Dokunulmazlık gündemi ile HDP'ye karşı CHP ve MHP desteğiyle Meclis'te girilen kirli ittifak sonucu AKP/Saray tarafından demokrasiye dönük yapılan darbeye ilişkin Avukat Mesut Beştaş mevcut konu ve hukuksal boyutlarını ANF’ye değerlendirdi.

Avukat Mesut Beştaş, dokunulmazlıkların geçici anayasa maddesi ile kaldırılmasına baktığımızda genel olarak hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak, “Geçici madde ile anayasada kimi hakların ortadan kaldırılması anayasacılık akımının genel perspektifine aykırıdır” dedi.

‘MEVCUT DURUM DARBE ANLAYIŞININ ANAYASALARA YANSIMASIDIR’

Anayasaların geçici olarak yürürlüğe girsinler diye çıkarılmadıklarını söyleyen Beştaş, “Ağırlıklı olarak geçici maddelerin anayasalara konulma anlayışı daha çok darbe sürecinde anayasalarda görmek mümkündür. Hatırlarsak, 82 anayasası darbe anayasası olarak kabul ediliyor. Bu geçici madde ile 82 anayasasını darbecilerin yargılanmasının engellenme yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla anayasacılık anlayışına aykırı olan bu yaklaşım darbe anlayışının anayasalara yansıtılması olarak değerlendirmek gerek. Anayasalar genel olarak hakların güvence altına alması amacıyla düzenlenirler. Ama içerik ve uygulanan yöntem itibariyle değerlendirdiğimizde çok daha farklı hukuka aykırılıkları bulmak mümkündür” diye konuştu.

‘KONU KÜRTLER OLUNCA İKTİDAR ANAYASAYI TANIMIYOR’

Anayasanın 83’üncü maddesinin milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kesin bir şekilde güvence altına almış durumda olduğuna değinen Beştaş, eklenen yeni bir madde ile anayasanın 83’üncü maddesinin tamamen hile yoluyla ortadan kaldırılmış olduğunu belirtti. Beştaş, “Anayasanın 83’üncü maddesi yerinde durduğu halde böyle bir yönteme başvurulması ayrıca anayasayı tanımama sonucunu ortaya koyuyor. Peki kim tanımıyor bu anayasayı? Kuşkusuz iktidar tanımıyor. Mesele Kürt meselesiyle ilgili olunca genel olarak kamuoyunda bilinen AKP, CHP ve MHP bloğu anayasayı tanımak istemiyor. Mesele, Türkiye’nin kangrenleşmiş sorununa, Kürt ve Kürdistan meselesine gelince parlamentoda kendi dışına çıkabiliyor. Anayasada deliniyor. Darbe anlayışıyla kimi haklar ortadan kaldırılmaya devam ediyor ve bu Türkiye açısından kabul edilemez bir durumdur” diye ifade etti.

‘İKTİDAR HDP’Yİ NASIL BİTERECEĞİNİ HESAPLIYOR’

Beştaş, 1994 yılında DEP’li milletvekillerinin apar topar meclisten alınıp gözaltına alınmasına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “O dönemde yaşananlar Türkiye’yi dünya aleme rezil edecek pozisyonlardı. Halkta ciddi bir refleksi gelişti. 1994 yılının sonrasına baktığımız zaman aslında Kürt sorununu çözmeye gitmediğini ve aksine daha da çetrefilli hale getirdiğini ve direnişlerinin arttığını görmek mümkündür. O günü bugüne örnek olarak gösterecek olursak kuşkusuz kolay olmayacak ve toplumsal olarak ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır. İktidarın bunu hesaplaması gerekiyor fakat öyle görünüyor ki iktidar yüksek oranda HDP ve sempatizanlarının göstereceği refleksten çok bunları nasıl bitireceğinin hesabını yapıyor. Önümüzdeki süreçte bu toplum büyük olaylara gebe olacaktır. Nereye kadar götüreceğini hep birlikte izleyeceğiz. Umarım iktidar bu bakış açısıyla bakıyor olsa da yargı mercekleri kendi hadlerini aşmaz. Bir halkın onuru ve gururuyla oynama yoluna gitmezler.”

‘CHP, ERDOĞAN’IN POLİTİKALARINA HİZMET EDİYOR’

CHP’nin geçici anayasa maddesi ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili politikasını değerlendirdiğimizde çok garip bir bakış açısının olduğunu ifade eden Beştaş, “CHP yetkililer tarafından net bir şekilde bize yapılan ahlaksız tekliftir deniliyor ama o ahlaksızlığı kabul ediyorlar. CHP’nin içerisinde kuşkusuz ezici çoğunluk farklı düşünüyor ancak tek ses yok. Tek sesin olmadığı yerde önümüzdeki süreçte nasıl bir tutum sergileyeceklerini tahmin etmek mümkün değildir. Kurumsallaşmış bir CHP politikası olmadığı için önümüzdeki süreçte ne yaparlar tabii ki bilemeyiz ama CHP tabanında ciddi bir rahatsızlık var. CHP’nin olumsuz tutumu ve Erdoğan’ın politikalarına hizmet ettiğine ki tartışmasız öyledir. Aynı zamanda 14 yıllık AKP iktidarına hizmet etme politikalarını ürettiğine tanıklık etmekteyiz” dedi.