Gaddar yönetimlerin İslam kardeşliği…Hafız Ahmet Turhallı

21. Asırda, yani insanlığın en üst aşamasındaki uygarlık düzeyi denilen çağda, Kürdlere Demokrasi, din ve kardeşlik adına reva görülen zorba muameleler çağı...

Kuzey Kürdistan'da tam bir vahşet yaşanıyor. Yıkılan yakılan evler, iş yerleri, dükkanlar, köyler, kasabalar, şehirler, parçalanan bedenler, teşhir edilen çıplak kadın gerilla cenazeleri, panzerle sürüklenen bedenler, ölü çocuklar, yaşlılar, kadınlar. Kısacası Kürdün ölüsüne, dirisine malına bütün varlığına vahşetin ve zulmün her rengi uygulanıyor.

21. Asırda, yani insanlığın en üst aşamasındaki uygarlık düzeyi denilen çağda, Kürdlere Demokrasi, din ve kardeşlik adına reva görülen zorba muameleler çağı... 

Kürde reva görülen bu uygulamalar hangi dinin hangi kitabında yazıyor? Kardeşlik hukukunun hangi paragrafında geçiyor? Adı demokratik olan hangi ülkede bu tür bir vahşete, zorbalığa rastlandı/rastlanıyor?

Tarihte sık sık Moğol istilalarından, Moğol zulmünden söz edilir. Belki de bir ilahi tecelli. "Her şey aslına çekiyor" Bunlarda Moğol soyundan, Moğol kanı taşıyor ve onların varisi. Atalarının izinden yürüyorlar!

İslam tarihinde "Cahiliye devri" olarak tanımlanan benzer vakıalardan söz ediliyor. Arap lüatında bu tür vahşiliklere "Müsle" deniliyor. Araplar intikam hırsıyla savaşta veya kavgada öldürdükleri rakiplerinin kulaklarını, burunlarını kesiyor, karınlarını deşiyordu.

Uhud savaşında Hz. Muhammed'in amcası ve dava arkadaşı Hz. Hamza şehit edildiğinde Ebu Süfyan'ın karısı Hinde ve köleleri intikam hırsıyla aynı muameleyi ona da reva görmüşlerdi. 

Bu olaya çok üzülen Hz. Muhammed "(s.a.v) "Eğer Allah bana zafer nasip ederse, Hamza'ya yapılanın karşılığında otuz müşrike aynı muameleyi yapacağım" diye yemin eder. Bunun üzerine Nahl suresinin 16. ayeti nazil olur.

"Size yapılan kötü muameleyi misliyle cezalandırın. Ama eğer sabrederseniz bilin ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır." 

Peygamber efendimiz bunun üzerine yemininden vazgeçer ve yemininin kefaretini öder. 

Bu ve benzer bir kaç olayda görüldüğü üzere İslam dini ve onun Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) bu uygulamalara şiddetle karşı çıkmış ve Müslüman savaşçılara düşman cenazelerine hakaret etmesini şiddetle yasaklamıştır. Daha da ötesi, düşman cenazesine uygulanacak prosedür için kural ve kaideler koymuştur.  

İslam'da asıl olan savaş değil, barıştır. Ancak bir saldırı vuku bulduğunda ve Müslümanlar kendilerini savunmak amacıyla savaşa girmek zorunda kaldıklarında hem esir alınanların hem de öldürülenlerin onur, hak ve haysiyetine karşı fevri uygulamalardan men edilmişlerdir. 

"Size karşı savaş açanlara siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırıları sevmez.( Bakara 190) 

"Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adil davranmaktan alıkoymasın." (Maide 8) 

İslam dininin savaş hukuku Hadis ve Kuran ile belirlenmiştir. Ve bu hukuk sadece muharip statüsünde olanlara uygulanır.  

