GÖRÜNTÜLÜ

Demirtaş: Çaresiz değiliz; halk birden fazla parlamento da kurar!

'Parlamento halkın iradesidir; burayı savunacağız. Ama arkadaşlarımız tutuklanır, vekilliklerimizin düşürülmesine kadar gidilirse, hiçbir seçenek bizim açımızdan tartışılmaz olmayacaktır. '

Demirtaş, tasfiye girişimine sert tepki göstererek, çaresiz olmadıklarını belirtti. Demirtaş, "Hiçbir seçenek bizim açımızdan tartışılmaz olmayacaktır. Parlamentoları halk kurar; halk isterse birden fazla parlamento da kurar! Bu grup halkının yanında olur" dedi. Saray ve AKP'nin kaybedeceğini, halkın kazanacağını vurgulayan Demirtaş, başta CHP'liler olmak üzere tüm vekillere de çağrıda bulundu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin haftalık olağan grup toplantısında, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"AKP/Saray, halktan korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmuyor. Protesto başlar, halk meydanlara çıkar, diye panik halindeler. Mevcut isyan durumunu bastırmaya güçleri yetmediği için 15 bin polis daha aldılar. Böylesi dönemlerde, iktidarın zulüm konusunda sınırsız bir zorbalık uyguladığı dönemlerde, diktatörlüğe adım adım gidilen dönemlerde halkı sürekli baskı altında tutmak bu tür iktidarlar için çok önemli. 

(...)

'Güvenliği sağlayamayız' tehdidiyle topumun sokakla bağını kesmeye çalışıyorlar. Ama gördüğünüz gibi her türlü tehdide rağmen yüz binler Bakırköy'de, İzmir'de, Diyarbakır'da; Türkiye'nin birçok yerinde güçlü mesajlar ortaya koydular. Bugünlerde parlamentoya getirilmek istenen kölelik yasasını da protesto ettiler. Bütün bunların barışla bağını da ortaya koydular. Ama bunun büyümesi lazım. Sokağın canlı, diri olmadığı ülkede diktatörlük zaten inşa edilmiştir. Bastırmaya çalıştıkları; bu halkın gücünü dünyanın görmesini engellemektir. Sokak meşrudur, yasaldır, haktır, legaldir. Demokrasi sokakta kazanılmıştır. Tek başına parlamentolar demokrasi inşa edemez. Faşizmden kurtulmanın yolu tek başına parlamento olamaz. 

Parlamentoda yapmaya çalıştıkları da, sokakta estirdikleri terörü burada vekiller üzerinde kurumsal hale getirmektir. Bunların hiçbirine boyun eğmemek lazım. Bütün emekçilerin 1 Mayıs direniş, dayanışma bayramını kutluyoruz.

KİLİS

Öyle bir roket yapmışlar ki, her yere giderken hedefe gidiyor, Kilis'e yanlışlıkla düşüyor! Böyle bir roket icat etmişler! 60 roket, sadece birkaç ayda Kilis'e atıldı. 20'den fazla yurttaşımız yaşamını yitirdi. Bunu barbar, tecavüz ordusu yapıyor. Her seferinde de Genelkurmay yarım saat sonra, bir saat sonra 'IŞİD'in 300 hedefi vuruldu, 200 hedefi vuruldu' diyor. Böyle bir akılsızlık olur mu ya? Bari açıklamayı birkaç gün sonra yapın. Ne zaman vurdunuz, ne zaman cenazeyi saydınız... Bütün ülke büyük aldatmaca ile karşı karşıya. 

Ahrar'uş Şam, IŞİD, El Nusra kendi arasındaki iktidar mücadelesiyle AKP'ye de 'aman bizim çizgimizden çıkma, desteği kesme' mesajı vermek için Kilis'i vuruyor. PYD sınırın öbür tarafından tek bir çalış taşı atmış değil. Böyle niyetleri de yok. Ama hükümete göre PYD 'azılı terör örgütü'; sınırın ötesinden 20 yurttaşı katleden, Ankara'da Sultanahmet'te, Suruç'ta katleden IŞİD barbarları ise öfkeli çocuklar! 

Parlamentoda birkaç gündür komisyonda devam eden tartışmalar ve tartışmanın biçimi, özellikle AKP cenahının seçip komisyonlara gönderdiği tetikçi ekibin niyetinden de anlaşılıyor ki, bunlar silahla, şiddetle bütün Türkiye'yi dizayn etmeye çalışıyorlar. Parlamento Başkanı'nın laiklikle ilgili yaptığı açıklamalar da öyle ağzından kaçırarak, Saray'dan vs. habersiz değil. Başkanlık ve laikliğin olmadığı anayasa, bütün yetkilerin sözde yeni halifede toplandığı anayasa hedefliyorlar. Bunları kabul etmeyenlerin de sopayla yola getirilmek istendiği süreç... Kilis tesadüf değil, Cizre'nin yakılıp yıkılması, Yüksekova'nın operasyonlar bitmesine rağmen ev ev yakılıyor olması rağmen tesadüf değil. Toplumun reflekslerini çalışamaz hale getirmek istiyorlar.

