Hatay’daki kurum temsilcileri: Türkiye yanlış dış politikasından vazgeçmeli

Hatay sınırında düşürülen Rusya savaş uçağının yankıları iki ülke arasında yaşanan kriz derinleşiyor. Uçağın düşürüldüğü Hatay’da kurum temsilcileri, Türkiye’nin Suriye politikası ile ilgili uyarılarda bulundu.

Hatay sınırında düşürülen Rusya savaş uçağının yankıları iki ülke arasında yaşanan kriz derinleşiyor. Uçağın düşürüldüğü Hatay’da kurum temsilcileri, Türkiye’nin Suriye politikası ile ilgili uyarılarda bulundu.

Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, birçok inanç ve kültürü bir arada barındıran Hatay’da, son 4 yıldır Suriye’de yaşanan iç savaşının yansımaların olduğu kentlerin başından gelen sınır illerinin başında geliyor. Fiili olarak büyük bir savaşa tanıklık eden kentte yaşayan halklar, yaşanan gelişmelerden kaygı duyarken, siyasi parti ve kurum temsilcileri, Rusya savaş uçağının düşürülmesi ile başlayan krize dikkat çekti. Türkiye’nin dış politikasından vazgeçmeye çağıran Kurum temsilcileri, ANF’ye konuştu.

İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk: Uzun süredir çatışmanın devam etmesi, Hatay üzerinde ciddi bir oyun oynanmaktadır. Hatay’ın Suriye’ye yakın olması, sığınmacıların Hatay bölgesine gelmesi nedeniyle ciddi bir sıkıntılar yaşanmış. Daha sonra cihatçı çeteleri ellerini kollarını sallayarak buralarda gezebilmeleri burada halklar arasında da ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Reyhanlı’daki bombalama olayı ve daha sonra Hatay’da bomba ihbarları yapılması halkta ciddi bir gerginliğe neden oldu ve Suriyelilere karşı bir tepki oluştu. Savaş mağduru olan bu insanlara yönelik bir tepkinin oluşması doğru bulmuyoruz. AKP hükümetinin politikası sürekli olarak bunu kışkırtır boyutta oldu. Sürekli cihatçı çetelerin Hatay üzerinden sevk edilmesi, sınırlarda durdurulan MİT TIR’ları vb. gibi olaylar, halk içerisinde de gerginliğe neden oldu.

En son Rus uçağının düşürülmesiyle Hatay, neredeyse savaş bölgesi haline geldi. Elbette halk olarak, burada yaşayanlar olarak ciddi rahatsızlıklarımız var bu konuda. Buranın bir savaş alanı olmasını istemiyoruz. Uzun süredir buradan gerek cihatçı çetelerin geçişi ile gerekse oradan gelenlerin eğitimi ile bir savaş havası yaratılmakta. Biz savaş havasının yaratılmasına insanların bu şekilde mağdur edilmesini istemiyoruz. Hatay çok farklı yapılara sahip bir yer, farklı kimler, halklar yaşıyor. Kürtler, Araplar, Hıristiyanlar, Yahudiler, Aleviler, diğer farklı inanç ve kültürlere sahip insanlar bir arada yaşıyor. Bu politika buradaki halklar arasında da ciddi bir çatışmayı beraberinde getirir, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti hükümeti AKP’nin barışçıl politikaların hayata geçirilmesini ve çatışmacı dilden uzak kalmasını istiyoruz.

EMEP Hatay İl Başkanı Mevlit Bulgur: Ortadoğu’da, Suriye’de yaşanan olay, emperyalist güçler ve ortağı olan Türkiye’nin oradaki halkın örgütlenme, başkaldırma ve kendi çıkarları doğrultusunda demokratik düzen kurmaya çalışmasını bastırmaya çalışıyorlar. Zaten şu an Türkiye’nin dış politikası tamamen batağa batmış durumda. Orada yaşanan olaylar, Türkiye’ye yönelik olarak değerlendiriliyor Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti tarafından. Ama son günlerde Batı endeksli Rusya uçağının düşürülmesi Türkiye halkları açısından da sıkıntıdır. Oradaki sorunun kaynağında da Suriye’de gelişen Kürt kazanımlarına, Rojava’da yaşanan ve Kobanê’de zirveleşen mücadele sonucunda oluşturulan demokratik özerklik projesini tamamen baskı altına alma girişimidir. Şu an sınırımızda Türkmenlerin bulunduğu bölgede savaşanlar oradaki halk değildir. Dışarıdan oraya gelmiş gerici, El- Kaide’ci, El- Nusra’cı, orada bulunan bir kısım Türkmen ile hareket eden cihatçılardır. El-Kaide, El- Nusra orada olduğu artık biliniyor ama Türkiye de bunu kendi lehine kullanmak istiyor. Oradaki batakta Türkmenlere sahip çıkma görüntüsünü veriyor ama sahip çıktığı da yok. Biz orada yaşayan Türkiye göçerleri (Alevi Türkmenler) biliyoruz. Oradan nasıl göç ettiklerini, daha sonra İstanbul’da hangi koşullarda kaldıklarını da biliyoruz. Orada Cemevi’lerinde nasıl sığındıklarını da biliyor. Türkiye’deki hükümet tarafından bu Türkmenlerin üzerinde nasıl baskı uyguladığını da biliyoruz. Türkiye’nin asıl amacı oradaki özerk yapıları bastırmaktır. Biz Suriye’de yaşayan halkların ortak demokratik özerk yapılarını oluşturmaktan yanayız. Esad ile birlikte ve diğer emperyalist güçlerin oradaki halklara müdahale etmelerine karşıyız.

