Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

Fransız uzman: Batı, Türk modeli konusunda yanıldı

Fransız askeri uzman Hadrien Desuin, Erdoğan tarafından tasfiye edilen ordunun bu kez AKP ile birlikte anti-Kürt savaşını başlattığına söyledi. Desuin'e göre bir çeşit İslamcı-Kemalist ittifakı gerçekleşti.

Fransız askeri uzman Hadrien Desuin, Erdoğan tarafından tasfiye edilen ordunun bu kez AKP ile birlikte anti-Kürt savaşını başlattığına söyledi. Desuin'e göre bir çeşit İslamcı-Kemalist ittifakı gerçekleşti.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Hadiren Desuin, Türkiye ile Batı arasındaki ilişkiler ve Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin ANF'ye mülakat verdi.

Desuin, Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin pekiyi olmadığını söylerken, bölgede Türkiye ve ortakları arasında çok sıkı ve zorlu bir oyun oynandığını kaydetti.
Türk hükümetinin DAİŞ'e karşı savaşının Kürtlere saldırmanın bahanesi olduğunu belirten Fransız uzman, şu hususlara dikkat çekti:

-Türk modeli konusunda Batı gerçekten yanıldı

- Erdoğan tarafından tasfiye edilen ordu bu kez AKP ile birlikte anti-Kürt savaşını başlattı.

-Patriot sorunu, başlangıçta bir savunma sorunuydu. Kobanê’den sonra savunulabilir yanı kalmadı. Türkiye’nin NATO’yu kendi çıkarı için enstümantalize ettiği algısı vardı.

-Erdoğan’ın mülteci sorununda Avrupa Birliği’ne şantaj yapmak için kendi coğrafik pozisyonunu kullanması, imajını düzeltmek bir yana, tersi sonuç verecek.

FRANSA İLE TÜRKİYE’NİN ARASI PEKİYİ DEĞİL

Suriye'ye ilişkin bugün halen en sert söylemler Fransa ve Türkiye'den yükseliyor. Tampon bölgeye de açık bir şekilde sadece Fransa destek verdi. Türkiye'deki otoritarizme ve DAİŞ gibi gruplarla ilişkilerine rağmen, her iki ülkeyi bu kadar birbirine yakın tutan nedir? Hatırlarsak, Fransa, 2009-2013 arasındaki yoğun KCK operasyonları sırasında Erdoğan'a "sarsılmaz" desteğini sunmuştu.

Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler pek de iyi değil. Evet doğru, (Cumhurbaşkanı) François Hollande 22 yıldan sonra Ankara’yı ziyaret eden ilk Fransız Cumhurbaşkanı oldu. (Eski Cumhurbaşkanı) Sarkozy döneminde ilişkiler kötüydü. François Hollande ile birlikte mesafeli kaldı. Şimdi, kaçınılmaz ekonomik çıkarlar var.

Ve bir de şu İslamcı-demokrasi modeli olgusu var. Fransız solu, daha çok askeri bir rejim ile İslam’ın demokrasiyle uyuştuğu bir rejim arasındaki geçiş modeli ile çok ilgili oldular. Fransa ve bir kısım medya hayata geçen bu rejime hoşgörülü bir gözle baktı ve bir barış süreci başlarken Kürt sorununu bir tarafa bıraktılar. Danielle Mitterand ve Bernard Kouchner döneminde Fransa, Kürt sorununa aslında çok bağlandı. Şimdi Iraklı Kürtler etrafından çok gürültü yapan BHL (Fransız filozof Bernard Henry-Levy) var. Her şeye rağmen, Suriye’deki savaşta Kürtler biraz unutuldular.

Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkileri rahatsız eden diğer bir nokta, şu ünlü Avrupa Birliği adaylık sürecidir. Fransa buna karşı olduğunu ve kamuoyunun bunu kabul etmeyeceğini Türkiye’ye söylemeye cesaret etmiyor. O halde, bir çeşit ikili oyun içerisindeyiz. Üyeliğe doğru gidiyormuş gibi yapılıyor ancak buna inanılmıyor.

DAİŞ’E SAVAŞ İLANI KÜRTLERE SALDIRMA BAHANESİYDİ

Türkiye'nin yabancı savaşçıların Suriye'ye temel geçiş kapısı oluğu biliniyor ama bununla birlikte DAİŞ gibi gruplarla daha derin bir ilişkiye sahip olduğu artık bir sır değil. Batı neden açık bir tepki gösteremiyor?

Diyebiliriz ki, Fransa’da kamuoyu bu durumdan çok haberdar değil. Türkiye ile cihatçılar arasındaki bulanık ilişkileri incelten büyük medyaların bir okuma biçimi var. Medyanın Türkiye ile cihatçılar arasındaki bu bulanık ilişkiye gözlerini hafifçe açması çok zaman aldı. Türkiye bu yaz DAİŞ’e karşı büyük savaşını ilan ederken, tüm medya organları, çelişkili açıklamalara dikkat etmeden koro halinde Türk diplomatik dilinin unsurlarını işledi. Gerçekte, Kürtlere saldırmak için bir bahaneden başka bir şey değildi.

