KHK’lerle gelen hukuksuzluğa karşı direnişi büyütelim

Hukuksuz bir şekilde açığa alındığı görevine geri dönmek için Yüksel Caddesi'nde direnen akademisyen Nuriye Gülmen, OHAL ve KHKlere karşı direnişe çağırdı.

Selçuk Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken AKP iktidarı tarafından hukuksuz bir biçimde açığa alınan akademisyen Nuriye Gülmen ve 29 Ekim KHK’siyle görevden ihraç edilen Öğretmen Semih Özakça devlet güçlerinin tüm engellemelerine rağmen günlerdir Yüksel Caddesi’nde direniyor.

Sürekli gözaltı ve engellemelere rağmen direnmekten vazgeçmeyen akademisyen Gülmen, açığa alınma sürecini şu şekilde anlatıyor; “FETÖ/PDY veya diğer terör örgütleriyle ilişkide olmak şüphesi ile açığa alındım. FETÖ ve Paralel Devlet Yapılanmasına (PDY) ilişkin 42 soru üzerinden yürütülen bir soruşturma söz konusu. Sordukları sorular maddi şüpheye dayanmayan, anketvari -FETÖ terör örgüte sempati duyuyor musunuz, toplantılarına katıldınız mı, Bank Asya’da hesabınız var mı gibi- sorular. Ben devrimci-demokrat bir kamu emekçisi olarak yürütülen bu soruşturmayı tanımadığımı, söz konusu soruşturmanın maddi şüpheye dayalı olamadan, fikir ve kanaat açıklamaya zorlayarak, demokrat kesimleri tasfiye etmeyi amaçladığını söyledim. Açığa alınmamın üzerinden iki ay geçmesine rağmen herhangi bir gelişme yok.”

DEFALARCA GÖZALTINA ALINDIM

Devrimci-demokrat kesimlerin Türkiye’de öteden beri isimsiz bir OHAL durumu yaşadığını belirten Gülmen, “Kürt illeri bombalanırken OHAL ilan edilmemişti, insanlar gece yarısı evlerine baskınlar yapılıp Dilek Doğan gibi gençler katledilirken de. Evet, belki OHAL halka saldırının daha yaygın olarak yaşandığı bir süreç; ama devrimci-demokrat kesimler her zaman devletin bu yüzünü gördü. Bu ülkede hiçbir zaman demokrasi olmadı. Emeğimizi, ekmeğimizi ve onurumuzu elimizden almaya çalışıyorlar fakat bizler bu hukuksuzluğa karşı teslim olmayı hiçbir şekilde düşünmedik. Başta akademisyenler olmak üzere demokratik kesimlere çağrıda bulunduk. Evet, yaşadığımız durum insanları korkutuyor, ben de korkuyordum; ama sayımız arttıkça şunu da gördüm; insanlarda biriken büyük bir öfke var ve bu öfkeyi dışa vuracak bir ortam bulduklarında harekete geçiyorlar. Defalarca burada gözaltına alındım fakat bir kere olsun sessiz sedasız götürülmedim. İnsanlar gözaltına alınmayı göze alarak polise tepki gösterdiler. Sürekli dillendirilen bir söz vardır; ‘Korku bulaşıcı ise cesaret de bulaşıcıdır’ işte bugün yaşadığımız durum tam da böyle” dedi.

EYLEMİMİZ HALK TARAFINDAN DESTEKLENİYOR

“Yüksel Caddesi’nde veya sosyal medya üzerinden bize ulaşan insanların eylemimize ciddi bir desteği var. Onlara umut olduğumuzu, eylemimizin çok değerli olduğunu söylüyorlar” diyen Gülmen, “Bugün onlarca kişi gelip yanımızda oturarak desteğini sunuyor bunlar bizim için çok değerli; çünkü bu alanda oturmaya başladığımız zaman bizim için bir irade savaşı. Burada oturmak benim demokratik hakkım, kesinlikle suç işlemiyoruz fakat sürekli olarak suç işlediğimiz iddia edilerek gözaltına alınıyoruz. Tam da bu nedenle İşte bir sonraki gün burada oturmamamız için, gözaltı esnasında çeşitli yöntemlerle işkence yapıp korkutmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

GERİ DÖNÜŞLER GÜZEL AMA YETERLİ DEĞİL

Açığa alınan öğretmenlerden bir kısmının göreve iade edilmesini önemli bir gelişme olarak değerlendiren Gülmen, “Geri dönüşlerin olması gerçekten güzel. Bu dönemde Özelikle Samandağ’da istisnasız her gün eylemler yapıldı ve filesiz bir göreve iade durumu söz konusu oldu; ancak bu yeterli değil, olması gereken açığa alınan ya da ihraç edilen tek bir arkadaşımızın dahi dışarıda kalmamasıdır. Evet, belki bugün görevlerimize dönmemiz bir kazanım olarak değerlendiriyoruz; ancak yarının garantisi yok! Kaldı ki göreve iade edilsek dahi artık iş güvencesi gibi bir sorunumuz var; çünkü hükümet 657’i tamamen değiştirmek derdinde. O nedenle göreve iade edildik deyip mücadeleden vazgeçmeyip bu sefer de iş güvencemiz için alanlarda olmalıyız” cümlelerini kullandı.

HALKI DİRENMEYE DAVET EDİYORUZ

Başta kamu çalışanları olmak üzere Türkiye halklarına duyarlılık çağrısında bulunan Gülmen şöyle devam etti; “AKP iktidarı halka dönük savaş politikalarına karşı teslimiyetçi bir tavır sergilememizi istiyor. Bu nedenle herkesi bulunduğu her yerde OHAL ve KHK’lere karşı direnmeye davet ediyoruz.”