DAİŞ’ten kaçan iki kardeşin mucizevi buluşması

Birbirinden habersiz DAİŞ’in elinden kurtulup aynı gün Newroz Kampı’na ulaşan iki Şengalli kardeşin hikayesi tüm kamp sakinlerine umut oldu.

Newroz Kampı DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 günü Şengal’e saldırmasıyla başlayan 74’üncü Êzidî Katliamından kurtularak Rojava’ya geçen Êzîdilerin yaşadığı bir kamp. Şengal Katliamı’nın yıldönümünün yaklaşması vesilesiyle ziyaret ettiğimiz kampta birçok kişi kendi hikayelerinden önce Cumana ve Raid adlı iki kardeşin hikayesini anlatmaya başlıyor.

DAİŞ’in elinden kurtulan ve bundan yaklaşık 15 gün önce 2 saat arayla Newroz Kampı’na ulaşan iki çocuğun kardeş oldukları buradaki akrabaları tarafından anlaşılıyor. Çocuklarının kardeş olduklarının anlaşılmasının, kendileri de büyük acılar yaşamış olan Newroz kampı sakinlerinde büyük mutluluk yaratmış olduğunu görüyoruz. Halen birçok akrabası DAİŞ’in elinde esir olan birçok Êzidî için yaşanan bu tesadüf akrabalarına ve ailelerine kavuşma ümitlerini canlı kılıyor.

KDP KAÇINCA AİLECE ESİR DÜŞTÜLER

Cumana ve Raid DAİŞ’in Şengal’e saldırısı öncesi aileleriyle birlikte Siba Şêx Xidir köyünde yaşayan iki kardeş. Birçok Şengalli Êzîdî aile gibi DAİŞ’in saldırısı sonucu aileleri paramparça olur ve büyük acılar yaşarlar.

3 Ağustos 2014 günü DAİŞ’in Şengal’ saldırısı başladığında en büyük darbeyi alan köylerden biri de Siba Şêxi’dir. DAİŞ’in havan atışlarında evleri isabet alır ve anneleriyle birlikte kardeşleri Ekrem yaralanır. Daha sonra KDP peşmergelerinin kaçması sonucu DAİŞ Siba Şêxidir’a girer ve birçok insanı katleder. Katletmediklerini ise esir alır. İşte bu ailelerden biride Cumana ve Raid’in ailesidir. Cumana esir alındığında 5 erkek kardeşi Raid ise henüz 4 yaşındadır.

Cumana ve Raid’in Newroz kampında yaşayan dayısı Emin 3 Ağustos gecesi DAİŞ’in saldırısı başladığında kızkardeşi ve ailesinin esir düştüğünü telefonda fark ettiğini belirterek şunları anlatıyor; “O gece saldırılar başladığında biz Şengal’in başka bir köydeydik. Saldırı başlar başlamaz kardeşimi aradım. Ona bizim tarafa doğru gelmesini söyledim. O gece zaten kızkardeşim ve bir oğlu havan atışı sonucu yaralandı. Daha sonra KDP oradaki asayişi bırakıyor ve güçlerini çekiyor. Sabah 5’te son aramamda artık telefonu Arapça konuşan birisi açtı ve DAİŞ’in eline düştüklerini anladım.

Biz Rojava’ya ulaştıktan sonra onları biraz soruşturduk. Kardeşimi ve ailesini Musul’a oradan da bir hastaneye götürüyorlar. Orda bir tanıdığımız vardı, onun aracılığıyla kardeşimle birkaç kez konuştum. Daha sonra Telafer’de olduklarını öğrendim. Ondan sonra kardeşimden hiçbir haber alamadım. Çocukları görünceye kadar da orda olduklarını düşünüyordum.”

YOLLARI AYNI GÜN GELDİKLERİ NEWROZ KAMPINDA BİRLEŞTİ

Yaklaşık 15 gün önce Raid YPG güçleri tarafından Newroz Kampı’na getirilir. Raid’den 2 saat sonra ise dilsiz bir Êzîdî kadınıyla bir kız çocuğu gelir. Çocuklar birbirlerini tanımaz. Fakat belleklere kazınan simaların etkisi mi yoksa toplumumuzda aynı aileden olanlar için söylenen “kan çekimi” mimidir bilinmez, çocuklar sürekli birbirlerinin yüzlerine bakıp gülümserler.

O gün onları karşılayan Newroz Kampı görevlilerinden Özgür de hem çocuklardan hem de Cumana’nın birlikte geldiği dilsiz Êzîdî kadından çok etkilendiğini ifade ediyor ve “Çocuklar birbirlerinden ayrı geldiler. Cumana’yı DAİŞ’ten kaçan bir genç Êzîdî kadın beraberinde getirmişti. Raid ve onları aynı odaya almıştık. Kadın dilsiz olduğundan yaşadıklarını anlatmakta çok güçlük çekiyordu ama birşeyler anlatabilmek için kendini paralıyordu. Daha öncede DAİŞ’ten kaçan kişileri görmüştüm, psikolojisi çok kötüydü. Ama bu genç kadının kurtuluş umudunu hep koruduğu her halinden belliydi.

