HDP seçmeni: Parlamento yoksa sokak var!

ANF'ye konuşan HDP seçmenleri, Saray ve AKP'nin kendi iradelerini gasp etmesine izin vermeyeceklerini belirtirken, "Parlamento yoksa sokak var" mesajını verdi.

HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının  kaldırılması girişimine seçmenlerden tepki geldi. HDP seçmenleri, Saray ve AKP'nin kendi iradelerini gasp etmesine izin vermeyeceklerini belirtirken, "Parlamento yoksa sokak var" mesajını verdi.

Meclis'te bugün  görüşülecek dokunulmazlık teklifine karşı tepkiler giderek büyüyor. ANF'ye konuşan seçmenler, tepkilerini şöyle dile getirdi:

'7 HAZİRAN'IN İNTİKAMI'

Berfin Azdal (Üniversite  Öğrencisi): "Vekillerimizin dokunulmazlığının kaldırılmasını  savaş konseptinin bir parçası olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu aslında 7 Haziran seçimlerinde Türkiye’de ortaya çıkan demokratikleşme iradesini kırmaya yönelik bir hamledir. HDP milletvekilleri sadece bir partinin milletvekilleri değil, onlar aynı zamanda barışın da vekilleridir ve  demokrasinin de  teminatıdır. Saray ve AKP hükümetinin de yapmak istediği  zaten bir arada yaşama iradesini ortadan kaldırarak; diktatörlük, başkanlık rejimini getirmek ve buna  karşı duranları da tutuklamaktır. Biz, vekillerimize dokunulmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye'de siyaset yapmak çok zor, önümüzde baskılardan cezaevlerine, mezara kadar zorlu ve çetin bir yol var. Bu anlamda vekillerimiz her şeyi göze almış durumda. Bugün yolsuzluk, tecavüz dosyaları olan bakanlara  dokunulmazken, barış isteyenlere dokunuluyor. Ama bu çok iyi bilinsin ki, hiçbir şey bizi barış ve özgürlük mücadelesinden döndüremez. Parlamento yoksa sokak var!"

'DAĞ YOLUNU GÖSTERİYORLAR'

Ercan Güneş (İşçi): "Çözüm masasını devirerek  diyalog yolunu kapatan AKP hükümeti şimdi de siyasetin önünü tümden kapatmaya çalışıyor. Kürtlerin iradesini Meclis dışına çıkarttıklarında Başkanlık hedeflerine daha kolay erişebileceklerini düşünüyorlar. Önce Kürdistan’ı ablukaya aldılar, muhalefetin sesini  patlayan bombalarla kıstılar; şimdi HDP vekillerini Meclis’ten çıkartarak iktidarlarını  sorunsuz bir biçimde pekiştirmek istiyorlar. Diğer partiler de dokunulmazlık konusunda aynı çizgide buluşarak buna yol veriyor.  Niye? Çünkü  Türkiye ‘de söz konusu Kürtler  olunca hepsi tek bir akıl oluveriyor. Ben bu süreci 1990’lara  geri dönüş olarak nitelendiriyorum. Siyasetin önünü  kapatarak,  insanlara dağ yolunu gösteriyorlar. Ama nasıl ki dün Kürtlerin iradesini yok edemediler, bugün de yok edemeyecekler. Biz mücadelemizi parlamento olsa da olmasa da sürdüreceğiz."

'MİLYONLAR OLARAK DÖNERİZ!'

Gülsüm Özege  (İşçi): "HDP vekillerine  dokunmak Kürt halkının iradesi çiğnemektir. Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların, Çerkeslerin ve tüm  halkların, ezilenlerin, işçilerin, muhaliflerin  iradesini ipotek altına almaktır. Bizi bu şekilde marjinalleştirmeye çalışıyorlar. Ama biz  varız ve bizi parlamentodan çıkartarak bu iradeyi yok edemezler. Biz  bir gideriz, milyonlar olarak döneriz."

‘SURUÇ’TAN SONRA İKİNCİ KATLİAM!'