"Yaşlılara, kadınlara, çocuklara, ruhbanlara ve mabetlere ilişmeyiniz! Ağaçları yakmayınız.! Hayvanlara dokunmayınız! Ve servetleri heder etmeyiniz." (Hadis, Ahmed bin. Hanbel, Müsned)

Peygamber döneminde İslam dininin hızla yayılmaya başladığı son on yıllık savaşta neredeyse Arap yarımadasının tümü İslam dinini kabul etti. Bu süreçte vuku bulan birçok savaşta sahabelerden 150, müşriklerden ise 250 kadar kişi hayatını yitirmiştir. Onca güce, nüfusa ve coğrafyaya hükmeden bir dinin savaşçıları isteselerdi on binlerce kişiyi kılıçtan geçirebilirdi. Neden yapmadılar? Kaldı ki bu savaşlarda yaşamını yitirenlerin hemen hemen tümü savaşçılardır. İstisnalar hariç, sivillerin bundan zarar görmediğine tanık oluyoruz. 

Hz. Muhammed'in dahil olduğu savaşların birinde karşı taraftan bir kadın da öldürülmüş olarak bulundu. Bunun üzerine Peygamber efendimiz savaş alanlarında dahi kadın ve çocukların katledilmesini kesin bir dille yasakladı. 

"Resûlullah (sav) İhtiyarları, din adamlarını, çocukları, kadınları, işçi statüsünde olan hizmetçileri, savaşmak niyetinde olmayan müstazafları savaş durumunda bile koruma altına almıştır. Düşmanla beraber olmaları öldürülmelerini gerektirmez. "(Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savaşları Yağmur yay. İstanbul 1991) 

Daha da ötesi Hz. Peygamber, düşman da olsa merhamet duygularını kabartacak ve acınacak duruma düştüklerinde onlara acımak gerektiğini ifade etmiş ve düşmana işkence yapılmasına izin vermemiştir. 

Süheyl B. Amr Mekke müşriklerinin ileri gelenlerindendi. Hicretten önce Peygamberimize hakaret eden ve baskı uygulayanlardandı. Bedir Savaşı'nda esir edildi. Bir ara kaçmaya teşebbüs etti. Yakalanıp getirildi. Süheyl iyi bir hatipti. Sözleriyle insanları etkilemeyi başarırdı. Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Elçisi! Bana izin ver, şunun ön dişlerinden ikisini sökeyim de, bir daha senin aleyhine konuşma yapamasın" dedi. 

Peygamberimiz (s.a.v) "Hayır, ben ona işkence yapamam. Hem, ben ona işkence edersem Allah da beni cezalandırır" dedi.  

İslam peygamberinin vefatından sonra cahiliye dönemindeki gelenekler tekrar hortlamış öyle ki Peygamberin torunu Hz. Hüseyin ve aile efradı Kerbala'da susuz bırakılmış, daha sonra da katledilerek kafaları kesilmiştir. Hz. Hüseyin'in mübarek kafası önce Şam'a götürülmüş, daha sonra Kahire'ye götürülerek teşhir edilmiştir. İslam dininin yasakladığı cenazelere kötü muamele bu sefer de İslam dini adına uygulamaya konulmuş ve bu muamele iktidar sahiplerince Peygamberin evlatlarına uygulanmıştır. 

Günümüzde Kürdistan'da Türk devleti tarafından uygulanan bu vahşet bir İslam uygulaması değil, Moğol, Muaviye ve oğlu Yezd'in uygulamalarıdır. 

Rojava'da, Güney Kürdistan ve Irak'ta IŞID'ın uyguladığı da budur. IŞID canilerinin o topraklarda uyguladığı vahşet bu gün Kuzey Kürdistan'da Türk ordusu, askeri ve polisi tarafından Kürdlere uygulanmaktadır. Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun. 

"Ancak iman edip iyi şeyler yapanlar ve haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Zulüm edenler yakında nasıl tepe takla olacaklarını göreceklerdir" (Şuara 227)

Müslüman kardeşlerim, Kürdler, bu zulümden, bu barbarlıktan kurtulmanın yolu, birlik içinde karşı koymaktır. Allah'a iman ederim ki bu barbarlığı yapan IŞID canileri nasıl ki yenilgiye uğrayıp helak oldularsa Yeşil Kemalistler de aynı yenilgiyi tadacak ilahi adalet indinde hak ettikleri cezayı bulacaklardır. 

Allah'ın yardımı zulme karşı direnen insanların üzerine olsun.