'CANIMIZI VERMEYE HAZIRIZ!'

'Güvenliğinizi sağlamayın' diyemeyiz, insanlarımıza. Ama ölümden öte de köy yoktur. Yani bu  zorbalık ve tehditler karşısında geri adım atarsak, irademizi teslim edersek, çocuklarımız ve torunlarımız kapkaranlık bir ülkede yaşamaya mahkum olacaklar. Şunu diyebilmeliyiz; çocuklarımız aydınlık gelecekte özgür, barış içinde yaşasınlar; biz canımızı vermeye hazırız. Başka türlü bu faşizan gidişat durdurulamaz.

Dokunulmazlıklar mevzusu darbe sürecinden bağımsız ele alınamaz. 7 Haziran akşamı Saray darbesi gerçekleşti. 7 Haziran'dan bir hafta önce, anketler netleşince planlandı. Tek başına iktidar olamayacakları anlaşılınca, HDP'nin barajı aşması durdurulmayınca Saray'da darbe planı yapıldı. MHP Genel Başkanı ile anlaşıldı. Senin de gidişatın iyi değil, diyerek ittifakı kurdular. Darbe amacına ulaşırsa eğer tek tip insan yaratacaklar. 

'DARBE SÜRECİNİ YÜRÜTEBİLMEK İÇİN YALANA BAŞVURUYORLAR'

Saray'daki zat bir entelektüel değil. Toplumsal sorunların çözümü itibarıyla tek fikri yoktur. Orjinal tek cümlesi yoktur. Zaten üniversiteyi bitirip bitirmediği muammadır. Kitap okumadığını kendisi söylüyor. İlkokulu bile okumayabilir. Cehalet başka bir şey. Entelektüel kapasitesi budur. Adım adım ülkeyi felakete götürüyor. Adaletten, demokrasiden, insan haklarından anlamaz. Kapitalizmi, emperyalizmi bilmez. Hiçbir şeyden anlamaz ama sorsanız, bütün memleket cahildir ve her şeyi kendisi bilir. İşte, en tehlikeli insan tipi. Darbe yaptı bu insan tipi 7 Haziran'da. Biz de bu darbeyi durdurmaya çalışan, önleyebilecek tek gücüz. Dokunulmazlık mevzusu doğrudan bunlarla alakalıdır. Süreci başlatan da zatın kendisidir. HDP var olduğu müddetçe bu darbe amacına ulaşamaz. Fakat bunu halka benim anlattığım gibi anlatacak değil. Dokunulmazlığı bu yüzden kaldıracağını söylemeyecek tabii. Halkı ikna etmek için de yalan devreye giriyor. Yalan konusunda başarılı. Stajyer başbakan bu konuda çok iyi değil. Yalan söylediğinde fark ediliyor. Öbürünün, ustasının maşallahı var! O yalan konuştuğunda anlamaz, fark edemezsiniz bile. İlk yalanı o söylüyor, arkasından stajyeri tekrarlıyor. Ne dediler; vekiller bagajında silah taşıdılar, o yüzden dokunulmazlığı kaldıracağız, dediler. Zannedersiniz ki, bunu bilmeyen, milletvekillerimiz gece gündüz silah taşıyorlar, şehirlerde süren savaşlar milletvekillerimiz üzerinden sürüyor. Ülkenin batısına bu iftira kampanyasıyla sesleniyorlar. Faysal Sarıyıldız hakkında başbakan ve cumhurbaşkanının yalanıyla hazırlanan fezlekede, 'silah, mühimmat ve diğer malzemelerin Sarıyıldız'ın aracına yerleştirilmediği anlaşılmıştır' ifadesi var ancak fezlekenin sonunda dokunulmazlığın kaldırılmasına karar verildiği yazıyor. 

'PKK KAYBETMEDİ'

Bütün operasyonlarda PKK bir kaybetmişse, sivil halka yüz zarar verdiler. Fakat PKK buradan bir, sivil halk yüz kaybetmişse, PKK buradan yüz kazandı. Buradaki başarısızlığı telafi etmenin bir yolu, HDP'li vekillerden intikam almak. Birkaç vekilimiz üzerinden kamuoyunun gazını almaya alışıyorlar ve bakın başarımız ortada diyecekler. Evladı askerde vs. olanlar; bu hükümet sizi kandırıyor. Ortada başarı değil, felaket var. Ve şimdi bizi yargının önüne atıp linç ettirip, sizin duygularınızı okşamak istiyorlar. 

