‘Êzidîlere yönelik saldırılara dikkat çekmek ve statüsü için yürüyüyoruz’

Şengal Diaspora Meclis Başkanı Fikret İgrek ile Êzidî Sanatçı Amele, “Şengal’de Êzidîlere yönelik soykırım saldırılarına dikkat çekmek ve statüsünün tanınması amacıyla bu yürüyüşü düzenliyoruz” dedi.

Êzidîlerin, KDP’ye bağlı güçlerin Şengal’e saldırısını protesto etmek için Almanya’nın Düsseldorf kentinden Avrupa Birliği’nin başkentlerinden Brüksel’e başlattıkları yürüyüş bugün 4’üncü gününde.

ANF’ye konuşan Şengal Diaspora Meclis Başkanı Fikret İgrek ile Êzidî Sanatçı Amele, “Şengal’de Êzidîlere yönelik soykırım saldırılarına dikkat çekmek ve statüsünün tanınması amacıyla bu yürüyüşü düzenliyoruz” dedi.

ŞENGAL DİASPORA MECLİS BAŞKANI FİKRET İGREK: Eylemimiz 20 Mart’ta Düsseldorf’ta start aldı. 27 Mart’ta 1-2 arası Brüksel’de Avrupa Konseyi önünde bir miting düzenleyerek hazırladığımız dosyayı bir heyetle sunacağız. Bugün yapılan saldırılar 3 Ağustos 2014’te Şengal’de gerçekleştirilen katliamın bir devamıdır.

DAİŞ aslında bir aktördür. Bu planın arkasında AKP gibi faşist bir hükümet vardır. AKP ile işbirliği yapan KDP hükümeti vardır. 3 Ağustos 2014’te gerçekleşmeyen soykırım planı, coğrafyanın bölünmesini Rojava’ya yönlendirerek, 2 Mart’ta tekrar bir saldırı gerçekleştirmiştir. 3 Mart’ta şiddetli çatışmalar yaşandı. 7 şehidimiz oldu. Onların da onlarca adamı öldürüldü. “Roj” adının sadece bir form olduğu çeteler saldırdı. Saldıranlar, aslında DAİŞ çeteleridir, Türk istihbaratıdır. Almanya devletinin Barzani hükümetine DAİŞ’le savaşmak için verdiği silahlar Şengal halkına karşı kullanıldı.

Alman hükümeti aynı zamanda Avrupa Birliği üyesidir. Şengal’in özerkliği meselesi vardı, Türkmenler ve Süryanilerle bir müzakeremiz vardı. Müzakere 19 Ekim 2016’da gerçekleştirildi. 26 Ekim 2016’da Avrupa Birliği tarafından bir karar verildi. Soykırıma uğrayan bir halkın inanç özerkliğini tanıtmaya hakkı var. Bunun dışında Irak’ın 116 ve 120’inci yasasına göre soykırımla yüz yüze kalan bir halkın, bir inancın 140’ıncı maddesinin altında kalan coğrafyanın özerkliğini ilan etme hakkı da vardır. Irak yasasında geçiyor.

Bu saldırıları artık özellikle Avrupa Birliği’nin, Amerika’nın, Birleşmiş Milletler’in hem Almanya silahların bizim halkımıza karşı kullanıldığından dolayı bir açıklama yapması gerekiyor. Bir heyetin oraya gitmesi ve silahların kontrol edilmesi önemlidir. Özerkliği artık tanımaları gerekiyor. YBŞ-YŞJ’nin Êzidî halk direniş güçleri olarak kabul edilmesi, Ninova coğrafyasının bir savunmasının olmasını talep ediyoruz. Sıraladıklarım bizim taleplerimizdir. Artık bu halk bir soykırımla karşı karşıyadır. 3 Ağustos’ta gerçekleşmeyen soykırım sinyalleri hala devam etmektedir. Halkımız şu an tehdit altında yaşamaktadır. Peşmerge elbiseleri, üniformaları altında her gün halkımıza karşı saldıran DAİŞ çeteleri, Türk Milli İstihbaratı, Erdoğan ve Barzani’nin yarattığı çetelerin oradan geri çekilmesi ve Şengal’in statüsünün resmi olarak kabul edilmesidir taleplerimiz.

‘ŞENGAL’DE YAŞANAN DRAMI, KATLİAMLARI DUYURMAK İSTİYORUZ’

AMELE: Düsseldorf’tan Brüksel’e kadar yürümemizin temel amacı Êzidî toplumun asırlardır yaşadığı daramı, katliamları duyurmak ve Şengal’in bir statü kazanmasıdır.

Êzidî halkının asırlardır yaşadığı dram, soykırım devam ediyor. Şengal’de yaşanan drama ailelerimiz aracılığıyla tanıklık ediyoruz, haber alıyoruz. Bütün baskılara rağmen savaşçılarımız Şengal’i savunuyor, analarımız direniyor. Bu direnişte şehitler veriyoruz, bundan dolayı büyük bir acı da hissediyoruz.

KDP öncülüğünde ve AKP desteğiyle yapılan bu saldırıları buradan kınıyoruz. Yürüyüşümüz boyunca Kürdistanlılar ve dostları gerek Aleviler gerekse İslami hareket üyeleri bizi yalnız bırakmadı hep destekledi. Bir kez daha büyük bir topluluk olduğumuzu gösterdik, bu duygulandıran bir destek. Kürdistanlılar olarak büyük bir dayanışma içerisindeyiz. Bu eylemle birlikte Êzidîlerin yalnız olmadığını bir kez daha gördük. Bütün zor şartlara rağmen engellemelere rağmen Brüksel’e doğru yürüyüşümüz devam edecek.