Ergin Aktaş adım adım ölüme götürülüyor

ATK'nın 3 kez verdiği "Cezaevinde kalamaz" raporuna rağmen tahliye edilmeyerek Menemen R Tipi Cezaevi'nde tek kişilik hücreye konulan iki eli olmayan KOAH hastası Ergin Aktaş, adım adım ölüme götürülüyor.

Adli Tıp Kurumu'nun 3 kez "Cezaevinde kalamaz" raporu verdiği Ergin Aktaş, İzmir Menemen R Tipi Cezaevi'nde adeta ölüme terk edildi. Aktaş, babası ile yaptığı telefon görüşmesinde "Adım adım ölüme götürüyorlar" dedi. Avukatı Gülizar Tuncer de, iki eli olmayan, buna rağmen hücrede tek başına tutulan Aktaş'ın karşılaştığı uygulama için "özel aşağılayıcı bir cezalandırma biçimi" dedi.

1988 doğumlu olan Ergin Aktaş'ın sol kolu dirseğine yakın yerden, sağ kolu da bilekten kesilmiş durumda. Elinin ve kolunun kesilmesine yol açan patlamadan önce de başından vurulmuş. Bu nedenle kafatasında çizik bulunuyor. Konuşmakta zorlanıyor ve unutkanlık yaşıyor. Bunlara ek olarak da KOAH hastası ve mide ülseri.

Aktaş’ın Yargıtay aşaması da dâhil olmak üzere bütün yargı süreci bir yıl da tamamlandı. Kürtçe savunma yapmak isteyen Aktaş, avukatsız yargılandı, savunma yapamadı. Bunun sonunda ağırlaştırılmış müebbet, 28 yıl hapis ve binlerce liralık para cezasına çarptırıldı.

MENEMEN'E SÜRGÜN EDİLDİ

Erzurum, Metris, Ümraniye, Silivri ve Metris cezaevlerinde tutulan Aktaş, 2016 yılının Nisan ayında İzmir Menemen R Tipi Cezaevi'ne sürgün edildi.

Aktaş, karşılaştığı insanlık dışı uygulamaları protesto etmek için burada açlık grevi yaptı.

Oğlu ile dün bir telefon görüşmesi gerçekleştiren baba Tahir Aktaş, görüşmeye ilişkin şunları söyledi: "Ergin, sağlam çocuktur, kolay kolay bir derdini söylemez. Ancak dünkü telefon görüşmemizde bana 'Adım adım ölüme götürüyorlar' dedi. Durumu çok ağır. KOAH'ın son evresinde. Zaten iki eli yok. Son açık görüş de gardiyanlarla tartışma ile geçti. Yarım saat görüşebildik. 6 metrekarelik bir hücrede tek başına kalıyor. Günde bir saat havalandırmaya çıkartılıyor. Hücresinde banyo yok. Tuvalette soğuk su ile banyo yapmak zorunda kalıyor. Tuvalet günde birkaç kez kullanılınca koku yapıyor ve o sağlıklık ortamda kalıyor."

Baba Aktaş, "Tek başına yemeğini nasıl yiyor?" sorusuna ise, "Onu da kamuoyu düşünsün" yanıtını verdi.

AİLENİN GÖNDERDİĞİ KIYAFETLER BİLE VERİLMEDİ

Oğlunun cezaevindeki durumu, "Her geçen gün kötüye gidiyor" diyerek endişesini dile getiren Baba Aktaş, 20 Eylül'de gönderdiği kargonun oğluna teslim edilmediğini söyledi.

Baba Aktaş şunları söyledi: "Gardiyan görüş sırasında Ergin'in kıyafetlerinin olmadığını söyledi. Kıyafetlerini soğuk suda yıkayıp taşın üstünde kurutup giyiyormuş. Ben de bunun üzerine kıyafet, ayakkabı alıp kargo ile 20 Eylül'de gönderdim. 26 Eylül'de cezaevine teslim edilmiş ancak hala Ergin'e verilmemiş. Bugün arayıp cezaevine kargoyu sordum, 'Size döneceğiz' dediler, kimse aramadı" dedi.

Oğlunun yalnız bırakıldığını düşünen Baba Aktaş, avukatların düzenli bir şekilde oğlu ile görüşmedikleri eleştirisinde bulundu, "Ergin'in başına bir şey gelirse, o zaman kimseyi yanımızda görmek istemiyoruz. Kim Ergin için ne yapacaksa şimdi yapsın" dedi.

Ergin Aktaş'ın İstanbul'daki avukatı Gülizar Tuncer, müvekkili hakkında "Cezaevinde tek başına kalamaz" şeklinde 3 Adli Tıp Kurumu raporu olmasına rağmen tahliye edilmediğini belirtti. 

AYM 2 YIL SONRA 'İHLAL YOK' DEDİ

Anayasa Mahkemesi'ne 2014 yılında yaptıkları "acil tedbir" başvurusuna 2 yılı aşkın bir süre sonra "İşkence ve aşağılayıcı muamele yok" yanıtı verildiğine dikkat çeken Avukat Tuncer, şunları söyledi: "Ergin'in iki kolu yok. KOAH hastası. O halde tek başına yemek yemek, çamaşır yıkamak, kişisel ihtiyaçlarını görmek zorunda. Buna rağmen AYM bu yaşadığı işkence ve aşağılayıcı muameleyi yok saydı. Ayrımcı ve siyasi bir karar verdi. AYM daha önce iki başka başvuruda ihlal tespiti yapmıştı. Bir başvuruda; astım hastası bir mahpusun, hücrede tutulmasının nem, rutubet gibi etkenlerden dolayı aşağılayıcı muamele oluşturduğunu belirtmişti. Bir başka ihlal kararı da tek başına hücrede olup tek kolunu kullanamayan bir hasta mahpusla ilgili. Üstelik başvurudan 6 ay sonra karar verilmişti. Ergin her iki hasta mahpustan daha ağır durumda, iki kolunu kullanamıyor ve astımdan öte KOAH hastası ama iki yıldır ne tedbir kararı verildi ne de esasa ilişkin kararda ihlal tespiti var."

'ÖZELLİKLE MENEMEN'E SEVK EDİLDİ'

Müvekkilinin Menemen R Tipi Cezaevi'ne özel olarak sevk edildiğine dikkat çeken Tuncer, "Ergin, 6 yıldır cezaevinde. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmasına rağmen durumundan kaynaklı bugüne kadar hep arkadaşlarının yanında tutuldu. Ergin'in hep yanında birileri oldu. Çünkü tek başına kişisel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. Ancak ilk kez Menemen'de tek başına bir hücreye konuluyor. Bu çok özel aşağılayıcı bir cezalandırma biçimi" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı veriş biçimini de eleştiren Tuncer, "O kadar başvurumuz ve sunduğumuz belgeler. Ancak AYM buna rağmen Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün beyanı ile cezaevinin internet sitesinde yer alan bilgileri referans alarak, müvekkilim Aktaş'a yönelik herhangi bir aşağılayıcı ve insanlıkdışı bir cezalandırma olmadığını öne sürüyor" diye konuştu.