Çocukların çok ürkek bir hali vardı. En ufak bir gürültüde korkuyorlardı. Cumana ve Raid ayrı ayrı oturmuşlardı ama birbirleriyle konuşmuyorlardı. Sürekli birbirlerinin yüzlerine bakıp gülümsemeleri çok dikkat çekiciydi. Daha sonra belki onları tanırlar diye kampın ileri gelenlerini çağırdık” diyor.

AYRI ZAMANLARDA AYRI YOLLARDAN KAÇMIŞLAR

Kamp Meclisinde yer alan Ebu Ziyad’da Newroz kampında yaşıyor ve çocuklar kampa getirildiğinde onların kim olduğunu anlamak için yanlarına gidenler içinde yer alıyor. Ebu Ziyad burada Raid, Cumana ve onu getiren kadınla konuşmalarından çocukların nasıl kurtulduğuna ilişkin aldığı bilgileri şöyle anlatıyor: “Cumana’nın nasıl kurtarıldığını onunla birlikte gelen kızımıza sorduğumuzda bize işaretlerle anlatmaya çalıştı. Onunla aynı yerde kaldıklarını kaçarken onu da kendisiyle zorla getirdiğini anlattı. Kendisi dilsiz olduğu için yolda kendisine yardımcı olacağını düşünüyor. Yine bir Êzîdî kızının o vahşilerin elinde kalmasına gönlü razı olmuyor. Cumana gelmek istemiyor, onun elini ısırıyor. Ama o Cumana’yı tutup getiriyor. Bu kızımız da Şengal’in Koço köyündendir. Şimdiye kadar Cumana da o da Rakka’dalarmış.

Yine Raid’idle Arapça konuştuk. Her iki çocukta dillerini unutmuştu, sadece Arapça biliyorlardı. Raid’te bize Siba Şêxi’dir köyünden olduğunu söyledi. Yine bunca zamandır Rakka’da olduğunu belirtti. Rakka’dan kaçıyor bir yere kadar geliyor, oradan sonra arkadaşlar onu görüyor ve alıyorlar. Fakat Cumana’yla birbirlerini Rakka’da hiç görmemişler. Biz çocuklara tam olarak neler yaşadıklarını sormadık. Sadece kendilerine, ailelerine ve nasıl kurtulduklarına ilişkin bazı sorular sorduk. Çünkü çok ürkek bir halleri vardı. ‘Sonra yavaş yavaş kendileri anlatırlar’ diye düşündük, onları çok zorlamadık. Ama şunu anladık ki birbirlerinden habersiz ayrı yollardan gelmişler ve yolları burada buluştu.”

KARDEŞ OLDUKLARINI BİZDEN ÖĞRENDİLER

İki çocuk kamp sakinlerinin kendisine sorduğu soruları hatırlarında kaldığı kadarıyla Arapça yanıtlamaya çalışırlar. Çocukların dayısı Emin çocukların yeğenleri olduğunun nasıl anlaşıldığını şu sözlerle anlatıyor: “Raid kampa geldiğinde Siba Şêxi’dir köyünden olduğunu söylemişti. O’na annesinin ve babasının ismini de sormuşlardı. Sonra beni çağırıp yeğenin gelmiş dediler. Ben de yanlarına gittim. Raid çok değişmemişti. O’nu tanımakta çok zorlanmadım. Ama çocuğa yavaş yavaş sorular sordum. Annesinin isminin Adde babasının isminin Reşo olduğunu söylüyordu. Yine kendisinden biraz büyük olan kardeşi Ekrem’in ve annesinin Rakka’da olduğunu fakat diğer kardeşlerinden haberi olmadığını söyledi. Yine babasından hiçbir haberi yoktu. Sorulara verdiği yanıtlardan sonra netleştim o yeğenimdir.

O’ndan 2 saat falan sonra bir genç kızla bir kız çocuğu geldi. Kız çocuğunu hiç tanımadım. Fakat o da kendisinin Siba Şêxidir köyünden olduğunu söylemişti. Çocuklar birbirlerini tanımadılar, sürekli birbirlerinin yüzüne bakıyorlardı. Kız çocuğuna da sorular sorduk. O’nun aile fertlerinden hiç birinden haberi yoktu. Sadece köyünün, annesinin ve babasının ismini hatırlıyordu. O zaman açığa çıktı ki iki çocuk kardeşler ve yeğenlerim. Çok mutlu oldum onların kurtulduğuna. Onlarda kardeş olduklarını bizden öğrendiler. Yavaş yavaş bir araya gelip birlikte oynamaya başladılar.

Tabi bunca zaman sonra çocuklara kavuşmak beni çok mutlu etti. Yine onların aynı günde Newroz kampına ulaşmaları yaşanan bu tesadüf hepimize umut verdi. Tüm kamp halkıda en az benim kadar etkilendi. Kampımızda birçok kişinin aile fertlerinden DAİŞ elinde esir olanlar var. Onlardan bir haber alabilmek için çırpınıyor çoğu kişi.”

...