Murat Akdağ (Tiyatrocu): "HDP'li milletvekilleri  benim Meclis’teki sesimdir ve onların dokunulmazlıklarının kaldırılmasını dayatmak  benim sesimin kesilmesi anlamına gelir. Eğer Meclis’te dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde bir karar alınırsa, Meclis çatısında beni ve benim gibi milyonların sesini temsil edecek kimse kalmayacak. Suruç’taki katliamdan sağ kurtulan bir kişi olarak, seçtiğim partinin  vekillerinin  dokunulmazlıklarının  kaldırılması benim için ikinci bir katliam anlamını taşıyor. Buna müsaade edilmemesi gerekiyor. Burada katledilmek istenilen bizim Meclis’teki temsiliyetimizdir. Bu tüm muhalif kesimlerine yapılmış bir darbedir ve bunu asla kabul etmeyeceğiz. Dokunulmazlığı kaldıracaklarsa tüm vekillerinkini kaldırsınlar."

'MİLYONLAR HAKLARINDAN VAZGEÇMEYECEK'

Aslı Erdoğan (Gazeteci-Yazar): "HDP vekillerinin  dokunulmazlığını kaldırmak  halkın oyunun gaspıdır. Hükümet, baskısıyla  Meclis çalışamaz hale getirmeyi amaçlıyor. Kürt hareketinin en önemli siyaset kanalı da ciddi anlamda ablukaya alınmış durumda şu an.  AKP hükümeti  alenen 'biz hem yolsuzluk yaparız  hem de HDP milletvekillerini de hapse attırırız' mesajını veriyor. Kendisi gibi düşünmeyenleri gücüne göre ya öldürüyorlar, ya da cezaevine gönderiyorlar. Bu topyekûn bir susturma operasyonu.  Bugün bana, yarın sanadır.  AKP, açıkça  7 Haziran seçim yenilgisinin intikamını alıyor; milliyetçiliği, Kürt düşmanlığını pompalayarak kendi iktidarını, polis devletini pekiştirmeye çalışıyor.  Ama Kürt hareketi bu tür hamlelerle  demokrasi mücadelesinden vazgeçmez. HDP’nin aldığı oy ciddi bir oy  potansiyeli ve benim de dahil olduğum milyonlarca kişi  dünden bugüne haklarından vazgeçmeyecek.  Evet, çok acılar çekilecek ama elinde sonunda hak yerini bulacak."

'DEMOKRATİK BİR CEPHE OLUŞTURULMALI'

Gürsel Coşkun (Müzisyen): "Halkın oylarını böyle basit oyunlarla yok sayılması demokrasiye atılan  büyük bir darbedir. Dokunulmazlık kalkacaksa, bütün vekillerin dokunulmazlığının kalkması lazım. Bu ülkede yolsuzluk yapan bakanlar ellerini kollarını sallayarak gezerken, barış ve çözüm isteyen vekillere dokunmak AKP hükümetinin karakterinin özeti.  Bir de anlaşıyor ki, gemileri su almaya başladı, bu da onları çok rahatsız ediyor. Çok sert bir dönem bizi bekliyor. Bu bitmek bilmeyen baskılara  karşı mutlaka demokratik bir cephe oluşturmak gerekiyor, yoksa bu oksijensizlik herkesi bitirir. Siyasetin tek alternatifi parlamento değildir. Çok daha çalışarak muhalefeti yükseltmek lazım; bunun yeri, sokaktır."

'SOKAKTA SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Rosa Kahya (Üniversite Öğrencisi): "HDP’nin dokunulmazlıklarının kaldırılması  savaş sürecinden bağımsız bir hamle değil.  Dokunulmazlıkları kaldırdıktan sonra  milletvekillerini uydurma davalarla  hapse atıp tüm muhalefete gözdağı vermek isteniyor. Böylece istedikleri Başkanlık hedefine sorunsuz ilerleyip, anayasa değişikliğini referandumsuz rahat bir şekilde Meclisten çıkartabilirler . Bu hamle hem Kürt halkının hem de Türkiye halklarının iradelerine vurulmuş bir darbedir. Ancak bizim anlattığımız politik hayat parlamento ile sınırlı değil. Biz zaten gücümüzü sokaktan alıyoruz ve almaya devam edeceğiz. Milletvekillerimizi bir şekilde tutuklasalar da, baskı da  uygulasalar, biz  sokaklarda  sözümüzü söylemeye devam edeceğiz."