İsveç'deki Türk gemisindeki silahlar nereye gidecek?

3 haftadan beri İsveç'in Varberg Limanında tutulan bir Türk firmasına ait Panama bandralı yük gemisinin taşıdığı silahları nereye götüreceği tam bir muamma.

Silah ve patlayıcı taşımaya elverişli olmadığı ve mürettebatın kötü çalışma koşulları nedeniyle 3 haftadan beri İsveç'in Varberg Limanında tutulan bir Türk firmasına ait Panama bandralı yük gemisinin taşıdığı silahları nereye götüreceği tam bir muamma.

Gemi mürettebatı gemide taşınan roket, silah ve patlayıcıların Ortadoğu'ya nakledileceğini söylerken gemicilik şirketinin sahibi Burçin Tunç, gemisine yüklenen konteynerlerin içinde ne olduğunu bilmediğini ve yüklerin Karadağ'da boşaltılacağını söylüyor.

Türk denizcilik şirketi Trio Shipping'e ait Whiskey Trio adlı geminin İsveç medyasının gündemine girmesi hastalanan bir gemi çalışanının doktora gitmesine izin verilmemesi sonucu gerçekleşti.

Doktora gitmesi engellenen işçi, durumu sms ile İsveç Nakliye İşçileri Federasyonu'na ileterek sendikanın yardımcı olmasını istedi. Gemiye İsveç Nakliye Ajansı yetkilileriyle birlikte giden sendika müfettişi Göran Larsson, karşılaştığı korkunç görüntülerin kendilerini şoke ettiğini söylüyor.

İşçiler sabah kahvaltı ederken gemiye girdiklerini, masada kuru ekmek, bir kaç zeytin, çay ve yarım salatalık gördüklerini, gemide içme suyu olmadığını, çalışanlara buzlukta bulunan son kullanma tarihi geçmiş tavuklardan yemek yapıldığını, gemide sebze ve meyve bulunmadığını belirtiyor.

İşçilerin barınma koşullarının da son derece kötü olduğunu söyleyen Larsson, “Çalışanların uyuyabilecekleri doğru dürüst karyola ve döşekler yok. Hintli bir işçi eski tahtalardan kendisine bir karyola yapmış. Çalışanlara yataklarını örtecek çarşaf da verilmemişti” diyor.

MÜRETTEBAT KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRILIYOR

6 Türk, 2 Gürcü ve 1 Hintliden oluşan mürettebatın haftanın 7 günü, günde 10-12 saat çalıştırıldıklarını ve kendilerine 600 dolar aylık ödendiğini söyleyen Larsson, çalışanların işverenin maaşlarını zamanında ödemediğinden de şikayet ettiklerini söylüyor.

Larsson'un geminin silah ve patlayıcı taşıdığından kuşkusu yok. Mürettebatın kendisine İngiltere'deki askeri bir limandan gemiye içi roket dolu 8 konteyner yüklendiğini söylüyor. İsveç medyasında yer alan gemide İsveç Bofors silah tekeline ait silah bulunduğu iddiasını doğrulayacak bilgisi olmadığını ancak mürettebatın kendisine İsveç'ten gemiye üç konteyner yüklendiğini anlattığını söylüyor.

Hallanposten Gazetesi güvenilir kaynaklardan elde ettiği bilgilerin gemide bulunan silahların İsveç'in Bofors tekeline ait olduğunu, Yemen ve Umman'a gönderileceğini gösterdiğini söylerken Bofors yetkilileri iddiayı yalanlıyor.

ROKET VE PATLAYICILAR ORTADOĞU'YA GİDECEK

Larsson geminin taşıdığı roket ve patlayıcı maddeleri nereye götüreceği sorumuzu ise “Ben tam olarak bilemiyorum. Mürettebat İngiltere'den silah, İsveç'ten patlayıcı madde yüklediklerini, Almanya'dan da yük aldıktan sonra yükleri önce Karadağ ardından da Ortadoğu'ya götüreceklerini söyledi” diyerek yanıtlıyor.

İsveç medyası gemide bulunan silahların hangi ülkeye gönderileceğini öğrenmek için pek çok kurum ve yetkiliye başvurmasına rağmen bir yanıt alamadı. Silah ihracatına izin veren Stratejik Ürünler Müfettişliği (IPS) Genel Müdürü Erik Lövgren, gazetecilerin sorularını kendilerinin sadece ihraç izni verdikleri için silahların hangi ülkeye gideceğini bilemediklerini, silahların gideceği ülkeyi ihracatçı firma ile nakliyeyi gerçekleştiren firmanın yanı sıra gümrük yetkililerin bilebileceklerini söylüyor.

Trio Shipping firmasının sahibi silahların hangi ülkeye gideceğini bilmediklerini iddia ederken İsveç Gümrük Müdürlüğü yetkilileri de silahların gideceği ülkeyi açıklamayı reddediyorlar.