Türkmen halkların haklarını korumak amacıyla Türkiye bu duruma müdahil olmamıştır. Türkiye’nin tek derdi, Suriye’de ortak yaşamı esas alan Rojava’daki özerk yapıya karşı bir müdahaledir. Türkiye’nin hiçbir şekilde Türkmenleri düşündüğünden kaynaklı değildir. Suntan Murad adı altında örgüt kuranların Türkmenlerle hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Çoğu eski ülkü ocakları, MHP’li ve Alperen Ocakları üyelerinden oluşan El- Kaide üyeleridir. Orada Türkmenlerin haklarını Türkiye’nin koruduğunu kim görmüştür? Kesinlikle Türkiye’nin Türkmenlerle hiçbir alakası yoktur. Bu cihatçı çetelerin tamamı Hatay’da örgütlenip toplantılarını gerçekleştiriyordu. Türkiye’nin bu cihatçı örgütlerin Türkiye ile ekonomik bağlantıları, silah ve lojistik bağlantıları tüm dünya kamuoyu tarafından biliyor. Hatay halkı da burada çok rahatsız ve defalarca tavrını koydu ancak devlet bu tepkinin önünü birden kesmeye çalıştı.

HDP Hatay İl Eş Başkanı Mehmet İnsan: Mutlaka Rus uçağının düşürülmesi sıradan bir olay değil. Türkiye’nin tek başına organize ettiği bir eylem olarak görmüyoruz. Başta ABD olmak üzeri diğer güçlerin de organize ettiğini, onun için tek başına tasarruf edilerek düşürüldüğünü düşünmüyoruz. Son zamanlarda orada IŞİD’e karşı diğer cihatçılara karşı mücadelesi uluslar güçlerin hesabını alt üst etti. Türkiye’nin de Suriye politikasının yanlış olduğunu zaman içerisinde zaten kendini gösterdi. Biraz da sıkışmışlığın gösterdiği bir durumdu oradaki uçak düşürme hadisesi. Rusya’nın o bölgeye girmesiyle dengeler değişti, dengeler güç kaybetti. Bu konuda böylesi bir eylemlik gerekiyordu. Kendi ifadelerinden de anlaşılıyor ki daha önce de Rusya’nın birkaç kez onların hava sahasını ihlal etti. Peki, neden o zaman müdahale edilmedi? Bu hesaplı, planlı bir müdahale olduğunu düşünüyorum. ABD’nin bilgisi dahilinde Rus uçağının düşürüldüğünü düşünüyorum. Türkiye’nin asıl rahatsızlığı Rojava’daki oluşumdur. Yoksa Suriye’deki Rusya veya ABD’nin orada güçlenmesi Türkiye için bir şey değiştirmiyor. Orada Kürt oluşumu bertaraf etme arayışı içerisindedir. Biraz da uluslararası güçlerden destek aldı ki bu denli şuursuzca uçak düşürecek kadar hareket etmiştir.

Hatay’da çeşitli halklar var, Araplar, Kürtler var, Türkler var, Hıristiyanlar var, Ermeniler var. Birçok etnik inanç ve kültürler bir arada yaşamaktadır. Bu kültürlerin akraba bağlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Rus uçağının düşürülmesi cihatçı örgütlere destek verenler için moral olabilir ama bu 4 yıldır Türkiye’nin Suriye politikasındaki yanlış gidişi nedeniyle tüm farklı kültür ve inançların, emekçilerin, sol ve sosyalistlerin birbiri ile kenetlendiğini bariz bir şekilde görebiliriz. Örnek verecek olursak partimiz 7 Haziran seçiminde aldığı oyu, 1 Kasım’da daha çok yükseltmiştir. Şunu açık söylemek gerekiyor; bu bir savaştır, uluslararası güçlerin başlattığı savaşta bizde bunun bir tarafıyız. 4 yıl öncesinde bu yaşanan bu savaş ile ilgili söylediklerimizi bugün de aynısını söylüyoruz. Suriye’de yaşayan halkların kendi kaderlerinin tayini belirlemesini düşünüyoruz. Uluslararası emperyalist güçlerin müdahalesine 4 yıl öncede karşıydık bugün de karşıyız. Onun için Türkiye biran önce Suriye politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Irak’ta da Türkiye aynı tavrı gösterdi daha sonra sindirmek zorunda kaldı. Şimdi Suriye’de Kürt oluşumuna karşı gösterdiği tavırdan vazgeçmeli, tırnak içerisinde söylüyorum aklını başına alsın.