HDP Adayı'ndan Erdoğan'ın Kur'an'lı konuşmasına tepki

HDP Erzurum milletvekili adayı Seher Akçınar Bayar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim mitinglerinde elinde Kur'an'la konuşmasını eleştirdi, "Değerlerimizin bu şekilde siyasal alana taşınmasını doğru bulmuyoruz" dedi.

HDP Erzurum milletvekili adayı Seher Akçınar Bayar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim mitinglerinde elinde Kur'an'la konuşmasını eleştirdi, "Değerlerimizin bu şekilde siyasal alana taşınmasını doğru bulmuyoruz" dedi. Bayar, Diyanet İşleri Başkanlığı tartışmalarına ilişkin olarak da, "Din dediğimiz alanın devletin tekelinin altında olmaması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

Sorularımıza yanıt veren Akçınar Bayar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kürt kentlerinde elinde Kur'an'la yaptığı konuşmalar için, "Kur'an'ın miting alanlarında bu şekilde kullanılmasını etik bulmuyoruz. Kur'an-ı Kerim bizim bir değerimizdir. Toplumda ve bizde karşılığı olan bir şeydir. Siyasal alana taşınmasını doğru bulmuyoruz. Bizim de tarzımız değil" dedi.

'BU İŞ DİYANET'LE BAŞLAMADI'

Akçınar Bayar, Kur'an-ı Kerim'in ilk Kürtçe mealinin 1994 yılında basıldığını hatırlattı, "Ayrıca Diyanet'ten önce 2014 yılında bir yayınevi tarafından basıldı. Yani bu iş Diyanet ile başlamadı" diye konuştu.

HDP'nin "yeni yaşam" bildirgesinde yer alan "Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din dersi" ile ilgili maddelerin AKP tarafından siyasal malzeme olarak kullanıldığını belirten Akçınar Bayar, "Bu bölge muhafazakar bir dokuya sahip ve böyle bir söylemle bu meseleyi halledebileceklerini düşündüler" dedi.

HDP Erzurum milletvekili adayı Seher Akçınar Bayar, Diyanet İşleri Başkanlığı tartışmaları ile ilgili olarak da, "Bu kurum devlete bağlı bir kurum. Biz ise din dediğimiz alanın devletten bağımsız işlemesi gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.

'DİN VİCDAN MESELESİDİR'

HDP olarak, "İnançlar Başkanlığı" adı altında özerk bir kurum önerdiklerini anlatan Akçınar Bayar, "Bütün mezhep ve inançlara eşit yaklaşan bir kurum öneriyoruz" dedi.

Akçınar Bayar şöyle konuştu: "HDP olarak dini şekillendirmek gibi bir çabamız ve gayretimiz yok. Dine dair yorum da yapmıyoruz. Sadece Diyanet dediğimizin kurumun, sistemin problemi olduğunu, din dediğimiz alanın devletin tekelinin altında olmaması gerektiğini düşünüyoruz. O yüzden sivil alana devredilmesini istiyoruz. Din dediğimiz alanı cemaatler, sivil yapılar belirlesin. Din, vicdan meselesidir, sivil zeminde gelişmesi daha sağlıklı olur. Mevcut haliyle Diyanet'te tek din, tek mezhep söylemi ön planda. Bütün yapılar kendilerini var edebilsin. Örneğin bu ülkede Aleviler, Hristiyanlar, Süryaniler var. Bütün yapılar kendi dinsel alanlarını kendileri açsınlar. Devlet buna müdahale etmesin."