İsveç'te yasalar savaş halinde olan, ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı ülkelere silah satılmasını yasaklıyor. Ama tekeller yasanın bu açık hükmüne rağmen İsveç Hükümeti'nin bilgisi dahilinde Ortadoğu'da savaşan ve insan haklarını ihlal eden ülkelere silah satışlarını sürdürüyorlar.

IPS'nin yayımladığı istatistikler İsveç tekellerinin 2014 yılında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne 378 milyon kron tutarında silah sattıklarını gösteriyor. Her iki ülkede geçtiğimiz yıl Yemen'e yönelik saldırılar düzenledi. Uluslararası Af Örgütü insan haklarını ihlal ettikleri için bu iki ülkeyi pek çok kez eleştirdi.

MÜRETTEBAT ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ

Larsson mürettebatla konuşma talebimizi karşılayamayacağını, işçilerin İşverenin adamları tarafından ölümle tehdit edildiklerini ve bu nedenle medyayla konuşmaya cesaret edemediklerini söylüyor.

Mürettebattan 4 Türk gemide daha fazla kalmaya cesaret edemedikleri için İsveç Nakliye İşçileri Federasyonu'ndan yardım istedi. Sendikanın yardımı ile 4 işçi uçakla Türkiye'ye gönderildi. Larsson, Türkiye'ye ulaşan işçilerin durumu kendisine sms ile ilettiklerini ve yardımlarından dolayı sendikaya teşekkür ettiklerini dile getiriyor.

Gemide incelemelerde bulunan İsveç Nakliye Ajansı'ndan Tomas Åström ise, gemide 20 ciddi eksik olduğunu ve bu nedenle denize açılmasını yasakladıklarını söylüyor.

Seko sendikasının yayın organına gemide güvenlik zaafları olduğunu söyleyen Aström, gemide yangını söndürmek için gerekli araçların bulunmadığını, gemide patlayıcıların infilak etmesini engellemek için gerekli önlemlerin alınmadığını dile getiriyor.

İŞVEREN TÜM SUÇLAMALARI REDDEDİYOR

İsveç İsçi Sendikalarının yayın organı Arbetet Gazetesi Trio Shipping'in sahibi Burçin Tunç ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Tunç, şirketlerine yönelik suçlamaların gerçekleri yansıtmadığını, çok iyi örgütlenmiş bir şirket olduğunu ve 5 gemiye sahip olduklarını söylüyor.

Gazetenin buzlukta son kullanma tarihi geçmiş yiyecek olmasını ve gemide yiyecek bulunmamasını nasıl karşıladığı sorusunu sorumluluğu aşçıya yıkarak işin içinden çıkmaya çalışıyor. Buzdolabında son kullanma tarihi iki ay geçmiş bir paket sütü unutan karısına bile sözünü geçiremediği söylüyor.

Türkiye'den ayrılmadan, bundan iki ay önce gemide çok miktarda yiyecek bulunduğunu söyleyen Tunç, “Onların her zaman taze sebze ve meyve yiyebilmeleri için bir helikopter kiralamam gerekir” diyor.

HİNTLİLER BELKİ HAYATLARINDA YATAK GÖRMEMİŞ

Tunç, gazetecinin gemide personelin kullanması için neden yatak, çarşaf ve yastık bulunmadığı sorusunu ise Hintlilerin belki yaşamlarında yatak görmediklerini, personelin de çarşaf ve yastık istemedikleri için durumdan haberi olmadığını söyleyerek yanıtlıyor.

Personele neden ILO'nun belirlediği asgari ücretin çok altında ücret ödendiği sorusuna ise gemide çalışan tayfaların işe başladıklarında halat tutmayı bile bilmediklerini ve bu nedenle kendilerine düşük ücret ödendiğini iddia ediyor.

Gemide araştırmalar yapan ve personelin evraklarını inceleyen Nakliyat İşçileri Federasyonu Müfettişi Larsson ise, çalışanların tamamının eğitimli tayfalar olmasına ve Birleşmiş Milletler organı Uluslararası Çalışma Örgütü'nün tayfalara en az 1070 dolar aylık ödenmesini önermesine karşın işverenin tayfalardan bazılarına 600 dolar ödediğine dikkat çekiyor.

YAPTIKLARINDAN ONUR DUYUYORMUŞ!

Gemisinde silah ve patlayıcı olup olmadığını bilmediğini, kendilerinin sadece nakliyecilik yaptığını iddia eden Tunç, Türkiye'deki bürosunda 12-13, sahip olduğu 5 gemide de 40-45 kişinin çalıştığını söyledikten sonra şunları kaydediyor: “Ben 50 kişi ve ailelerinin sorumluluğunu aldığımın bilincindeyim. Doğrusunu söylemek gerekirse gemilerimi dört-beş milyon dolara satıp çocuklarımdan başka hiç kimsenin sorumluluğunu almayabilirim. Ama gemicilik sektöründe iş yapmaya çalışıyoruz. Bundan da onur duyuyoruz.”