KCDP: Değil mırıdanmak, ağzınızı dahi açamazsınız

Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu, “Laiklik için direneceğiz” şiarıyla Fransız Konsolosluğu önünde eylem düzenledi.

Erkek şiddetiyle hayatını kaybeden kadınların yakınlarının ön saflarda yerini aldığı eylemde, başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere tüm erkeklere, “Değil mırıldanmak, haklarımıza dair ağızınızı dahi açamazsınız” mesajı verildi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) öncülüğünde Fransız Konsolosluğu önünde bir araya gelen kadınlar, “Laiklik için direneceğiz ” eylemi düzenledi. Fransız Konsolosluğu’ndan Galatasaray Meydanı’nda yürümeleri polis tarafından engellenen kadınlar, her gün üç kadının erkek şiddetiyle katledildiği, şort giydikleri darp edildiği ve erkeğin sözünün geçtiği bir ülkeye mahkum olmadıklarını vurguladı. Erkek şiddetiyle katledilen kadınların fotoğraflarının taşındığı eylemde, mor rengindeki, “Haklarımızdan ve özgürlüklerimizden vazgeçmiyoruz laiklik için ayaktayız” yazılı pankart açıldı. Eyleme CHP eski Milletvekili Melda Onur’un da destek verdi. Sık sık, “ Kadın düşmanlarına karşı ayaktayız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Laiklik için direneceğiz”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarını atan kadınlar adına açıklamayı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim okudu.

“Bizler her gün yaşamın pahasına hakları için mücadele eden kadınların hikayeleriyle uyanıyoruz” diyerek sözlerine başlayan Ataselim, “ Türkiye’de her yaştan kadın boşanmak istediği için öldürülüyor, kendi hayatına dair karar almak isterken işkenceye maruz kalıyor, bir erkeğin cinsel saldırısına direndiği için yaşamından oluyor, cinsel kimliğinden ötürü linç ediliyor, şort giydiği için tehditlerle darp ediliyor” dedi. Bu baskılar karşısında kadınların susmadığını, birbirlerine daha fazla sahip çıktıklarını vurgulayan Ataselim, kadınların hayatın tüm zorluklarına rağmen hakları için mücadeleye devam ettiğini söyledi.

LAİKLİK IŞİD’DEN KURTULUNCA ÇARŞAFLARINI YIRTAN KADINLARIN RENKLİ ELBİSELERİDİR !

Ataselim, boşanma hakkını elde etmek, idam değil “ Özgecan yasası”, nefret cinayetlerinin son bulması, cinsel şiddete çözüm diye sunulan “ hadım yönetmeliğin” kaldırılması, çocuk istismarını durdurması ve AYM kararının iptali, işyerlerinde tacizin son bulması, üreme hakları, siyasete ve her alanda kendi kararları, okurken ayrımcılığa, şiddete uğrayan ve eğitimden mahrum bırakılan öğrenci kadınlar için 30 ilde eylemde olduklarını aktardı. Bir kadının nasıl bir kıyafetle dolaşacağına kimsenin karar veremeyeceğini hatırlatan Ataselim, kadınlar için laikliğin önemini de şöyle vurguladı: “ Bizlerin kendi hayatımıza dair aldığımız en ufak karar karşı, IŞİD zihniyetiyle saldıranların ilk hedefi Laiklik oluyor. Çünkü laiklik tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz modern haklarımızı savunabilmemizin temelidir. Laiklik, her kadının kendi yaşam şeklinde göre istediği kıyafeti giyebilmedir. Laiklik, biz kadınlar için IŞİD ‘den kurtulunca çarşaflarını yırtan kadınların renkli elbiseleri gibidir ve daha fazlasıdır.”

‘HAKLARIMIZ SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ !’

Ataselim, Fransız Konsolosluğundan “ Beğenmiyorsan öyle mırıldanırsın” diyen Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere tüm kadın düşmanlarına, “Değil mırıldanmak bizim kendi hayatımıza dair verdiğimiz kararlar ve modern haklarımız için ağızını dahi açamazsınız. Bizler başta yaşam hakkımız olmak üzere tüm haklarımızı savunmaya bu meydanlardan devam edeceğiz, çocuklar için, trans kadın kardeşlerimiz için ve dünyanın tüm kadınlar için haklarımızdan ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz, laiklik için direneceğiz ” diye seslendi.

‘BEN BİR İNSANIM VE YAĞMUR ÖNAT’IN ÖZ BE ÖZ ANASIYIM !’

Açıklamanın ardından erkek şiddetiyle öldürülen kadınların yakınlarının söz aldığı eylemde, katledilen Yağmur Önüt’ün annesi Sevgi Gülseren ‘ın yazdığı şiir damgasını vurdu. Gözyaşlarını içinde söz alan acılı anne, “Ben kimiyim? İlla bir kıyafet giydireceksiniz üstüme ben Türküm, Kürdüm, Lazım, Çerkezim, ben Müslümanım, Sünniyim, Ateistim , Aleviyim, ben İstanbullu, Samsunlu, Diyarbakırlı, Urfalıyım, ben kadınım, travestiyim, lezbiyenim, ben işçiyim, patronum, avareyim, ben köylüyüm, şehirliyim, ben mini etekli, türbanlı, çarşaflıyım, ben cahilim, eğitimliyim, ben sağcıyım, solcuyum bir garip yolcuyum, ben tecavüze uğrayıp ölen bebeğin teyzesiyim, ben Liceli öldürülen travestinin kardeşiyim, ben şort giydiği için otobüste, markette tacize uğrayan kadınların kız kardeşiyim, ben Cumartesi Annelerinin arkadaşıyım, ben Özgecan’ın ablasıyım, ben pompalı tüfekle öldürülen Yağmur Önüt’ün öz be öz anasıyım” dedi.

‘CANINA TAK EDEN KADINLAR BÖLÜMÜNDEYİZ !’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise, Fransız Konsolosluğun önünde Galatasaray Meydanı’na yapılmak istenilen yürüyüşlerinin polis tarafından engellenmesine tepki gösterdi. Kav, OHAL adı altında Kadınların yürüyüşünü engelleyen Beyoğlu İlçe Emniyetine şöyle seslendi: “ Günlerdir burada festival yapılıyor, taraftarlar yürüyor güvenlik olmuyor da biz kadınlar hayatlarıyla ilgili öldürülürken, bin bir türlü haksızlık ve aşağılanma maruz kalırken, kendimizi dile getirmek istediğimizde mi güvenlik sorunu oluyor? Kadınlar için zaten sürekli bir OHAL var, biz zaten OHAL ‘de yaşıyoruz bunu anlamakla başlayın mesela. Haddi olmayarak hakkımızda konuşan bütün yetkililer, bütün kadınları korumakla hükümlü Beyoğlu Emniyet mensupları bunu anlamalısınız, kadınlar OHAL ile yaşarken kadınların önünü açmalısınız, önünü kapatmamalısınız ki o tekmeci, şiddet uygulayan erkeklerin önü açılmasın. Siz bizim önümüzü kapattıkça, kadına şiddet uygulayan erkeklerin önünü açıyorsunuz. Önce bunun bir farkında olun. Artık canına tak eden kadınlar bölümündeyiz ve canına tak eden kadınlar ne yapar biliyor musunuz? Kendine şiddet uygulayan erkekleri öldürmek zorunda kalabiliyorlar. ”

Kadınlar, haklarından ve özgürlüklerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak eylemi sonlandırdı.