‘Elçi’nin katledilmesi devletin mafyalaşmasının kanıtıdır’

KCK Adalet Divanı: Elçi hakkında fezleke hazırlayarak tutuklanmasını istemesi ve bu olmayınca da katledilmesi, Saray-AKP-Devlet mafyalaşmasının kanıtlarını açıkça ortaya koymaktadır.

Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesine ilişkin açıklama yapan KCK Adalet Divanı, “HDP’ye yönelik saldırıların hiçbirinin faillerinin ortaya çıkarılmaması, sadece düşüncelerini dile getirdi diye Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin önce saray ve iktidar tarafından siyasi linçe tabi tutulması, hazır kıta bekleyen saray savcılarının alelacele avukat Tahir Elçi hakkında fezleke hazırlayarak tutuklanmasını istemesi ve bu olmayınca da katledilmesi, Saray-AKP-Devlet mafyalaşmasının kanıtlarını açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Adalet Divanı, halkların demokratik özerklik taleplerine karşı topyekün savaşı dayatan ve pratiğe koyan AKP iktidarının ve Türk devletinin halka yönelik katliam ve terör eylemlerini her geçen gün daha da arttırdığını belirtti.

AKP-Saray-Devlet üçlüsünün işbirliği ile kıskaca alınmaya ve sindirilmeye çalışan devrimci-demokrat yurtseverlere karşı işlenen cinayetlerin, bu üçlü organizasyon tarafından gizlenmeye çalışıldığı ve bu üçlü organizasyona karşı seslerini yükseltmeye çalışan birey ve toplumsal kesimlerin ise devletin resmi kurşunlarıyla katlederek susturmaya çalıştığını da kaydeden KCK Adalet Divanı şunları belirtti: “Saray merkezli bu üçlü organizasyon; iktidarı, devleti, basını, yargıyı denetimlerine alarak toplumda bir korku atmosferi oluşturmaya çalışmakta, haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayanların ise hak ve hukukları arayacakları tüm kapıları kapatarak teslim olmayı dayatmaktadır. Özellikle seçim süreci ve seçim sonrasında yaşananlar göstermiştir ki Türkiye’de anayasa ve yasalar bu üçlü organizasyon tarafından askıya alınmış ve devlet tamamen çeteleşerek mafyavari bir niteliğe büründürülmüştür.

Anayasa ve yasaların askıya alındığı, 12 Eylül anayasasının bile uygulanmadığı Türkiye’de haktan, hukuktan ve adaletten bahsetmek abes olduğu gibi hak ve hukukun aranacağı bir muhatap da bırakılmamıştır. Yargı sisteminin çürüdüğü ve en dibe vurduğu Türkiye’de, Türkiye ve Kürdistan halklarının Türk yargı organlarında haklarını aramaları artık mümkün olmamaktadır. Çünkü Türk yargı organları da sarayın emrine girerek çeteleşmiş ve dolayısıyla da mafyalaşmış devletin hizmetine girmiştir. Sarayın talimatlarıyla harekete geçen Türk yargı kurumları bir hak ve adalet arama yerleri olmaktan ziyade, mafyalaşan devletin terörist eylemleri hukukuna uydurmanın ve bu temelde savunmanın birer gayrimeşru kurumları olmuşlardır.

Özellikle seçim süreci ve sonrasında yaşanan toplu katliamlar ve cinayetlerin hiçbirinin failinin yakalanmaması, aksine delillerin karartılarak üzerinin örtülmesi ve dolayısıyla sahiplenmesi göstermiştir ki, devletin ve hükümetin artık bir meşruiyeti kalmamıştır. Suruç ve Ankara katliamlarının yanı sıra Ankara, Adana ve Mersin başta olmak üzere birçok ilde HDP’ye yönelik saldırıların hiçbirinin faillerinin ortaya çıkarılmaması, sadece düşüncelerini dile getirdi diye Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin önce saray ve iktidar tarafından siyasi linçe tabi tutulması, hazır kıta bekleyen saray savcılarının alelacele avukat Tahir Elçi hakkında fezleke hazırlayarak tutuklanmasını istemesi ve bu olmayınca da katledilmesi, Saray-AKP-Devlet mafyalaşmasının kanıtlarını açıkça ortaya koymaktadır. Devrimci ve demokratik muhalefetin hedef gösterilerek siyasi lince tabi tutulması ve sarayın talimatıyla infaz edilmesi, devletin ve AKP’nin suçlarını her geçen gün daha da arttırmaktadır. Bu temelde özellikle Kürdistan’da bulunan AKP il ve ilçe teşkilatlarının, halklara yönelik uygulanan katliam politikalarına ortak olduklarından ve topluma karşı suç işlediklerinden dolayı hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Bu nedenle de özelde Kürdistan, genelde ise Türkiye halkları bu gerçeği görerek Türk yargı kurumlarını gayrimeşru ilan etmeli, kendi toplumsal adalet sistemini oluşturmalıdır.”

Kürdistan’da bulunan devletin tüm yargı organlarının hiçbir meşruiyeti kalmadığının da altını çizen KCK Adalet Divanı “Kürdistan da demokratik ulusun toplumsal adalet sisteminin inşasının adil bir sistem için olmazsa olmazı olduğunu belirtiyoruz. KCK Adalet Divanı olarak; Kürdistan’da gayrimeşru olan AKP teşkilatları ve teşkilat çalışanları başta olmak üzere, topluma karşı suç işleyen tüm kurum ve çalışanlarının halk mahkemelerinde yargılanmaları için gerekli mekanizmaları oluşturarak en kısa sürede toplumsal adalet için yargı sürecini başlatacaktır.

Bu temelde; barış ve özgürlük elçisi Tahir Elçi’nin Saray-AKP-Devlet organizasyonu tarafından katledilmesini kınıyor, Allahtan rahmet, ailesine, tüm Kürdistan ve Türkiye halklarına başsağlığı diliyoruz” dedi.