Eutelsat merkez ve şubeleri önündeki çadır eylemleri sonlandırıldı

Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen Eutelsat'ın Med Nûçe ve Newroz TV'nin yayınlarını kesmesini protesto eylemi sona erdi.

Med Nûçe TV ve Newroz TV yayınlarını Türk devletinin talebi üzerine durduran Fransız uydu şirketinin kararına karşı Kürdistanlılar tarafından Pazartesi gününden bu yana çadır eylemleri düzenleniyordu. Eutelsat’ın Paris’teki merkeziyle Roma, Londar ve Köln’deki şubeleri önündeki eylemler dün sona erdi.

Köln’deki çadır eyleminde konuşan Kürdistanlılar, katliamların gizlenmesi için Kürt kanallarının susturulmak istendiğini dile getirirken, demokrasiyi savunma iddiasındaki dünya ülkelerinin sessiz kalmasına tepki gösterdi.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) ve Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCKD-E) ile NAV-DEM tarafından organize edilen eylemlere 6 gün boyunca halk meclisleri ve yerel kurumlar dönüşümlü olarak katıldı. Çadır eylemcilerine Kürdisanlılar da ziyaretlerle destek verdi.

‘EYLEMLERİMİZ SÜRECEK’

Almanya’nın Köln kentindeki Eutelsat şubesi önündeki eylemi son gününde Duisburg DKTM ve TJK-E üyeleri üstlendi. Duisburg-DKTM Eşbaşkanı Munzur Aslan, Eutelsat’ın kararının yanlışlığını göstermek istediklerini ve bu amaçla hazırladıkları bir dosyayı Paris’teki Eutelsat merkezine gönderilmek üzere teslim ettiklerini kaydetti.

Türk devletinin faşist politikalarına verilen desteklerin soykırımcıların ‘elini güçlendirdiğini’ vurgulayan Aslan, buna karşı eylemlerin devam etmesini istedi.

‘MEDYAMIZI SUSTURARAK BİZİ SOYKIRIMDAN GEÇİRMEK İSTİYORLAR’

Duisburg Halk Meclisi Eşbaşkanı ve Kadın İnsiyatifi Sözcüsü Perişan Tavag ise, Türk Devleti’nin uygulamalarına sessiz kalanların bu insanlık dışı uygulamalarını kabul ettiğinin altını çizdi.

Birleşmiş Milletler’e de önlem alması çağrısında bulunan Tavag, “Medyamızı susturuyorlar, çünkü diledikleri gibi bizi soykırımdan geçirerek katletmek istiyorlar. Yine Efrîn Kantonu’na son saldırı yaparak halkımızı katlettiler” dedi. Kürt halkının artık ‘eski Kürt halkı’ olmadığını vurgulayan Tavag, DAİŞ’le ittifak halindeki Erdoğan’a karşı sessiz kalınarak, güç verilmesinin kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.

‘DUYARLI HERKES KARŞI ÇIKMALIDIR’

Abdullah Amed adlı Kürdistanlı ise, “Basın-yayın özgürlüğü her halk için olduğu gibi Kürtler için de haktır. Hiç imse bu hakkımızı elimizden alamaz. Bu Kürt halkı üzerinde oynanan çirkef bir oyundur. Avrupa ve Eutelsat da buna ortaktır. Bu susturma süreçlerinde DAİŞ ve TC’nin Kürdistan halkı üzerindeki saldırıları boyutlandırılmıştır. Özgürlükler ve basın özgürlüğüne saygılı ve duyarlı olan herkes buna karşı çıkmalıdır” diye konuştu.

‘EUTELSAT İÇİN UTANÇLIK BİR DURUMDUR’

Heves Sevgat adlı Kürt kadını da, yasakların olduğu bir dönemde katliamların arttığına dikkat çekti. Sevgat, “Basınımızı yasaklıyorlar, dilimize asimilasyon uyguluyorlar. Erdoğan zaten DAİŞ demektir. En son Rojava’da halkımızın kanına girdiler. Kürtler sahipsiz değildir.Bu onlara kalmayacak ve bu katliamları gerçekleştirmesi onun da Saddam gibi sonunun geleceğinin göstergesidir” dedi.

Kobanê, Amed, Sur, Cizre gibi birçok Kürt kentindeki katliamları hatırlatan Sevgat, insan haklarına saygılı olduğunu iddia eden dünya devletlerine çağrıda bulundu. Sevgat, katliamların üstünün örtülmesi ve kamuoyundan gizlenebilmesi için Kürt medyasına yönelik susturma operasyonlarına karşı duracaklarını vurgularken, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın özgürlüğünden de taviz vermeyeceklerini dile getirdi.

...