GÖRÜNTÜLÜ

HDP'li Ayhan: Erdoğan HDP'yi yok etmeye çalışıyor

HDP Urfa milletvekili İbrahim Ayhan, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’yi statükocu ve faşizan anlayışı karşısında tehdit olarak gördüğünü bu nedenle yok etmeye çalıştığını belirtti.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekçi, oligarşik ve otoriter anlayışına karşı HDP'nin kendisine göstermiş olduğu muhalefeti ve demokratik siyaset duruşunu yok etmeye çalıştığını söyleyen HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, dokunulmazlık adı altında yapılan darbeye karşı 6 milyon insanı temsilen halkın sorunlarını doğrudan dile getirebilecek bir mücadele hattını esas alacaklarını kaydetti.

Kürt halkı yüz yıllardır halk olmaktan gelen haklarının yok sayılmasına karşı özgürlük mücadelesi veriyor. Kürt halkının yok sayılmalara karşı başlattığı isyanlar ise her seferinde kanla bastırılarak susturulmaya çalışıldı. PKK öncülüğünde başlatılan ve yaklaşık 40 yıldır devam eden özgürlük mücadelesi ise dört parça Kürdistan'da halklaşarak çok büyük bir destek almakta. Türkiye'de de Kürt halkının verdiği özgürlük mücadelesi karşısında her seferinde "Kürt sorunu Meclis'te çözülür" söylemi üzerinden politika yürütüldü. Buna karşı 7 Haziran 2015'te büyük bir halk desteğini alan Hakların Demokratik Partisi (HDP) 80 milletvekili ile Meclis'te temsiliyet bulurken, seçim sonucunun AKP/Saray tarafından tanınmaması ve ardından yapılan 1 Kasım 2015 seçimlerinde bir kez daha halktan aldığı destek karşısında 59 milletvekili ile Meclis'e girmeye başardı. Ancak halkın çözüm, demokrasi ve özgürlüğe dair gösterdiği iradesine karşı geliştirilen AKP/Saray tarafından dokunulmazlık adı altında geliştirilen darbeyle bir kez daha "Silahı bırakın, Meclis'e gelin. Kürt sorununun çözüm adresi Meclis'tir" söyleminin hamasetten ibaret olduğu bir kez daha tüm kamuoyu tarafından anlaşıldı.

AKP/Saray'ın dokunulmazlık adı altıda özgürlük ve demokrasiye dönük geliştirdiği darbeyi ve buna karşı sürdürecekleri mücadeleyi HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan ANF'ye değerlendirdi.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla girişilen darbe mekaniğinin tamamlandığını söyleyen Ayhan, dokunulmazlıkların kaldırılmasını halkın iradesine karşı geliştirilen ve Saray, AKP, MHP ve CHP blokunun faşizan darbesi olarak değerlendirdi. Bu darbe ile halkın iradesini hiçsizleştirme ve yok saymanın pratiğinin sergilendiğini dile getiren Ayhan, "Bu aynı zaman TBMM'nin iradesine bir müdahaleydi. Biz bunu uzun süreç içerisinde anlattık, ifade ettik. Dokunulmazlıklar üzerinden bir darbenin gerçekleştiğini, halkın iradesizleştirilmeye çalışıldığını söyledik. Hem anayasal açıdan hem demokratik siyaset alanı açısında hem de hukuksal olarak bu yapılan uygulamanın tamamen aykırılığını ortaya koyduk. Buna karşı bir direniş de sergiledik, mücadele ettik. Halkımızı da bu konuda aydınlatmaya, uluslar arası kamuoyuna bilgilendirmeye çalıştık. Fakat 20 Mayıs günü AKP/Saray, CHP ve MHP'nin desteğiyle bu darbe mecliste gerçekleşti" diye hatırlattı.

'HALKIMIZIN SORUNLARINI DOĞRUDAN DİLE GETİREBİLECEK, BİR MÜCADELE HATTINI ESAS ALACAĞIZ'

Meclis'te dokunulmazlıklar üzerinden gerçekleştirilen darbenin ardından izleyecekleri rotaya değinen Ayhan, "Halkımızı temsilen ve iradesi olarak 6 milyon insanın iradesini temsil eden bir partiyiz. Bundan sonra da halkımızla beraber, halkımızla birlikte bu iradeyi en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağız. Daha önce ne yaptıysak bundan sonra da aynı işleri yapacağız. Halkımızın içerisinde halkımızla beraber olacağız. Halkımızın sorunlarını doğrudan dile getirebilecek, bir mücadele hattını esas alacağız. Bunun çabası ve pratiği içerisinde olacağız. Şuan da 'İrademe dokunma, vekiline sahip çık' şiarıyla başlattığımız kampanyalar var. Bu kampanyalar kapsamında halk buluşmalarını gerçekleştiriyoruz. Her yerde halkımızla bulaşmaya, bu süreci aktarmaya ve ifade etmeye çalışıyoruz. Halkımız kendisi de yaşanan bu darbe sürecini, bu irade kırılma girişimini farkında. Halkımızda bize büyük bir moral ve destek sunuyor. Özellikle bu direniş pratiğimizin sonuna kadar destekçisi olacaklarını söylüyorlar. Biz bu direnişimizi halkımız ile beraber sonuna kadar yürüteceğiz. Bu mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Darbeye, faşizme karşı ne teslim olacağız nede boyun eğeceğiz. Elimizden geldiğince en iyi şekilde bu temsiliyetimizi yerine getirmeye halkımızla beraber özgür ve onurlu bir yaşamı inşa edinceye kadar bunu gerçekleştirinceye kadar mücadelemiz devam edecektir" dedi.

