Amed'de yaşayan aktivistler, toplum sağlığı üzerine çalışmalar yürütmek amacıyla Mezopotamya Toplum ve Sağlık Derneği'ni (METSAD) kurdu.
Derneğin kuruluş gerekçelerine ilişkin bilgi veren METSAD Yönetim Kurulu Başkanı Cegerğun Polat, ülkedeki çatışmaların, Şengal ve Kobanê’de yaşanan saldırılar sonrası oluşan göç dalgalarının ve çözümsüzlüğün dernekleşme kararı almalarında etkili olduğunu belirterek, “Mezopotamya’nın içinde bulunduğu durum ve yaşadığı riskler, insana dair saf emek sarf edenler açısından daha örgütlü ve organize kurumlar gerektiriyor.  Bunun için yola çıktık ve bunun için varız, diyoruz” dedi.

'SAĞLIK VE YAŞAM HAKKI POLİTİK BİR KONU OLDU'

Sağlığın temel bir yaşam hakkı olduğu ve herkes tarafından eşit, ulaşılabilir olarak yararlanma hakkını barındırdığına dikkat çeken Polat, buna rağmen sağlık hakkı kullanımının dünya nüfusunun büyük çoğunluğu açısından kullanılamadığını ifade etti. Polat, ekonomik durum ve siyasi barış ortamının sağlık hakkının kullanımı açısından son derece belirleyici olduğuna vurgu yaparak, "Sosyal devlet ilkesi üzerinden kamu tarafından belirli düzeylerde yürütülmesi gereken sağlık hizmeti, Türkiye dahil birçok ülkede özelleştirme politikaları ile eşitsizliğin kaynağı haline gelmiştir. Sağlık ve yaşam hakkı yalnızca bir hizmetin konusu olmaktan çıkmış, politik bir tutumun konusu haline bürünmüştür” dedi.

'400 BİN KÜRT GÖÇMEN TEMEL HAKLARDAN MAHRUM KALDI'

DAİŞ'in Êzidî Kürtlere Şengal bölgesinde soykırımcı saldırılarda bulunduğuna vurgu yapan Polat, "Göç eden yüzbinlerce Êzidî güney ve kuzey Mezopotamya’ya dağılmak zorunda kalmıştır. IŞİD bununla kalmamış ve Mezopotamya’yı yangın yerine çevirmiştir. Kobanê tüm dünyanın gözleri önünde büyük bir direnişe sahne olmuş ve 400 bin Kürt göçmen Türkiye’de aylarca barınma hakları dahil birçok temel haktan mahrum yaşamak zorunda kalmıştır” diye ekledi.
Kobanê için yeniden inşa aşamasına gelindiğine değinerek, Şengal göçmeni Êzidî Kürtlerle ilgili kalıcı bir çözüm üretilemediğini söyleyen Polat, "Mezopotamya’nın içinde bulunduğu durum ve yaşadığı riskler, insana dair saf emek sarf edenler açısından daha örgütlü ve organize kurumlar gerektiriyor.  Bunun için yola çıktık ve bunun için varız diyoruz" dedi.