‘Gezmiş, İnan ve Aslan büyük tarihsel önderlikleri ifade ediyor’

Komalên Ciwan Koordinasyonu üyesi Şimal Ülkem Güneş, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişinin 43’inci yıl dönümünü değerlendirdi.

Komalên Ciwan Koordinasyonu üyesi Şimal Ülkem Güneş, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişinin 43’inci yıl dönümünü değerlendirdi.

Yurtsever Kürdistan gençliği adına Gezmiş, İnan ve Aslan’ın katledilişlerinin 43’üncü yılının büyük bir öfke ile lanetlediklerini belirten Güneş, “Her üç devrimci, Kürdistan ve Türkiye gençliği açısından, büyük tarihsel önderlikleri ifade ediyor. Sadece bir partinin, bir hareketin, bir gençlik grubunun liderliğini ifade etmiyorlar. Hem Kürdistan hem Türkiye hem de bütün Ortadoğu gençliği açısından her üç devrimcide hem 68 kuşağının birer sembolü, hem de gençlik hareketlerinin ortaya çıkışında sembolik te olsa büyük bir değeri ifade ediyorlar” dedi.

Gençlik hareketi olarak bugün Kürdistan’da varlığının Türkiye’de birçok demokrat, devrimci, sosyalist gençlik hareketi çalışmalarını sürdürüyorsa, hiç kuşkusuz bu büyük devrimcilerin büyük çabalarının mücadeleleri ve mirasları sayesinde olduğunu ifade etti.

‘İLK DAĞLARA ÇIKAN DENİZLERDİR’

“Bu her üç devrimciyi anmak, her yıl onlara yeniden anlam biçerek mücadelelerine sahip çıkmak çizgilerini sürdürmek bizim açımızdan aynı zamanda ahlaki bir görevdir” diyen Güneş, ilk dağa çıkan gerillalar arasında Denizler’in olduğunu vurguladı.

Nurhaklara çıkarak ilk büyük devrimci çıkışı gerçekleştirdiklerini ifade eden Güneş şunları belirtti: “Belki tam sürdüremediler, erken bir kırılmayı yaşadılar. Çok büyük bir saldırıyla karşılaştılar ve bu saldırıdan sonra mücadeleyi sürdüremediler, çok erken esir düştüler ve faşist rejim tarafından idam edildiler. Ama ilk gerilla çıkışını da onlar gerçekleştirdiler. PKK bu büyük devrimci gerilla çıkışının sürdürücüsü olma durumunu ifade ediliyor. PKK doğru yorumlanırsa mücadele olarak Kürdistan gençliği; Denizlerin izinden giderek, Türkiye’de başlatılmış olan devrimci, sosyalist mücadeleyi sahiplenerek daha üst bir aşamaya çıkarmasını ifade ediyor. Biz, mücadele olarak PKK gençliği olarak bu şekilde yorumluyoruz, görüyoruz.

Şimdi Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın 68'den başlayarak yürütmüş olduğu mücadeleyi birçok farklı yönden ele almakta fayda var. Denizleri sadece bir grubun lideri olarak tanımlamadık. Sembolik de olsa büyük bir değer olarak tanımladık. Aslında 68'den başlayarak 69, 70, 71 mücadelelerinde en önde öncü olarak mücadele yürüten, müthiş bir biçimde kendisini mücadeleye adayan, sonsuz fedakarlık gösteren kahraman kişilikleri ifade ediyorlar. Tarihsel önderlik rolleri var. Hesapsızca korkusuzca Türkiye faşizmini geriletecek temelde halkların özgürleşmesini, Türkiye'nin demokratikleşmesini başarmak için topyekun mücadeleye geçiyorlar. Aslında çok zor koşullar altında bunu gerçekleştiriyorlar. O dönem aslında 12 Mart 1971’den başlayarak Türkiye toplumuna büyük bir faşizm dayatması oldu. Bu faşizm dayatmasına karşı birazda aslında mecburiyet olarak, başka tercihin olmadığı bir ortamda dağa çıkışı gerçekleştirdiler. Biraz korkusuzca ve hesapsızca hiç kaygı gütmeksizin kendilerini mücadeleye adadılar. Çok genç yaşta olan bu devrimcilerin çıkışları bizim açımızdan bir yol gösterici niteliğinde, her zaman anılması gereken bir değer niteliğindedirler.”

Bunların sürdürücülerinin aynı zamanda olduğunu da vurgulayan Güneş, “Sadece kendilerini ifade etmiyoruz, hem Mahir Çayanlar, İbrahim Kaypakkayalar sonrasında büyük devrimci önderlerimiz Mazlum Doğanlar, Kemal Pirler Hayri Durmuşlar, Ferhat Kurtaylar bu çizginin sürdürücüsü olarak çıkış gerçekleştirdiler” dedi.

