'Darbeci ilan edilmek istemiyorsanız askere gitmeyin

Vicdani retçi Halil Savda, hükümet yetkililerinden gelen “Darbe tehlikesi devam ediyor” açıklamalarına dikkat çekerek, tüm gençlere, “Darbeci ilan edilmek ya da darbeci diye linç edilmek istemiyorsanız, askere gitmeyin” çağrısını yaptı.

15 Temmuz darbesinin bastırılması sırasında yaşanan linç görüntüleri, zorunlu askerlik kurumunu bir kez daha gündeme getirdi. Komutanlarının emirleri ile kışlalardan çıkan ve gözaltına alınan askerlerden bin 200'ü serbest bırakıldı. Basına yansıyan ifadelere göre, erlerin büyük bir bölümü, neden kışlalardan çıkarıldıklarının farkında bile değilken bir kısmına ise “tatbikat yapılıyor” denildiği ortaya çıktı.

Vicdani retçi Halil Savda, 15 Temmuz darbe girişiminin zorunlu askerlik uygulamsı bakımından sonuçlarını değerlendirdi.

Savda, vicdani ret hakkını kullandığı için uzun süre hapsedilen, cezaevinde işkence gören ve hakkında çok sayıda dava açılan kişilerden biri.

Ordunun kendini “emir-komuta zinciri” içinde var ettiğine dikkat çeken Savda, erlerin üstlerinin talimatını reddetme şansının olmadığını belirtti. Gençlerin mecburiyetten askere gittiğinin altını çizen Savda, “Paraları olsa çok büyük bir bölümü bedelliyi öderdi, askerlik yapmazdı. Ya da vicdani ret alternatifi olsa, gençler sivil bir kamu kurumunda hizmet ederdi” dedi.

ERLERİN ORDUDA BİR ŞEYİ REDDETME ŞANSI YOK

Zorunlu askerlik nedeniyle yüzlerce insanın darbeci olmakla suçlandığını ya da linç girişimi ile karşılaştığını belirten Savda, şöyle konuştu: “Bu darbe teşebbüsünün en büyük mağdurları, zorunlu askerlik kurumundan ötürü bu er çocukları. Çünkü bunların orduda hiçbir şeyi reddetme şansı yok, askere gitmeme gibi şansı da yok. Orduda sizin bir irade belirtme şansınız yok. Kendi iradesi ile darbeye çıkma şansı yok. Darbenin içinde bulunun zorunlu askerler suçsuzdur demiyorum. Elbette ifa etmeyeceği emirler de olabilir. O darbe gecesi sivil öldüren kimi erler de olabilir. Ancak böyle bir suçu varsa da lince maruz kalmaları kötüydü. Tankın içinden çıkartılırken ayakları titreyenler vardı. Gözaltına alınırken, kameraman 'Abi ne olur çekme, annem görmesin' diyen gençler, 19-20 yaşlarında. Bu tablonun, serbest bırakılan bin 200 erin darbeci yaftalanması, zorunlu askerlik sisteminin sonucudur.”

30 YILDIR SÖYLEDİĞİMİZ BİR KEZ DAHA DOĞRULANDI

Halil Savda, vicdani retçiler ve antimilitaristlerin 30 yıldır söyledikleri “zorunlu askerlik müessesini sona erdirin ve vicdani ret hakkını tanıyın” talebinin ne kadar halkı olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti, “Ancak hükümetin zorunlu askerliği sona erdirmek çalışması olmadığı gibi vicdani retten hiç bahsetmiyorlar. Üstüne üstlük birileri de kalkıp, halkın silahlandırılmasından bahsediyor” dedi.

Darbe girişiminin ardından gençlerin askere gitme eğilimlerinde azalma olacağını düşünen Savda, “Umarım askere gitmeyenlerin sayısı artar. Çünkü, darbe girişi, zorunlu askerler bakımından risklerin neler olduğunu gösterdi” dedi.

DARBE KARŞITLARI VİCDANİ RETÇİLERİN SLOGANI İLE YÜRÜDÜ

Darbe gecesi sokaklarda kullanılan “Paşaların tankı yıldıramaz halkı” sloganının vicdani retçilere ait bir slogan olduğuna dikkat çeken Savda, şunları söyledi: “Eskişehir'de Vedat Aydemir'in yargılandığı günlerde bu sloganı atıyorduk. Bu sloganın sahibi vicdani retçiler. İnsanlar buna sahip çıktı. Çünkü ordunun insanların ve demokrasinin güvenliğine tehdit olduğunu gördüler. AKP de umarım bu orduyu ve polisi güçlendiren güvenlik politikalarından vazgeçer. Ancak böyle bir niyetlerinin olmadığı ilk yaptıklarının OHAL ilanı olmasından belli.”

BANA İŞKENCE YAPAN KOMUTANA İŞKENCE YAPILMASINA KARŞI ÇIKARIM

Darbecilikle suçlanan askerlere yönelik işkence görüntülerini hatırlatan Savda, işkencenin kime yapılırsa yapılsın insanlık suçu olduğunu belirtti. Kendisi de “disko” adı verilen disiplin cezaevinde askerlerin işkencesine maruz kalan Savda, “Bana işkence yapan askerlerin yargılandığı davada da 'Bu işkencenin önüne geçilmesi gerekiyor, ancak o komutanın hapis yatmasını, benim yaşadıklarımı yaşamasını istemiyorum' demiştim. O komutan şu an nerede bilmiyorum. Ancak bugün işkence görüyorsa; buna karşı çıkarım. Çünkü işkence insanlık suçudur” dedi.

ZORUNLU ASKERLİK KURUMU LAĞVEDİLMELİ

Darbenin bastırılmasına rağmen hükümet yetkililerinin devam eden darbe tehlikesine dikkat çektiğini söyleyen Savda, “Bu tehlike varken, gençler askere gitmesin. Gençler, darbeci ilan edilmek ya da darbeci diye lince uğramak istemiyorsa askere gitmemesi gerek. Kimse de bugünden sonra hiçbir anne babaya çocuğunu kışlaya getir diyemez. Umarım hiçbir anne baba çocuğunu kışlaya göndermez, kimse de asker gitmez. Askere gitmeme davranışları çoğaldıkça, eminim ki bu zorunlu askerlik kurumu lağvedilir” diye konuştu.