Demirtaş: AKP'nin burada siyasi bir karşılığı kalmadı

Demirtaş, Amed'de katledilen Ömer Koç (16) ile Rezan Kaya (20) için kurulan taziyeleri ziyaret etti. Burada açıklama yapan Demirtaş, devletin kadın çocuk demeden sivilleri katlettiğine dikkat çekti.

Demirtaş, Amed'de katledilen Ömer Koç (16) ile Rezan Kaya (20) için kurulan taziyeleri ziyaret etti. Burada açıklama yapan Demirtaş, devletin kadın çocuk demeden sivilleri katlettiğine dikkat çekerek, AKP'nin Kürdistan'da karakoldan ibaret olduğunu ve siyasi olarak karşılığının kalmadığını belirtti. 

'KADIN ÇOCUK DEMEDEN SİVİLLER KATLEDİLİYOR'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Ekim günü Bağlar ve Kayapınar ilçelerinde sokak ortasında katledilen Ömer Koç (16) ile Rezan Kaya'nın (20) ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak üzere Amed'e geldi. Partisinin il örgütünü ziyaret eden Demirtaş, ardından taziyenin kurulduğu Temiran Yasevi'ne geçti. Demirtaş'a, partili milletvekilleri Büyükşehir Belediye eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi eşlik etti.

Taziye evinde Koç ve Kaya aileleri tarafından karşılanan Demirtaş ve beraberindekiler, ailelere başsağlığında bulundu. Demirtaş, taziye dileklerinin sunulması sonrası yasevinden ayrılacakları sırada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

Katledilen her iki çocuktan anlaşılacağı üzere yaşanan saldırıların pervasız bir hale bürünerek '90'lar yılının dönemi ötesini dahi geçtiğini belirten Demirtaş artık çocuk, kadın, yaşlı demeden sivil insanların infaz edildiğini ve yerlerde sürüklendiğini söyledi. 

'ÖZEL BİR EKİP İNFAZ YAPIP GİDİYOR'

Demirtaş, Ömer Koç ile Rezan Kaya cinayetlerine değinerek, şunları ifade etti: "Silvan da, Bismil'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da ve benzeri yerlerde gerçekleşen infazlar özel bir ekip tarafından yapılıyor" diyen Demirtaş, devamında da şunları söyledi: "Genelde bunlar o şehrin dışından gönderilen özel ekipler. Hepsinin özel plakasız araçları var. Hepsi aynı marka. Muş'ta, Şırnak'ta, Van'da, Diyarbakır'da benzer araçlar kullanılıyor. Küçük operasyon ekipleri ve nereye bağlı oldukları belli değil. O şehirde ne vali, ne kaymakam ne de emniyet müdürünü takmıyorlar. Geliyorlar infazı yapıp gidiyorlar. Fotoğraflarını ve görüntülerini çekip yayınlıyorlar. Onlar böyle illegal, derin devlet yasadışı gruplar falan değil. Bizahati Ankara'dan istihbarat ve saray tarafından örgütlenen ve gönderilen ekiplerdir." 

'HEPSİNİN HESABINI VERECEKLER'

Demirtaş, pervasızca yapılan bu saldırılar, infazlar ve katliamlarla halkın korkutulmaya ve sindirilmeye çalışıldığını da ifade etti. Demirtaş, "Şimdi bunlar zannediyorlar ki; bu şekilde yaparak halkı korkutacaklar, halkı sindirecekler ve bir müddet sonra buradaki insanlar büyük bir korku ve panikle devlete biat edecekler. Sandıkta hepsi koşa koşa AKP'ye oy verecekler sanıyorlar. Bu yaptıkları hem siyasi, hem hukuki hem vicdani olarak, hepsinin faturasını ödeyecekler. Hepsinin hesabını verecekler. Geçmişte yaptıkları bütün suçlar cezasız kalmadı" diye konuştu. 

