GÖRÜNTÜLÜ

‘Öcalan’a tecride derhal son verilmelidir’

HDP Amed Milletvekili Felaknas Uca, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin derhal kaldırılması gerektiğini ifade eti. Uca darbe girişiminin ardından Öcalan’ın sağlığı konusunda kaygı içerisinde olduklarını belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a karşı AKP/Saray tarafından müzakere süreci sonlandırılarak hayata geçirilen tecrit, ağırlaştırılmış koşullarda devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen AKP/Saray Öcalan şahsında başlattığı kirli politikalarla beraber Kürt halkını da uygulanan tecridin bir parçası olarak görme ısrarını mevcut yürüttüğü savaş süreci ile sürdürüyor. 15 Temmuz darbe girişiyle beraber ilan edilen 3 aylık ‘OHAL’ süreci boyunca ise Öcalan’la görüşme talepleri Türk devleti tarafından iptal edildi. Kürt halkı başta olmak üzere bütün muhalif kesimlerin Öcalan’ın sağlığından endişe duyması ve bunun üzerine yapılan çağrılar son durumla beraber yoğunlaşmaya başladı.

27 Temmuz 2011 yılından bu yana avukatları, Ekim 2014 yılından bu yana ailesi ve son olarak 5 Nisan 2015'ten beridir de İmralı Heyeti ile bağlantısı koparılan Öcalan'dan bir yılı aşkın süredir hiçbir şekilde haber alınamıyor. Milyonlarca insan Öcalan’ın hayatından endişe duyarken hiçbir yasal dayanağı olmayan bu uygulamanın da gerekçeleri hava şartları, gemi bozuk gibi asılsız bahaneler oluyor. AKP/Saray’ın Öcalan’a uyguladığı tecride tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Feleknas Uca, Öcalan’a uygulanan tecride ve son sürece ilişkin ANF’ye konuştu.

‘SAYIN ÖCALAN KÜRT HALKININ KIRMIZI ÇİZGİSİDİR’

Bir yılı aşkın süredir Öcalan'ın üzerinde devam eden tecridi kınayan Uca, bir yılı aşkındır İmralı'dan hiçbir şekilde haber alınamadığını ve iletişime geçemediklerini belirtti. Bu durumdan son derece kaygılı olduklarını ifade eden Uca, AKP iktidarı İmralı'da başlayan çözüm süreciyle beraber 2015 yılının Mart ve Nisan aylarında yapılan son görüşmelerin ardından özel politikalara sarılarak büyük bir tecrit politikasını devreye koyduğunun altını çizerek, 5 yıldır Öcalan’ın avukatlarının İmralı’ya gitmesine izin vermediklerini söyledi. Uca, “ailesinin de bu hakkı son 2 yıldır engelleniyor ve İmralı Heyeti'nin de görüşmelerinin engellenmesiyle tam anlamıyla tecrit hayata geçirildi. Sayın Öcalan Kürt halkının kırmızıçizgisidir. AKP de bu çizgiyi kendi çıkarları için kullanmak istiyor ve İmralı tecridiyle Sayın Öcalan Kürt halkından izole etmeye çalışıyor. Ancak biz de tecrit politikasının siyaset konusu değil yaşam konusu olduğunun altını çiziyoruz. Bugün milyonlarca insan bu ülkede Sayın Öcalan'ı kendi Önderi olarak görüyor. Bu kapsamda sadece 10 milyon imza Avrupa Parlamentosu, İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Konseyi ve Meclis'e sundu” dedi.

‘DARBE GİRİŞİMİYLE BİRLİKTE DAHA FAZLA KAYGILARIMIZ OLUŞTU’

Uca, Öcalan'ın Kürt sorunun çözümü, barış, demokratik bir Türkiye ve değişim dönüşümde önemli bir rolü olduğunun vurgusunu yaparak, Öcalan’ın kendisi de son görüşmelerde süreç devam etmediğinde nereye doğru gidileceğini ve darbe mekaniğinden bahsettiğini bir kez daha hatırlattı. Türk devletinin bugün yürüttüğü siyaseti Kürt halkına karşı kullandığını ifade eden Uca, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde bu yönlü düşüncelerinin daha fazla arttığını belirtti. “Darbede İmralı'ya ilişkin konseptin ne olduğu darbenin ardından ortaya çıkan detaylar ve kendi medyalarına da yansıdığı kadarıyla bizi daha çok kaygılandırmıştır” diyen Uca sözlerine şöyle devam etti: “bir an önce bu kaygıların giderilmesi için ya ailesi ya avukatları ya da bir heyetin İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşmesi ve durumu yerinde görmesi gerekiyor. Devlet ve AKP yetkilileri Sayın Öcalan'ın durumunun iyi olduğunu söylüyor ama bizim bu aktarımlara inancımız yok. Çünkü devlet ve AKP, evvelden Sayın Öcalan'ın durumunda bir sıkıntı olmadığını söylüyor ancak, en ağır şekilde tecrit koşulları geliştirerek, hayata geçirmiştir. Bu da kabul edilemez bir durumdur.