Yani onların aslında yolu açtığını da kaydeden Güneş, onların yol gösterip, fedakarlık yapınca da Türkiye’de dayatılan faşizme karşı mücadele edilebileceğinin ispat edilince ondan sonrasının biraz çorap söküğü gibi geldiğini kaydetti.

“Hiç korkmadan bütün Türkiye ve Kürdistan gençliği mücadele edilebileceğini öğrendi. Gidip eğer doğru araştırılırsa Deniz Gezmiş’in geçmiş oldukları yerlerde etkileri hala var. O yörelerden katılan arkadaşlarımız var iyi biliyorlar. Deniz Gezmiş’in geçmiş olduğu her yerde çocukların ismi hala Deniz'dir. Toplumda çok büyük bir etkileri var. Topluma büyük bir miras bıraktıkları ve dayatılan faşizme karşı direnme tutumunu gösterdikleri için, toplum onları kutsal bir değer olarak karşıladı” diyen Güneş, hatta Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildiklerinde Türkiye toplumunun birçoğunun demokratik toplumu ifade edenlerin tümünün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına karşı protesto gösterileri yaparak, buna tepki gösterdiklerini belirtti.

‘HÜSEYİN İNAN KÜRT GENÇLİĞİNİN İÇİNDEN ÇIKMIŞ BÜYÜK BİR DEVRİMCİDİR’

Toplumun büyük bir sahiplenmeyi gerçekleştirdiğini, onların mücadelelerini hiçbir zaman unutmadığını da sözlerine ekleyen Güneş, “Bugün de öyledir. Türkiye toplumunda eğer iyi incelenirse şöyle bir algı var, hiç kimse Denizlerin mücadelesini haksız olarak ifade etmiyorlar. Hiç kimse Deniz Gezmişlerin ve o günkü devrimci önderlerin yürütmüş olduğu mücadelenin; devleti çökertme, toplumu kaosa sürüklemek olduğuna dair yapılan kara propagandaya kimse inanmıyor. Herkes bunun farkında. Hem Amerika faşizmine, hem de onun işbirlikçisi olan Türk egemen sistemine, onun uzantısı gladyo yapılanmasına karşı toplumun demokratik duruşu olarak, toplumun vicdanı olarak en temiz kesimi temsil eden gençler tepkilerini gösterdiler. Ondan dolayı Türkiye halkı Denizleri minnetle anıyor, saygıyla yâd ediyor. Hiç kimse karşı tutum göstermiyor. Onların haklı olduğu toplumlarına halklarına karşı sorumlulukları temelinde devrimciliğe başladığını herke çok iyi biliyor ve anlıyor. Çok iyi anladıkları için bugün binlerce gencin ismi Deniz’dir. Aynı zamanda bu Yusuf Aslan, Hüseyin İnan için de geçerlidir. Hüseyin İnan, Kürt gençliği içerisinde çıkmış büyük bir devrimci önderdir. Belki de PKK çıkmış olsaydı Hüseyin İnan bir PKK'li olacaktı. Hiçbir fark yoktur. Hiç bir şekilde Kemalist sistemin etkisinde de kalmamıştır” dedi.

O günkü şartlar altında devrimci mücadeleye katılmanın sorumluluğunu hissederek, katılan bir Kürt genci olduğunu belirtti.

“Bugünkü koşullar da ele aldığımızda Hüseyin İnan yaşamış olsaydı, PKK ile buluşmuş olsaydı kesinlikle PKK ortamında mücadeleyi sürdüren bir devrimci kişilik olarak ifade edilecekti” İnan’ın Türkiye ve Kürdistan toplumunda etki yaratan bir devrimci olduğunu vurguladı.

Hüseyin İnanların mücadelesinin daha sonrasında da kendisini örgütlediğini, aralıksız devam ettiğini belirten Güneş, “Şimdi biz Kürdistan gençliği olarak ve diyebiliriz ki tüm Türkiye gençliği de o biçimdedir; Denizlerin mücadelesinin başarıya ulaşması temelinde topyekun bir mücadele sürüyor. Biz ilk mücadele bayrağını eline alıp harekete geçenlerin Denizler, Mahirler olduğunu biliyoruz. Zaten Önderliğimiz de onlardan etkilenerek onların ayağa kaldırdığı değerleri, ortaya çıkarmış olduğu değerleri, mücadele bayrağının tekrardan yere düşmemesi için mücadeleye başladığını, onların rehberliğinde mücadeleye geçtiğini birçok kez ifade etti. Mücadelemiz onların mücadelesinin zafere ulaşması için başlamış, halen de bu amaçla mücadelesine devam eden bir harekettir. PKK hareketi ve Kürdistan gençliği bugün de onların anılarına sahip çıkarken, onların hayallerini, ütopyalarını, amaç ve hedeflerini başarmak için mücadele ediyor. Ve bu sonuç alıyor Denizlerin mücadelesi bizim mücadelemizde yaşarken faşizmi geriletiyor Türkiye'yi demokratikleştiriyor, toplumu sosyalizme, özgürlüğe yaklaştırıyor. Yaklaştırırken de rejim kaybediyor. Bugün hiç kimse o günkü koşullarda Denizleri idam edenleri anmıyor, kimse onların adını hatırlamıyor. Toplum Denizleri minnetle, saygıyla anıyor. Her yıl onları anarken onların anılarına sahip çıkacağını, mücadelelerini yükselteceğini zafere kadar götüreceklerinin sözünü yeniliyor. Biz Kürdistan gençliği olarak halende böyle yaklaşıyoruz. Bu kesinlikle tüm mücadele tarihimiz boyunca böyle olacaktır, değişmez bir gerçekliktir” dedi.

