Kalkınma Bakanlığı: Askeri operasyonlar sona ermeli

Kalkınma Bakanı Doğan, askeri operasyonların ve savaş dilinin terk edilmesini istedi. Doğan, AKP'nin kalkınma politikalarını eleştirdi.

Kalkınma Bakanı Doğan, askeri operasyonların ve savaş dilinin terk edilmesini istedi. AKP'nin kalkınma politikalarını eleştiren Doğan, "Bizim Bakanlığımız süresince; haksız, adaletsiz, halktan ve emekten yana olmayan politikaların terk edileceği hususudur" dedi.

'SAVAŞ ORTAMI DURDURULMALI'

Basın açıklaması yapan, HDP'li Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan,7 Haziran sonrası görev alan geçici hükümetin, müzakere masasının ve barış dilinin yerine ikame ettiği askeri operasyonları durdurması ve savaş dilini bir an önce değiştirmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. Doğan, "HDP olarak Seçim Hükümeti'nde Bakan olmamız; en temelde bu savaş ortamını durdurmak, 'başkalarının evlatlarını, siyasal çıkar ve iktidarlarının devamı için feda etmeye hazır' bir anlayışa karşı, toplumsal barış sesini en üst düzeyde görünür kılmaktır.  Buna paralel olarak, 1 Kasım'da yapılacak seçimler için; bu çatışmalı ortamdan çıkılarak, herkesin demokratik bir biçimde siyasal hakkını kullanabileceği bir seçim ortamı yaratmak temel gündemimiz olmalıdır" diyerek, seçim güvenliğini, savaş dilinde ısrar eden anlayışa terk etmemenin de önemli olduğunu bildirdi.
"Ülkemizde kalkınma yaklaşımının; neo-liberal bir ekonomi politik ile okunması süreci beraberinde; doğal kaynakları sömürme, doğayı tahrip etme, ekolojik hassasiyetleri yok sayma şeklinde tasavvur edilmiş; ormanlık, tarım ve mera alanları yoğun bir biçimde, halkın çıkarlarına aykırı bir biçimde kullanıma açılmıştır" diyen Doğan, şunları kaydetti:

'HALKTAN VE EMEKTEN YANA OLMAYAN POLİTİKALARI TERK EDECEĞİZ'

"13 yıllık AKP'nin tek başına iktidar sürecinde de bu yaklaşım, çok daha büyük boyutlarda derinleştirilmiştir. Türkiye’nin kalkınma perspektifinin ve bu bağlamda hazırlanan 5 yıllık kalkınma planlarının; emekten yana, hakça, adaletli bir gelir dağılımı üzerinden yapılmaması ve üretim alanlarını dolaylı ya da doğrudan halkın tasarrufundan alıkoyan yaklaşımın devamı, ülkemizdeki bölgesel eşitsizliklerin çok daha büyük boyutlara ulaşacağını göstermektedir. Üstelik buna ekonomik verilerin yakın gelecekte bize gösterdiği büyük iktisadi krizin yaratacağı etkileri de dâhil edersek, bu eşitsizlikleri gidermenin çok daha fazla zorlaşacağı bir süreç önümüzde durmaktadır. 
Bizim Bakanlığımız süresince; haksız, adaletsiz, halktan ve emekten yana olmayan politikaların terk edileceği hususudur. Ayrıca, Bakanlığın tasarrufundaki bütün alanlarda bütün politikalarımızı; halkları, demokratik kitle örgütlerini ve diğer sivil toplum alanını karar süreçlerine dâhil eden, demokratik katılımı işleten bir anlayışla yürüteceğimizi, buradan bütün kamuoyunun dikkatine sunmak isterim. 
Bir ülkenin ekonomik gelişmişliği ve kalkınma düzeyi, şüphesiz ki toplumsal barış ve demokratikleşme ile doğrudan ilişkilidir. Buradan hareketle, ülkemizin kaynaklarının büyük çoğunluğunu; hiçbir sonuç doğurmadığını 30 yıllık çatışma ortamında defalarca kez tecrübe ettiğimiz askeri ve güvenlik odaklı politikalara yeniden harcamanın; ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin önünde en büyük engel olduğunu güçlü bir şekilde vurgulamak isterim. Dolayısıyla, savaşa harcanan ülke kaynaklarımızın; eğitim, sağlık, üretim ve istihdam gibi temel ekonomik ve sosyal alanlara yatırılmasının, iktisadî ve buna bağlı olarak toplumsal gelişmeyi, kişi başına düşen millî geliri mevcut durumdan çok öteye taşıyacağını, yapılan ulusal ve uluslararası çalışmalar ortaya koymaktadır. Bu sebeple, mevcut durumda yaşanan çatışmalı ve savaş ortamından hızla çıkarak; kaynaklarımızın, beşerî olana, yani insana, yatırılmasını oldukça elzem görmekteyiz!"