Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatı Mehmet Bayraktar, Öcalan’a eksik ve hatalı yönden bakıldığını, bu nedenle de salt bir şahsiyet olarak görüldüğünü vurgulayarak, Öcalan’ın, Kürt Halk Önderi olarak değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.

ANF’ye konuşan Bayraktar, “Sayın Öcalan, 16 yılı aşkın bir süredir, tek hücreli bir adaya mahkum edilmiştir. Bir zindan sürecinden tutun, genel anlamda tecrit hiç eksik olmadı. Bugün 2013 yılından bu yana da devlet ile yapılan görüşmelerde Kürt halkı adına baş müzakerecidir. Türkiye kamuoyu Sayın Öcalan’ın mahkum statüsünde olmadığını iyi bilir” dedi.

‘TECRİT, AHLAKİ VE POLİTİK ANLAMDA DOĞRU DEĞİL’

“Tecride bakıldığın da, Öcalan üzerinde uygulanmak istenen rehin politikasının, iç siyasete alet edilmek istendiği görülmektedir. Bu yaklaşım ahlaki ve politik anlamda doğru değildir, kabul edilemez ve kabul edilmemelidir de. Bu konuda bütün kamuoyu ve başta Avrupa Parlamentosu’nu sorumluluğa davet ediyoruz” diyen Bayraktar, Ortadoğu’da 10 yılı aşkın bir süredir devam eden bir 3. Dünya Savaşı’nı yaşandığına da dikkat çekti.

Ortadoğu’da, dünyanın bütün siyasi güçlerinin dahil olduğu bu kargaşanın ve savaşın uzun süre daha devam edeceğini de belirten Bayraktar, “Bunun yegane sebebi ise Ortadoğu halklarının bütün toplumsal kesimlerinin birikmiş sorunlarıdır. Kürtler açısından bakıldığında, Kürtler; kendi adına ve hesabına en etkin siyasi aktördür. Bu siyaseti de belirleyen yegane güç Kürt Siyasal Hareketi adına Sayın Öcalan’dır. Bugün özellikle Ortadoğu’daki kargaşa ve savaşa en demokratik anlamda en etkin çözüm gücü Sayın Öcalan’ın paradigmasıdır. Bugün bu ideolojik yaklaşım belli ölçüde toplumlara ve halklara nefes aldırmaktadır. Bu da bir heyecan, bir umut yaratmaktadır. Bilim çağında IŞİD vahşetini durdurup gerileten tek güç Öcalan’ın paradigması etrafında toplanan siyasal ve askeri oluşumlardır. Bu yüzden Sayın Öcalan’a bu kadar saldırıyorlar. Bu oluşumun mimarını tehlikeli görüyor, tecrit altında tutuyorlar. Biz bunu asla kabul edemeyiz” dedi.

‘TECRİT BÜTÜN İLERİCİ VE DEMOKRAT TOPLUMLARADIR’

Bu tecridin Öcalan şahsında başta Kürt halkı olmak üzere, yüzü demokratik, komünal ve cinsiyet özgürlükçü toplumdan yöne dönük olan bütün insanlığa olduğunu vurgulayan Bayraktar şöyle devam etti: “Uygulanan bu tecrit politikasını böyle okumak lazım alternatif bir sistemin inşası, gerek halklar, mezhepsel ve toplumlar arası barışın tesisi noktasında Öcalan’ın paradigması ışık olacaktır. Onun şahsında bu paradigmaya saldırılmaktadır. Ortadoğu’daki halkların statüsünü belirleyecek olan bu paradigma, kapitalizmin çöküşünü hızlandıracaktır. Demokratik Modernite’nin salt bu coğrafyada ki değil, bütün toplumlara bir umuttur. Bu anlamda da tecrit, bütün ilerici, demokrat, aydın hatta radikal demokratlara karşı yapılan geri bir hamledir.”

‘ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI, PARLAMENTO BU KONUDA TUTUM ALMADIR’

Toplumun bütün ilerici kesimlerinin bu sürece müdahil olması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, bunun örgütlü zeminin de Türkiye’deki radikal demokrat kesimlerinin birliğinde yattığını belirtti.

“Demokratik eylemlerle seslerini yükseltmeliler ve aynı zamanda oluşa gelen dünden bugüne yapılan siyaset noktasında bu tecrit kabul edilmemelidir. Toplumların kader birliği söz konusudur, gelecekleri tehdit altındadır. Bu da önümüzdeki yüzyılın acılı sancılı geçmemesi için barış ve kardeşlik adına bütün toplum kesimi duyarlı olması gerekir. Özellikle Avrupa Parlamentosu ve Konseyi buna müdahil olmalıdır. Sayın Öcalan şahsında Ortadoğu halklarının geleceği rehin alınıyor, bu ceberut anlayışa müsaade etmemek gerekiyor” diyen Bayraktar, bunun, gözyaşı, faşizm, yoksulluk ve acı olarak topluma geri döneceğinin de altını çizdi. Öcalan’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini ifade eden Bayraktar, “Türkiye Parlamentosu da bu konuda tutum almalıdır” dedi.