YENİLENDİ

HDP Yüksekdağ ve Demirtaş için AİHM’e başvurdu

Halkların Demokratik Partisi (HDP), tutuklu eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile tedavisine rağmen hakkında yakalama kararı çıkarılan İdris Baluken için AİHM’e başvuruda bulundu.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, millevekilleri Mithat Sancar, Ertuğrul Kürkçü ve Osman Aydemir ile insan hakları savunucusu avukat Reyhan Yalçındağ’dan oluşan heyet, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gelerek, başvuru dosyasını bizzat iletti.

AİHM’e yapılan başvuru ardından ellerinde tutuklu milletvekillerinin resimleriyle basın mensuplarına bilgi veren HDP heyeti üyeleri, tutuklamalara karşı yapılan itirazların Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmeye dahi alınmadığına dikkati çektiler.

İlk açıklamayı yapan avukat Reyhan Yalçındağ, iç hukuktaki düzenlemelere, AİHM içtihatlarına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ek 1. Nolu protokolüne rağmen HDP milletvekillerinin tutuklu yargılanmaya devam edildiklerine dikkat çekti. Yalçındağ, 95 günü geride bırakan tutuklamalara karşı sundukları tüm itirazların reddedilmesi nedeniyle bugün AİHM’de olduklarının altını çizdi.

AİHS’LE BELİRLENEN HAKLAR 4 KASIM’DAN BU YANA AĞIR BİR BİÇİMDE İHLAL EDİLİYOR’

AİHS’in ek 1. Nolu Protokolü’yle güvence altına alınan seçme ve seçilme hakları, kişi ve güvenlik ile ifade özgürlüklerinin 4 Kasım’dan bu yana ‘ağırlaştırılmış haliyle ihlal edildiğini vurgulayan Yalçındağ, daha önce de AİHM’e ihtiyati tedbir başvurusu yaptıklarını hatırlattı.

Bugün yaptıkları başvurunun tedavisi tamamlanmadığı halde hakkında yakalama kararı çıkarılan Amed İdris Baluken’e ilişkin olduğunu söyleyen Yalçındağ, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından Mustafa Balbay’ın tahliyesine dair karara atfen başvuru yapıldığını kaydetti.

HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş adına da başvuru yapıldığını belirten Yalçındağ, 95 günü geride bırakan tutuklamalara karşı sundukları tüm itirazların reddedilmesi nedeniyle bugün AİHM’e başvurulduğunu dile getirdi. Yalçındağ, başvuruyla yargılamaların tutuksuz devam etmesini istediklerini bildirdi.

AİHM’in bugün sundukları başvuru metnindeki taleplerinin değerlendirileceğini söyleyen Reyhan Yalçındağ, mahkemeden beklentilerine ilişkin olarak ise şöyle dedi: “AİHM daha önce seçme ve seçilme özgürlüğüne de atfen bu konuda verdiği kararlarına bağlı bir biçimde son derece ciddi bir biçimde devam eden bu ihlal durumuna  bir son verecek ve müvekkillerimizin tutuklu yargılanamayacağına dair bir karar verecek. Beklentimiz budur. Mahkemenin içtihatları da bunu söylemektedir.”

SANCAR: TÜRKİYE’DEKİ KARARLAR BEKLENMEMELİ

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise, Türkiye’de yargının ve özellikle Anayasa Mahkemesi’nin ağır baskı altında olduğunu söylerken, AİHM’in iç hukuk yollarının tükenmesini bekleme kuralının bir anlamı olmadığının altını çizdi. Sancar, AİHM’e başvurularından olumlu bir karar çıkmasını beklediklerini dile getirirken, HDP’nin defacto bir biçimde kapatılmış olduğunu kaydetti.

Ağustos ayında yaptıkları başvuruyu hatırlatan Sancar, yapılan başvurulara tepkisiz ve duyarsız kalınamayacağını vurguladı. HDP’ye yönelik tutuklama ve operasyonlarla önümüzdeki referanduma yönelik propaganda ve çalışmalarının da engellenmiş olduğuna dikkat çeken Sancar, AİHM’in Türkiye’deki mahkemelerin kararları beklenmeden başvurularını sonuçlandırmasını istedi.

KERESTECİOĞLU: ANAYASA MAHKEMESİ 95 GÜNDE TEK BİR İŞLEM YAPMADIĞI İÇİN BURADAYIZ

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ise, eş genel başkanlar dahil HDP milletvekillerinin 4 Kasım’dan bu yana tutuklu olduklarını hatırlattığı konuşmasında, tutuklamalar ve operasyonlarla referandum çalışmalarının engellenmek istendiğinin altını çizdi.

Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalarının üzerinden 95 gün geçtiğine dikkat çeken Kerestecioğlu, “Mahkeme bu sürede tek bir işlem dahi yapmadığı için biz buradayız” dedi. Kerestecioğlu, 95 günlük sürede tek bir incelemenin dahi yapılmamasının kabul edilemeyeceğini dile getirdi.

Fezlekesi olan hiçbir milletvekilinin durumunun farklı olmadığını söyleyen Kerestecioğlu, “O zaman, ya hep beraber içerde olmalıyız ya hep beraber dışarda olmalıyız” dedi.

KÜRKÇÜ: AİHM’İN AK’NİN YÜRÜTME ORGANLARINDAN BAĞIMSIZLIĞINI İSPAT ETMESİNİ BEKLİYORUZ

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, Avrupa’daki kurumların ise ‘giderek Türkiye’ye benzemeye başladığı’ eleştirisinde bulundu. AİHM’in kararlarını giderek Avrupa Konseyi kararlarına uydurmaya çalıştığına dikkat çeken Kürkçü, Venedik Komisyonu ve İnsan Hakları Komitesi’nin konuya ilişkin kararlarının ‘son derece açık olduğunu’ hatırlattı.

Kürkçü, “Türkiye’de kararları beklenecek bir yargının artık kalmadığını gösteren tüm raporlara rağmen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’nin kararını, yani iç hukukun tüketilmesini bekliyor. Yani (AİHM) bütün normal zamanlarda söylenecek sözleri söyleyerek, verilecek kararları erteliyor. Biz bunun ertelenemez olduğunu, AİHM’in AK’nin yürütme organlarından bağımsızlığını ispat etmesini bekliyoruz” diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç da, yaşanan tıkanmışlığın aşılması gerektiğini söyledi. Hukuk açısından bir garabet yaşandığını Oluç, uluslararası alandaki çabalarının devam edeceğini vurguladı.

‘ANAYASA MAHKEMESİ KENDİ ALDIĞI KARARLARI SAHİPLENMELİ’

Urfa Milletvekili Osman Baydemir de, insan hakları ve hukukun sağlanmasını talep etmek için AİHM’de olduklarını söyledi.

Demirtaş, Yüksekdağ ve Baluken için yaptıkları başvurularına ilişkin verilecek bir kararın tutuklu tüm milletvekilleri için emsal olacağını kaydeden Baydemir, daha önce Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay için verilen kararları örnek gösterdi. Baydemir, Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kararlarına sahip çıkması gerektiğini vurguladı.

Şirnex Milletvekili Ferhat Encü’nün kelepçelenerek gözaltına alındığını hatırlatan Baydemir, hak ve özgürlük isteminin kelepçelenemeyeceğini vurguladı.

Erdoğan ve AKP’nin sık sık sığındığı ‘milli irade’ söylemine atıfta bulunan Baydemir, halkın seçtiği vekillerin ancak halk tarafından gönderileceğinin altını çizdi.

BAŞVURUDA NE DENİYOR?

HDP’nin bugün AİHM’e yaptığı başvuruda, “ülkenin en çok oy alan üçüncü partisi olan HDP’nin Eş Genel Başkanlarının seçmenlerini ve partiyi temsilen katıldıkları eylemler ve düzenledikleri basın açıklamaları nedeniyle özellikle referandum sürecinde, tutuklu yargılanıyor olmalarının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan özgürlük ve güvenlik hakkını, ifade özgürlüğünü ve serbest seçim hakkını ihlal ediyor” ifadelerine yer veriliyor.

Başvuruda ayrıca, HDP’ye ait parti binaları ve seçim büroları ve araçlarının 2014 yılında 22, 2015 yılında 7 Haziran seçimleri öncesinde 106, 2016 yılında 36 kez saldırıya uğradığı, 22 Temmuz 2015 tarihinden bu yana HDP, DBP ve bileşenlerine yönelik operasyonlar kapsamında 9.796 kişinin gözaltına alınarak 2.906 kişinin tutuklandığı, Temmuz 2016'dan bu yana ise aralarında Eş Genel Başkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da olduğu 12 milletvekilinin de bulunduğu toplam 5.471 kişinin gözaltına alınarak 1.482 kişinin tutuklandığı hatırlatıldı. 

AİHM başvurusunda referandum sürecinde etkili bir 'hayır' kampanyasının örgütlenmesi için çalışan muhalefetin susturulması ve cezalandırılması amacıyla yürütülen ve keyfi ve sistematik bir hal alan gözaltı ve tutuklamaların siyasi bir amaç taşıdığının da altı çizildi.