AKP İLE ASKERLER ARASINDA YENİ BİR İTTİFAK OLUŞTU

Batı'nın uzun yıllar model olarak sunduğu Türkiye'deki AKP iktidarı bugün, ülkeyi iç savaşın eşiğine getirdiğinden endişe ediliyor. Türkiye'deki bu çıkmazı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk modeli konusunda Batı gerçekten yanıldı. Başlangıçta, Erdoğan’ın kişiliği iyi analiz edilmedi. Batılaşmış bir demokrat olarak tasvir edilen otoriter kişiliği gizlendi. Onun bir iktidar sarhoşu olduğunu anlamak için idari kurumlar ve medyaya yönelik sert bir tasfiye operasyonu yürütmesi gerekti. Gazetecilerin tutuklanması, kendi sarayını inşa etmesi, görev süresinin tekrarlanması gibi damga vuran bazı semboller var. Ancak Erdoğan’ın imajı iki yılan beridir, yani Anayasa’yı kendi çıkarı için başkanlık sistemine dönüştürmek istemesinden bu yana kayda değer bir şekilde kötüleşti.

Kobanê muharebesi bir farkındalık yarattı. Kobanê DAİŞ tarafından kuşatıldığında ve Türkiye Kürtlere yardım etmek için hiçbir şey yapmayınca, bir tetikleme oldu. Uluslararası kamuoyu Erdoğan’ın "1 numaralı" önceliğinin Kürt sorununu yok etmek olduğunu anladı. Şimdi Kürtler ve Erdoğan arasında bir seçim boşanması olduğundan, bir çeşit İslamcı-Kemalist, yani Erdoğan’ın partisi ile askerler arasında yeni bir ittifakın doğuşuna tanık olunuyor.

Erdoğan tarafından tasfiye edilen ordu bu kez AKP ile birlikte anti-Kürt savaşını başlattı. Muhtemelen bir kaç yıl daha sürecek yeni bir ittifakın oluşumu söz konusu.

PATRİOTLAR KOBANÊ NEDENİYLE ÇEKİLDİ

NATO ülkeleri, Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarından önce Türkiye'deki Patriot füzelerini çekti. Suriye krizi konusunda ABD ile Rusya arasında bir tür anlaşmadan söz edilebilir mi?

İkili bir Amerikan oyunu olduğunu düşünüyorum. Obama, Türkiye’nin başta Kürt sorunu olmak üzere Suriye konusunda bir sorun olduğunu anladı, çünkü Suriye Kürtleri bir bakıma Amerika hava kuvvetlerinin “ittifakları”dır. Bunu Kobanê’de gördük. Kuşkusuz bu Patriot sorunu, başlangıçta bir savunma sorunuydu. Kobanê’den sonra savunulabilir yanı kalmadı. Türkiye’nin NATO’yu kendi çıkarı için enstümantalize ettiği algısı vardı.

Bir Türk hava üssünün (İncirlik) Amerikan uçaklarına açılması etrafında da bir şantaj yaşandı. Bu basit bir şey değildi. Türkiye ile NATO arasındaki ilişkiler Atlantik İttifakı için hayati önemdedir, bu da çözülmesi hassas gerilimler yaratıyor. Gerçekten bu ortaklar arasında çok sıkı, çok zorlu bir oyun var.

MÜLTECİ KRİZİ ERDOĞAN’IN İMAJINI DÜZELTMEYECEK

Batılı ülkeler, mülteci krizi üzeri üzerinden Türkiye ile yeniden pazarlık yapıyor. Oysa Türkiye'nin bu krizde ağır bir sorumluluğu olduğu gibi, ülkedeki AKP muhalifi tüm kesimlere baskıların en yoğun olduğu bir dönem yaşanıyor. Mülteci krizi Erdoğan'ın imajını düzeltmeye yetecek mi? Avrupalı yöneticiler bu rejime desteği kendi kamuoyuna ne anlatacak?

Kamuoyu genelde dış politika ile ilgilenmiyor ama mülteci sorunu kamuoyunu çok endişelendiriyor. Erdoğan’ın mülteci sorununda Avrupa Birliği’ne şantaj yapmak için kendi coğrafik pozisyonunu kullanması, imajını düzeltmek bir yana, tersi sonuç verecek.

Ama bu meselede Avrupa makamlarının zayıflığı ve bölünmüşlük durumu da Türkiye’yi yıldırmıyor. Özellikle seçim zaferinden sonra güçler dengesi onun lehinedir. Avrupa Birliği, Türk rejiminin siyasi gelişiminden çok rahatsız olsa da, üyelik görüşmelerini ilerletmeye zorlandı.

İRAN'IN DAHİL OLMASI AVRUPA İÇİN İYİ

Son olarak, Suriye krizine ilişkin Viyana toplantısına İran da dahil edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

İran’ın bölgesel sorunların çözümü için Viyana’daki toplantıya dahil edilmesi, Avrupa için bir haberdir. Türkiye ve Suudi Arabistan, bölgede çok farklı bir oyun oynayan, yeni bir güçlü aktörle karşı karşıya geldi ve bu aktör onların arkasında yer alıyor. Avrupa İran ile bir çeşit “geri ittifak” kurdu ki bunun da bilincine varması gerekiyor.

Hadrien Desuin kimdir?

Fransa'da St-Cyr özel askeri okulu eski öğrencisi olan Hadrien Desuin, daha sonra Ulusal Jandarma Subayları Okulu'nda eğitimine devam etti. Desuin, Doğu Hıristiyanları sorunu ve onların diasporası üzerine uluslararası ve stratejik ilişkiler mastırı haptı. Desuin ayrıca 2005'te Kahire'deki Ekonomik, Hukuki ve Sosyal Araştırmalar ve Dokümantasyon Merkezi'nde Mısır jeopolitiği mastırını yaptı. 2010'dan 2012 yılına kadar Fransız "Les Conversations" sitesini yöneten Hadrien Desuin, bugün "Causeur et Conflits" sitesinde dünyadaki Fransız diplomatik faaliyetlerini takip ediyor.