Ekonomi Profesörü Önder: Savaş konsepti emekçilerin ekonomisini bozacak

Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, AKP/Saray'ın Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırılarının, halkın ekonomisine olası yansımalarına ilişkin ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Prof. Dr. Önder, savaşın emekçilerin ekonomisini yakından ilgilendirdiğini belirterek, kamusal hizmetlerde ve özlük haklarında kısıntı yapılacağını vurguladı. Prof. Dr. Önder, Kürdistan'daki yıkımla, iş çevrelerinin ekonomisinin canlandırılması ve sosyal dokunun bozulmasının hedeflendiğini de vurguladı.

Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, AKP/Saray'ın Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırılarının, halkın ekonomisine olası yansımalarına ilişkin ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Prof. Dr. Önder, "Güneydoğu'da sürdürülen çatışma ortamının toplumsal maliyeti salt parasal olarak ölçülemez. Zira, halklar arasında oluşan kin ve olumsuz duyguların etkisi yıllar ve nesiller boyu sürecektir" diyerek, şöyle devam etti: "İşin parasal yönüne gelecek olursak, maalesef, bütçe verileri içinde bu maliyeti net olarak göremiyoruz. Zira, güvenlik güçlerine yapılan tazminat ödentileri ve kullanılan malzemelere ait olağan harcama kalemleri olarak tasnif edilmekte olup, sulh dönemleri ve çatışma dönemleri ayrımı yapılamamaktadır. Bu durum bütçe tekniği ile ilgili olduğu kadar, psikolojik olarak halka fazla yansımaması istenen olayın perdelenmesi olarak da kullanılmaktadır."

'ÇALIŞMA KOŞULLARI KÖTÜLEŞECEK, GELİRLER DÜŞECEK'

Emekçilerin çalışma koşullarının kötüleşeceğini, gelirlerinin düşürüleceğini vurgulayan Prof. Dr. Önder, "Kamu bütçesi üzerinde oluşan baskı nedeni ile, söz konusu harcamaların kamusal hizmetlerde ve özlük haklarında kısıntı yaptığı, daha doğrusu söz konusu harcama kalemlerinde gerekli artışın sağlanmasında engel oluşturduğu açıktır" dedi. 

'TEPKİ VERMEDE PASİF KALINIYOR'

Özel kesim üzerindeki etkiye bakıldığında ise aynı durumun söz konusu olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Önder, "Hatta, kapitalist sistemin tipik mantığı doğrultusunda ekonomide işler canlandığından özel kesimde olumlu yansımalar dahi görülüyor olabilir. Tabiatıyla, bu durum çatışma bölgeleri dışında, özellikle de batı bölgelerinde söz konusu olabilir" diye ekledi.

Prof. Dr. Önder, emekçilerin, savaşın kendi ekonomilerine dönük yansımalarına tepki vermede pasif kaldıklarını ifade ederek, şunları belirtti:

"Sorunun bir tür 'vatan savunması' olarak topluma yansıtılması nedeniyle isteyerek ya da istemeden de olsa, emekçiler ve tüm halk kesimi durumu izlemekle yetinmekte, fazla tepki koyamamaktadır. Tepkisizlik sosyal bir sorundur. Sendikalar ise, her zamanki gibi çok tipik bir tavırla, açık ya da utangaç şekilde hükümetin yanında yer almaktan çekinmemekteler."

NEDEN TOKİ?

Kürdistan'daki yıkımın ekonomiyle ilişkisini ve yine yıkımın yaşandığı bölgelerde TOKİ'nin devreye girmesini ise Prof. Dr. İzzettin Önder, şöyle yorumladı:

"Tahrip edilen bölgelere TOKİ'nin sokulması; durgunluğun, inşaat faaliyeti ile kısmen de olsa aşılması amacına yöneliktir. Çatışma bölgelerinin tahrip edilip, yeniden inşasının, inşaat işleri ile ekonomiyi bir miktar canlandırma etkisi yanında, çok önemli farklı bir nedeni de söz konusu bölgelerin sosyal dokusunu bozmak ve yeni bir dünya yaratmaktır. Bu çabanın bölge halkı üzerindeki olası etkisi ya da tahribatı hakkında buradan fazla bir şey söylemek olası değildir. Ancak, siyaset kademelerinde böyle bir hedefin olduğu çok açıktır. Çatışma ya da savaşla fiziksel tahribat ve yok edişi, yeniden inşa ile bireysel ve sosyolojik alanda tahribat ve değişim yaratarak siyasal ve sosyal hedef ve projelerin yok edilişi eşlik etmektedir."