başıma araç kullanmışım, bu görüşmeyi yürütmüşüm. Usul şöyleydi; İmralı’ya gidilir, daha sonra Kandil’e nasıl gidilir? Bu görünürde suç. Çözüm çerçeve yasası çıkana kadar MGK’nın kriz yönetmeliği ışığında ben ve heyet üyesi arkadaşlarım Kandil’e gidip KCK yöneticileri ile PKK komutanları ile toplantı yapıyorduk. Devletin ve Sayın Öcalan’ın taleplerini, öneri ve ricalarını iletiyorduk. Onlardan da öneri itiraz ve eleştiri alıyor ve getiriyorduk.”

KCK yöneticileri ile 180’i aşkın toplantı yaptığını 3 sene çalıştığını anlatan Önder, Kandil'de bulunduğu sırada savaş uçaklarının bombardımanına maruz kaldığını, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in araya girmesiyle bombardıman durdurulduğunu aktardı.

HENDEKLER

Önder, devlet güçlerinin saldırısı sonucu açılan hendekler meselesine de değinerek şunları ifade etti:

"Sayın Öcalan bize ‘bu hendekleri kapatmalısınız, ama buna yol açan sorunu da yok etmelisiniz’ dedi. Efkan Ala bizi makamına davet etti, gece saat 01.00’da gittik. Bu meseleyi nasıl çözeriz dedik. Ben 01.30’da araçla yola çıktım ve sabah Diyarbakır’a geldim. Piran Dağları’na gittik. İçişleri Bakanlığıyla, Bölge Valisiyle, güvenlik görevlileriyle meseleyi tartıştık. Bütün mesele yoğun tutuklamalar ve kalekol yapımıydı. O karakol inşaatı durduruldu, biz gittik, ikisi de nişanlanmak üzere evlenecek olan iki uzman çavuşu aldık, bir işkence görüp görmediklerini orada sorduk, teyidini aldık, onurlarını haysiyetlerini rencide edecek bir şey görüp görmediklerini sorduk. Getirdik, komutanlığa teslim ettik. Bir hafta içerisinde de bölgede bir tane hendek kalmadı.”

"Bu devlet bana 8 koruma tahsis etti" diyen Önder, defalarca suikast atlattığını ancak kamuoyuna yansıtmadığını dile getirdi.

Önder, Kürt halkına dönük işkencelere ve çocuklara cezaevlerinde tecavüz edilmesine de değindi.

DAVUTOĞLU'NUN GÖREVDEN ALINMASI

Önder, 2015 yılı Newroz kutlamalarında yaptığı konuşmaya ilişkin soruyu yanıtlarken, "Sayın Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala ve Muhammed Dervişoğlu (Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı) kesintiye uğrayan süreci toparlamak için bir inisiyatif geliştirme amacı içindeydiler. Sayın Davutoğlu bu nedenle görevden alındı” açıklamasında bulundu.

Kendisinden ve Selahattin Demirtaş’tan Newroz'da barış temalı konuşma yapmalarının istendiğini anlatan Sırrı Süreyya Önder, şu bilgileri verdi: “Bu taleplerini ben Kandil’e ilettim. Murat Karayılan, ‘2013 şartlarına dönebiliriz’ dedi. Hendek meselesi bütün yoğunluğuyla devam ediyordu. Onun devamına bizden bu konuşmayı yapmamızı istediler, bu konuşmanın akabinde de Başbakan bir inisiyatif geliştirecek dediler. Ben ve Sayın Demirtaş programda konuşmamız olmamasına rağmen birer konuşma yaptık. Mekaniği böyle hazırlanan bir nevruz kutlamasında bizim şiddet içerikli konuşmamız mümkün değildir. Cımbızlama mantığıyla alınan konuşmalarla böyle bir ithamda bulunulmasını kabul etmiyorum.”

'TOPBAŞ'IN DEDİĞİNİ DESEYDİM...'

Önder, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın "İstanbul özerk olmalı" açıklamasına da atıfta bulunurken, "Kadir Topbaş 4 gün önce, benim ağzımdan çıksa darağacına çekileceğim bir talepte bulundu. ‘İstanbul özerk olmalı, karışanı olmamalı’ diye. Garabete dikkat çekmek için bunu söyledim. 2011-2013 yılları arasında Yeni Anayasa Yazım Komisyonu’nda partimizin temsilciydim. Partimizin özerklik ile ilgili resmi tezini orada da savundum” dedi.

Duruşma, 4 Temmuz'a ertelendi.