'DEVLET VE AKP KARAKOLDAN İBARET'

Demirtaş, yok etmeye çalıştıkları her yerde halkın karşılarına dikildiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Bakın bugün burada silinmiş sıfırlanmış durumdalar. AKP'nin burada zar zor aldığı bir tane milletvekili var. Onun dışında hiçbir şeyi yok. Devlet ve AKP burada sadece karakoldan ibarettir. Hiçbir temsiliyeti yoktur. Yitirmiş durumdadır. AKP'nin burada siyasi olarak hiçbir karşılığı kalmamıştır. Ne ile ayakta duruyor. Ankara'dan gönderdiği özel infaz timleri ile ayakta duruyor."

Demirtaş, Kürdistan'da yaşananların Türkiye'nin batısından gizlenmeye çalışıldığına değindiği konuşmasında, şunları da kaydetti:

'HERKES BU SAVAŞIN NEDEN ÇIKTIĞINI SORMALI'

"Türkiye'nin batısı, eminim ki bu söylediklerimi de duyamayacak, çünkü şuradaki 20 kameranın çektiği görüntüyü 15'i yayınlamayacaktır. Merkezleri buna izin vermeyecektir. Çünkü Türkiye'nin batısı bunları duysun istemiyorlar, burada ne olup bittiğini bilsin istemiyorlar. Buraya gönderilen batı çocuklarının ne uğruna ölüyor, öldürüyor bunlar bilinsin istemiyorlar. Zaman eski zaman değil, halk da eski halk değildir. 80'ler 90'lar değildir, artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Bakın cenazelerde şehit aileleri feryat figan ağlıyorlar. Benim evladım niye öldü diye soruyorlar. Sormalılar haklılar. Çünkü Kürtler savaş istemiyor. Kürtler ölüm ve kan istemiyor. Kürtler bu ülkede eşit ve birlikte yaşam istiyorlar. Özgürce ve onurluca bir yaşam istiyorlar. Fakat bunun sarayın bir hırsı, sarayın bir devlet politikası haline getirdiği dikta anlayışı nedeniyle Kürt ve Türk çocukları ölüyor. Elbette ki soracak herkes soracak. Bu savaşın neden çıkarıldığını, neden çocukların öldüğünü herkes sormalı." 

Demirtaş, AKP'nin bunun altında kalacağını ve ezileceğini söyledi. Yine artık devlet anlayışını değiştirmek gerektiğini ve değişmek zorunda olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Sokak ortasında infaz edip, bu kadar rahat örtebilen bir devletin 21. yüzyılda artık var olamayacağını" belirtti.

'PUTİN'E PARMAK SALLASINLAR!'

Rusya savaş uçaklarının Türkiye sınırını ihlal etmesine yönelik de sorunun yöneltildiği Demirtaş, Suriye'de şuana kadar uzaktan bir savaş yürüten güçlerin şimdi doğrudan kendilerinin dahil olduğunu belirtti. Demirtaş, bu tür soruların Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kastederek bir hafta önce Putin ile beraber cami açılışına katılanlara sorulması gerektiğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanı ve geçici Başbakan bize gelince parmaklarını sallamasını biliyorlar, şimdi de o parmak sallamaları Putin'e yap!" dedi. 

'KÜRDİSTAN'DA SEÇİM ÇALIŞMASI YÜRÜTMÜYORUZ'

Demirtaş, yaşananların AKP'nin içinden çıkılmaz dış politikanın bir sonucu olduğunu da belirttikten sonra, seçim çalışmalarına ilişkin bir soruyu yanıtladı. Demirtaş, şöyle dedi: "Biz Kürdistan'da bu yaşananlardan dolayı seçim çalışması yürütmüyoruz. Çünkü her gün bir can katlediliyor. Bu durumda gidip oy istemek utanç verici olmalı. Zaten burada yaşayan insanlarımız bu dava uğruna canlarını veriyorlar, zaten hepsi bizden daha HDP'li. Bizim burada seçim gündemimizde yok, çünkü bizim başlıca gündemimiz bu insanların acı yaşamaması için çalışıyoruz ve temel gündemimiz de budur."