Hermansson, 1964 yılında o zamanki adı İsveç Komünist Partisi olan Sol Parti’nin genel başkanlığına seçildi. 1967 yılnda Sol Parti ‘Komünistler’ adını alan Hermansson’un liderliğindeki parti, Sovyetler Birliği’nin Çekoslavakya’yı işgal etmesini eleştirdi ve Sovyetler’le olan ilişkilerini kesti.

1975 yılında parti liderliğini bırakan Hermansson bir dönem milletvekilliği yaptı. Halepçe katliamından sonra İsveç’te kurulan “Kürtlerin İnsan Hakları için İsveç Komitesi”nin önce yönetiminde yer aldı ve daha sonra da başkanlığına getirildi. Komite, Hermasson’un başkan olduğu dönemde dört parçada yaşayan Kürtlerle dayanışma amacıyla değişik etkinlikler örgütledi.

Hermansson, İsveç’te sınıf çelişkilerini, İsveç büyük tekelleri ve ailelerini ele alıp irdeleyen bir kaç kitap yazdı. Alçak gönüllü ve açık sözlü kişiliği ve tutumundan dolayı sadece Sol Partililerin değil, İsveç halkının önemli bir bölümünün takdir ve saygısını kazandı.

Sol Parti lideri Jonas Sjöstedt, Hermansson’un ölümünden sonra yaptığı açıklamada Hermansson için İsveç’de bağımsız bir sol hareketin yaratılmasından daha önemli hiç bir şey olmadığını ve yaşamı boyunca bu uğurda mücadele ettiğini söyledi.

Hermansson, çok ilerlemiş yaşına rağmen ölene kadar İsveç ve dünyadaki gelişmeleri izlemeyi ve yapılan bazı gösteri ve toplantılara katılmayı sürdürdü. 2013 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İsveç’i ziyareti dolayısıyla “Kürdistan nedir?” başlıklı bir makale yayımlayarak Kürtlerin mücadelelerinin desteklenmesinin önemine değindi.

Toprakları Türkiye, Irak, İran, Suriye ve eski Sovyetler Birliği arasında paylaşılan Kürtlerin devletleri olmayan ender halklardan biri olduğunu belirten Hermansson, “Partimizin çalışmaları arasında Kürt halkının insan hakları için verdiği mücadeleye destek önemli bir yere sahiptir. Bu, Türk Cumhurbaşkanının ziyareti nedeniyle güncelleşti. Ama Kürtlerin sadece Türkiye’de değil yukarıda belirttiğim diğer ülkelerde de yaşadıklarını unutmamak önemli. Kürt Halkının verdiği insan hakları mücadelesine destek bu ülkeler için de geçerli olmalı” ifadelerini kullanmıştı.