Özellikle darbe bizde daha büyük kaygıların oluşmasına neden oldu. Çünkü durumun nereye doğru gittiğini bilmediğimiz ve basına da yansıyan darbeye dair itiraflara yansıyan Sayın Öcalan'a ilişkin planlar karşısında tecridin bir an önce kaldırılarak, Sayın Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesi ve İmralı'dan çıkarılması gerektiğini şart koşuyor. Öcalan’a dönük hiçbir risk kabul edilemez. Bu yüzden bütün Kürt halkı, bütün demokrat halkların Ortadoğu'nun demokrasisi için Öcalan'ın ortaya koyduğu demokrasi perspektifi çerçevesinde Öcalan'ın özgürlüğünü önüne koyarak, onurlu ve eşit bir yaşam için harekete geçmesi gerekiyor.”

‘ÖCALAN KÜRT VE TÜRK HALKININ ARASINDA BİR KÖPRÜDÜR’

‘Dolmabahçe Mutabakatı'nda öne çıkan ve kamuoyuyla paylaşılan 10 madde demokratik bir Türkiye için en büyük alt yapıdır’ diyen Uca, mutabakat üzerine süreç devam ettirilmiş olsaydı bugün ne darbenin yaşanacağı ne de Türkiye'de başka bir krizin ortaya çıkacağını ifade etti. Her şeyin bir biri ile bağlantılı olduğu ve herkesten önce Şengal'de de yaşanacak olan katliamı ilk gören kişinin Öcalan olduğunu belirten Uca, “Rojava'ya dönük tehditleri de gören Sayın Öcalan'dı ve Türkiye'nin ilişkin tehditleri de ilk olarak gören ve tespit eden Sayın Öcalan'dı. Sayın Öcalan tecrit koşullarında o dört duvar arasında en çok yaşanılacakları gören ve hissedendi. Bu doğrultuda da hem uyardı hem de yol haritalarını ortaya koydu. Ancak bugün baktığımızda 17 yıldır tecrit aralıksız bir şekilde sürdürülüyor. Avrupa, Türkiye ve dört parça Kürdistan'da Öcalan'ın özgürlüğüne dönük eylem ve etkinlikler ortaya konuldu. Ama Türk devleti ve AKP iktidarı bütün bu tepkilere karşı gözlerini kapatarak, tecridi sürdürmeye devam ediyor. Bu nedenle bütün Kürt halkının, demokratların ve barış sevenlerin İmralı'da tutulan Sayın Öcalan'a sahip çıkmalıdır. Sayın Öcalan, Kürt ve Türk halkının arasında bir köprüdür. Sayın Öcalan, Türkiye'nin demokratikleşmesi adına en büyük perspektifi ortaya koyandır. Sayın Öcalan bu doğrultuda büyük değişimlerin öncülüğünü yapabilir. Sayın Öcalan, çözüm ve barışın ismidir. Barış ve çözüm isteyen biri varsa Sayın Öcalan'ın yanına gitmelidir. Herkesin her zamandan daha fazla Öcalan etrafında kenetlenmesi gerekiyor” diye belirtti.

‘ÖCALAN ÖNDERLİĞİNDE KÜRT HALKI ÖNCÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR’

Uca, “‘Öcalan'ın felsefesi birçok devlet ve ulus için demokratikleşme, özgürlük ve konfederal bir sistem için onun felsefesi ile örülmüştür” diyerek üzerinden geçen 40 yıllık süreye bakıldığında Öcalan'ın felsefesi ve paradigması doğrultusunda dünyanın Kürt halkını tanıdığını ve öğrendiğini gördüklerini söyledi.

Uca, dünya Kürt halkını kendisi için bir örnek almaya başladığını ifade ederek, “Rojava ve Şengal devrimlerin baktığımızda ve Güney Kürdistan'a baktığımızda Öcalan Önderliğinde Kürt halkı öncü olarak görülüyor. Bugün milyonlarca insan Sayın Öcalan için sokaklara iniyor. Sayın Öcalan'a sahip çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir ki insanların kendilerini bir başkası için yaksın. Ama onlarca insan, tecrit karşısında tutsaklık karşısında Sayın Öcalan'a karşı geliştirilen uluslararası komplo için kendi bedenlerini yakmıştır. AKP ve Türk devletinin bunu iyi görmesi gerekiyor. Eğer insanlar Sayın Öcalan için bedenlerine ateş bırakıyor, açlık grevlerine giriyor ve eylemlere imza atıyor ise bugün de Kürt halkının bir kez daha Sayın Öcalan'a sahip çıkmaya hazır olduğunu görmesi gerekiyor” diye konuştu.

Kürt halkının bu çizgiye sahip çıkacağını ve takipçisi olacağını bir kez daha vurgulayan Uca, AKP'nin izlediği politika Türkiye'yi her geçen gün daha büyük bir kaosun içine çekmekte ve sürüklemekte olduğunu belirtti. Bu politikalarda ısrar edilerek Türkiye'nin sonu getirilmek istendiğini ve Öcalan'a karşı sürdürülen tecride derhal son verilmeli gerektiğinin altını çizen Uca, müzakere koşullarının oluşturulmasının şart olduğunu çünkü Öcalan’ın demokrasi ve özgürlüğe uzanan köprü olduğunu belirtti.

...