'ERDOĞAN BİZİ STATÜKOCU VE FAŞİZAN ANLAYIŞI KARŞISINDA BÜYÜK BİR ENGEL OLARAK GÖRÜYOR'

Yürütmüş oldukları mücadeleden asla geri adım atmayacaklarını söyleyen Ayhan, şöyle devam etti: "Doğru, hak, demokratik bildiğimiz yoldan geri dönmeyeceğiz. Bundan hiçbir güç de alıkoyamayacak. 7 Haziran'da Türkiye'nin dört bir tarafında halkların kardeşliğini ve eşitliğini esas alan bir mücadele yürüttük. Seçim sonuçları da yürüttüğümüz mücadelenin büyük bir başarısı olarak vücut buldu. Adeta devrim niteliğinde bir sonuç elde ettik 7 Haziran seçimlerinde. Bu almış olduğumuz sonuç, halkların kardeşliğini, eşitliğini, birlikteliğini ve özgürlüğünü esas alan seçim sonucu Saray ve statükocu güçler tarafından ortadan kaldırılmaya çalışıldı. 7 Haziran'dan günümüze kadar adım adım derin bir darbe mekaniği hayata geçirilmeye çalışıldı. Türkiye'de her şeyi kendine tekleştiren, kendinde merkezileştiren otoriter bir anlayış Saray'da kendini hakim kılmaya çalıştı. Her şeyi demokrasi ve özgürlüklerin dışında ele alan ve kendine isteyen bir zihniyet, bir anlayışla karşı karşıya kaldık. Özellikle farklılıkları, çeşitlilikleri, demokrasi ve özgürlükleri tanımayan statükocu bir anlayış ile karşı karşıyayız.

'ERDOĞAN TEKÇİ VE OTORİTERLİĞİNE KARŞI HDP'NİN MUHALEFETİNİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR'

"Erdoğan, HDP'nin kendisine karşı göstermiş olduğu muhalefeti ve demokratik siyaseti tekçi, oligarşik, otoriter anlayışa karşı göstermiş olduğu duruşu yok etmeye çalışıyor" diyen Ayhan, "Bizi kendi statükocu anlayışı ve faşizan anlayışı karşısında büyük bir engel olarak görmektedir. Demokratik siyasete saldırının amacı da budur. Bugün CHP'de, MHP'de bu başkanlık adı altında gerçekleştirilen otoriter anlayışın destekçisi durumda ve onun önünü ve yolunu açan bir pozisyondadır. Biz her zaman demokratik siyasetten yana olduk. Kürt halkı başta olmak üzere tüm halkların ve toplumsal kesimlerin sorunlarının demokratik bir zeminde çözülmesini esas aldık. Parlamentodaki mücadelemizde bu çizgi üzerinden yürüdü. Şuan görünüyor ki demokratik siyasete alan açmak istememektedirler. Bizi kabul etmemektedirler. Daha önce bize defalarca çağrıda bulunan, bize defalarca silahsız, şiddetsiz barış içerisinde bir mücadeleyi esas aldığını söyleyenler şuanda şiddetle, çatışmayla, silahla kendilerini hakim ve egemen kılmaya çalışmaktadırlar. Siyasetin alanını ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar. Biz daha önceden de hangi çizgide ve hangi noktada bulunmuşsak şuanda aynı noktadayız. Türkiye'de sorunların demokratik siyasetle çözülmesi gerektiğin inanıyoruz ve bu çerçevede eşitlik temelinde Kürt halkı başta olmak üzere toplumsal kesimlerin sorunlarının çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz" diye konuştu.

'HALKIMIZLA BİRLİKTE ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ'

Demokratik siyaset ve özgürlüklere karşı Meclis'te geliştirilen darbeye karşı halkla beraber edeceklerini söyleyen Ayhan, değerlendirmelerine şöyle noktayı koydu: "Sonuna kadar demokrasi ve özgürlüklerin mücadelesini vereceğiz. Demokratik siyasetin alanının daraltılmasına ve darbelenmesine yönelik saldırılara karşı direnme ve mücadele etme hakkımızı en son noktaya kadar kullanacağız. Bu anlamda halkımızda zaten bize vermiş olduğu sorumluluğu bu şekilde yerine getirmemizi istiyor. Biz halkımız hangi çerçevede bizi görmek istiyorsa ve bizimle beraber mücadele etmek istiyor ise onların yanında olacağız. Halkımızla beraber halkımızla birlikte bu mücadeleyi vereceğiz. Asla halkımızın gerisinde ve dışında hareket etmeyeceğiz. Her zaman halkımızla birlikte özgürlük ve demokrasi mücadelesini sonuna kadar vereceğiz."

...