‘PKK DENİZLERİN MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, 1972’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği, Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledildiği dönemde mücadeleye başladığını da hatırlatan Güneş şöyle devam etti: “Önderliğimizin öncülüğünde 43 yıldır bizde aralıksız olarak bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu mücadelenin genç neferleri olarak onların bıraktığı mirası kendimize bir gelenek olarak, onların açığa çıkardığı tecrübelerden faydalanarak, bu tecrübelerini demokrasi mücadelemizin temel dayanak noktası yaparak mücadelemizi sürdürüyoruz. O gelenekten geliyoruz ve o geleneği devam ettiriyoruz. Onların anıları hedefleri amaçları bizim açımızdan hala temel bir amaç ve hedeftir. En fazlada bizim açımızdan değer ifade eden ki bunu ben kendi adıma söyleyebilirim ben bunu ilk okuduğumda çok etkilenmiştim; Deniz Gezmiş’in idama giderken söylediği ‘Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği’ sözü bizim mücadelemizin temel şiarı temel sözü durumundadır. Önderliğimiz hep halkların kardeşliğini vurguladı. Halkların kardeşliğini ilk başta vurgulayan devrimci kişilik Deniz Gezmiş’tir. Bu değişmez bir gerçek, kendisini ispatlamış bir gerçektir. Son nefesinde dile getirmiş, Türk ve Kürt halklarının kardeşliğini vurgulamış ve bize miras olarak bırakmıştır. Bu kardeşlik bakış açısı temelinde bizde mücadeleyi sürdürüyoruz. Hiç fark görmüyoruz. Kürdistan da yurtsever gençlik mücadelesini sürdürürken bu mücadelenin aynı zamanda Türkiye'yi değiştirecek, demokratikleştirecek mücadele olduğunun bilinciyle mücadeleyi sürdürüyoruz.”

Bunu en iyi anlayanın, aslında Deniz Gezmişler’in izinden giden PKK’nin öncülerinden Kemal Pir olduğunu da belirten Güneş, Kemal Pir’in Deniz Gezmiş’in ifade ettiğini başka bir biçimde ifade ettiğini de sözlerine ekledi.

“Aslında Deniz Gezmiş’in bir başka tezahürü gibidir. Heval Kemal Pir Kürdistan özgürleşmeden, demokratikleşmeden Türkiye'nin özgürleşemeyeceğini ifade etmişti. Bunu benzerini de Deniz Gezmiş ifade etmişti. Türkiye yanından ifade eden Deniz Gezmiş’se Kürdistan ayağında ifade eden Kemal Pir yoldaştır. Ve bunu bir sisteme dönüştüren, büyük bir mücadele, toplumsal hareket aşamasına getirmiş örgüt olarak var etmiş olanda Önder Apo’dur. Önder Apo bu anlamda çıkışında Deniz Gezmişlerin anısına bağlılık gereği topyekun bir mücadeleyi örgütledi” diyen Güneş, amansız, çok yoğun, büyük bedeller ve fedakarlıklar göze alınarak, bu mücadeleyi başlattığını da ifade etti.

Güneş şunları kaydetti: “Biz Kürdistan gençliği olarak başlatılan bu mücadelenin izinde, onların yol gösterdiği temelde mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bunu zafere ulaştırana kadar mücadele sözümüz, bağlılığımız, kararlılığımız tamdır.

Şunu da biz 43. şahadet yıl dönümü vesilesiyle bu yılı büyük bir başarı ve zafer yılına dönüştürmek, kesinlikle mücadelemizin başarısının gerçekleştiği bir yıl haline getirmek; bunun hem Kürdistan’da, hem Türkiye’de, hem de Ortadoğu’da gerçekleştiğini dost ve düşman güçlere göstermek bizim temel tutumumuzdur. 43. yıl vesilesiyle bunu tüm Türkiye ve Kürdistan gençliğine bir tutum olarak ifade etmek istiyoruz. Anılarına bağlı kalacağımızın sözünü tekrardan yineliyoruz.”