MLKP/Kürdistan, AKP'nin Cizre'deki katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
AKP'nin Kuzey Kürdistan kentlerinde DAİŞ çetelerinden daha kanlı ve kirli bir savaş yürüttüğüne vurgu yapılan açıklamada, "Halkımızın öz yönetim talebine karşı başlatılan kirli savaş, doğrudan Tayyip Erdoğan ve ekibine bağlı çetelerce yürütülüyor. Bu katiller sürüsü, hiçbir ahlak ve ilke tanımadan, tüm güçleriyle, halkımızın özgürlük için ayağa kalkan iradesini kırmaya çalışıyor. Günlerce Cizre'de bir binada yaralı halde bulunan insanlarımıza ambulansların gitmesine izin vermeyen bu katiller, sonrasında onları yakarak, katlederek ne denli gözü dönmüş ve hayasız olduklarını sergilediler" denildi.

'SOKAKLARA ÇIKALIM; BARİKAT VE HENDEKLERİ ÇOĞALTALIM'

Açıklamanın devamında, "Son nefeslerine kadar özgürlük ve onur mücadelesinin bayraktarlığını yapan halkımızın Cizre'deki kahraman temsilcileri, AKP faşizmine boyun eğmeyerek yürünecek yolu gösterdiler ve geride kalanlara büyük bir direniş ve onur mirası bıraktılar" denilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Tayyip Erdoğan'ın ve faşist devletin paralı katilleri, yürüttükleri bu kirli ve barbar savaşla Kürt halkımızı korkutup teslim alacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Tüm katliamlara rağmen Kürt halkımız AKP faşizmine boyun eğmeyerek, direnişi büyütecektir. Bu başta Cizre olmak üzere, Sur'da, Silopi'de, Farqin'de ve diğer barikat başlarında onur ve özgülük bayrağını yükselten şehitlerimize sözümüz ve boyun borcumuzdur.
Faşist sömürgeci AKP iktidarının 'çöktürme' ve 'master planı' olarak adlandırdığı kirli savaş konsepti, Kürt halkımıza karşı yürütülen bir soykırım politikasıdır. Katliama sessiz kalmak; vebalini taşımak, ortak olmaktır. Irkçılık ve şovenizimle zehirlenip bu kirli savaşın destekçisi, katılımcısı yapılmaya çalışılan Türk halkı, bunun ortağı, tarafı olmadığını eylemli bir şekilde sokaklara çıkarak göstermelidir.
Faşist sömürgeci AKP iktidarı Türk ve Kürt halklarının ortak düşmanı, katilidir. Kürt halkının haklı taleplerine katliamla karşılık veren bu iktidara karşı, emekçi Türkiye halklarının sokağa çıkması, direnişi yükseltmesi boyun borcudur. Bugün Kürt halkını savaş ve katliamla soykırıma maruz bırakan Saray diktatörlüğü, yarın aynı şeyi Türkiye’nin diğer halklarına ve emekçilerine de yapacaktır. Bu halkların kaderi değildir. Halklar faşist sömürgeciliğe karşı, onurdan ve özgürükten yana taraf olmalıdır. Bugün onurun, adaletin ve kardeşliğin gereği, Cizre'de, Sur'da ve diğer barikatlarda sürdürülen direnişlerin yanında, faşist AKP çetelerinin ve devletinin karşısında olmaktır. Tüm halklar, ezilenler ve onların öncü bölükleri sokaklara çıkıp, barikatları ve hendekleri çoğaltarak sarayın korku imparatorluğuna karşı mücadeleyi büyütmelidir."