Referandumu ANF’ye değerlendiren Mıhçı, dayatılan tekçi zihniyete karşı Ermeni toplumunun daha önce hiç görülmediği şekilde ‘Hayır’ kampanyalarına destek verdiğini belirtti.

‘EVET’ GEÇMİŞTEKİ TRAVMAYA DÖNÜŞ DEMEK

Yeni anayasa değişikliğiyle Ermeni toplumu için geçmişten gelen travmatik bir durumun tekrarının yaşandığına dikkat çeken Nor Zartonk temsilcisi Murad Mıhçı, “Ermeniler Osmanlı döneminden bu yana yapılan her yeni anayasa sonrası göç etmek zorunda kalmıştır. 1982 anayasasında da benzeri şeyler yaşanmış ve Ermeni toplumu yurtdışına göç etmiştir” dedi.

Ermeni halkı için tekçi ve dikta anlayışının her zaman bir sorun yarattığını belirten Mıhçı, bugün onaylanacak maddelere bakıldığında Ermenilerin geçmişteki travmalarını tekrar yaşayabileceği çok ortada olduğuna işaret etti. Patrik seçimine ilişkin İstanbul Valiliğinin müdahalesini örnek gösteren Mıhçı, henüz anayasa onaylanmamışken; Ermenilerin 9 yıldır ruhanilerin patrik seçimini yapamadığını anlattı. Ermeni patriği ve Türkiye Ermenilerinin ruhani Başkanı Mesrob Mutafyan’ın 9 yıldır demas hastası olduğunu ve bu nedenle görevini yapamadığını aktaran Mıhçı, yeni patrik seçimi öncesi toplanan Ermeni topluluğunun seçim sürecini yönetmek için seçtiği kaymakamın İstanbul Valisi tarafından kabul görmediğine dikkat çekti. Mıhçı, Ermeni Patrikhanesine de tıpkı DBP belediyelerine yapıldığı gibi neredeyse kayyum atama moduna girildiğini söyledi.

‘HAYIR’ İLE GÜNEŞ YENİDEN DOĞACAK’

Referandumun tam Paskalya Bayramı’na dek getirilmesi konusunda HDP Milletvekili Garo Paylan’ın verdiği itiraz önergesinin dahi dikkate alınmadığını belirten Mıhçı, bu umursamaz tavrın bile AKP’nin azınlıklara yönelik yaklaşımını özetler nitelikte olduğunu ifade etti. Her şeye rağmen, anayasa değişikliğiyle dayatılan tekçi zihniyete karşı Ermenilerden yüzde 90 üzerinde ‘Hayır’ diyeceğini vurgulayan Mıhçı, Ermeni toplumunun daha önce hiç görülmediği şekilde ‘Hayır’ kampanyalarına destek verdiğini ifade etti.

Hrant Dink, Sevag Balıkçı, Maritsa Küçük cinayetlerinin AKP hükümeti döneminde yaşandığını ve hiçbirinin aydınlatılmadığını hatırlatan Mıhçı, “Hrant Dink cinayetinde failler bir dönem Ergenekoncular; diğer bir dönem FETÖ’cüler oldu. Ama hiçbir zaman devlet bir bütün olarak cinayetteki sorumluluğunu kabul etmedi. Hükümetin o günkü düşmanı kimse cinayet onun üzerine yüklendi” diye konuştu.

Hükümetin 14 yıllık iktidarı sürecinde Ermenilere dönük hiçbir olumlu icraatı olmadığını kaydeden Mıhçı, ne Ermenistan sınırında ki problemin giderildiğini; ne de Türkiye içerisindeki vakıf, patrik gibi Ermeni toplumu dahil olduğu önemli konularda bir adım atılmadığına işaret etti. Ermeni halkının bu coğrafyanın önemli kadim halklarından biri olduğunu hatırlatan Mıhçı, Türk-İslam sentezi dayatması nedeniyle gelinen noktada Türkiye’nin en az Hıristiyan topluluğun yaşadığı ülkelerden birine dönüştüğünü belirti. Ermenilerin bu ülkede en çok nefret söylemine tabii tutulan halklarından biri olduğunu ve bu zihniyetin yerleşmesi değil değişmesi gerektiğinin altını çizen Mıhçı, “Referandumda ‘Hayır’ çıkması aynı zamanda bu coğrafyadaki tüm halkları güneş gibi aydınlatacak” dedi.