Sivil, özgürlükçü anayasa ile demokrasiye ilerlemektir çözüm. Bunu anlatmayalım diye tetikçi ekip göndermişler. Milletvekili seçerken de, özellikle kafası basmayan bir grup tetikçiyi kalas, sopa olarak kullanmak için özellikle seçmişler.  Stajyer başbakan biraz önce bunları kutluyor. Destan yazdınız, diyor. Yahu senin tezkereni yazmışlar haberin yok, ne destanı! Şu 23 Nisan'da o koltukta oturan çocuklar bile daha keyifli oturdu, sen oturamadın. Bize şimdi de 'hiçbir yere kaçamazsınız' diyor. Şu gruba bakarak biraz utanır, insan. Ömrü cezaevinde geçmiş bu grubun. Mesele biz olsak, biraz dinlenmek için de gider dinleniriz içeride. Fakat mesele bize umut bağlayanlardır. Asıl kutlanması gereken HDP grubunun kendisidir.

'ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ'

Sanki kendimiz için korkuyormuşuz gibi yansıtıyorlar. Dokunulmazlık falan değil zaten mesele, darbe süreci. Dün komisyonda büyük iş başarmışlar gibi birbirlerini kutluyorlar. Ülkenin bir adım bir adım daha uçurumun kenarına geldiğini göremeyecek kadar cahilleşmişler. AKP, CHP, MHP ittifak halinde bu darbeyi kalıcı hale getirmeye çalışıyorlar. Üç yanlış birleşmiş, bir doğruyu götürmeye çalışıyorlar. Komisyon aşaması geçildi, genel kurula getireceksiniz. Bunun adı dokunulmazlığın kaldırılması değil, HDP'yi tasfiyedir. Kürler başta olmak üzere bütün farklılıkları parlamentodan atma girişimidir. Saray'a biat etmeyenlere bu parlamentoda yer yok, demek istiyorlar. 

Sessiz kalmayacağız. Gücünüz yeterse, eğer parlamentoda vicdanlı milletvekilleri bu darbe sürecini durdurmada bize destek olmazlarsa, bizi kendi bağımlı mahkemelerinizde yargılamanıza izin vermeyeceğiz. Asla böyle bir şey yapamayacaksınız. Ne savcılığa, ne polise, ne de mahkemeye gideceğiz. Zorla mı götürmek istiyorsunuz, siz bilirsiniz. Tutuklamak mı istiyorsunuz, siz bilirsiniz. Ama tıpış tıpış gitmeyeceğiz. Süreç, sizin arzu ettiğiniz mecrada yürümeyecek. Bu parlamento babanızın değil, halkın malıdır. Bunu size öğreteceğiz. Burası bir anonim şirket, siz de o şirketin yöneticisi, biz de çalışanları değiliz. Siz seçimle, biz KPSS ile gelmedik; insanların alın teri ile çalışa çalışa, hem de sizin gibi devlet bütçesiyle, çaldığınız seçim harcamalarıyla değil, kuruş kuruş katkılarla buraya geldik.

'SEÇENEKSİZ DEĞİLİZ; HALK NE İSTERSE ONU YAPACAĞIZ'

Parlamento halkın iradesidir; burayı savunacağız. Ama arkadaşlarımız tutuklanır, vekilliklerimizin düşürülmesine kadar gidilirse, hiçbir seçenek bizim açımızdan tartışılmaz olmayacaktır. Parlamentoları halk kurar; halk isterse birden fazla parlamento da kurar! Bu grup halkının yanında olur, halk ne isterse onu yapmaya muktedir olur. Burada olmuyorsa, çaresiz değiliz, kimse de moralini bozmasın. AKP, Saray yenilecektir. Kazanacak olan biz olacağız. Bir kez daha bu zorlu dönemde tek vücut halinde duran tüm vekil arkadaşlarıma, kendisinden çok kendisini seçen halkın iradesine bağlı olan tüm vekil arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bütün halkımızı da kutluyorum. Oy veren, vermeyen. Barıştan yana herkesi HDP grubu etrafında kenetlenmeye çağırıyorum. Darbeye karşı dik durmak isteyen tüm vekilleri, özelikle CHP'deki vekilleri darbeye karşı mücadeleye davet ediyorum. Doğru yer, Saray'ın karşısında, halkın yanında olmaktır."