Cumartesi Anneleri, Tatu Ailesi'nin hesabını sordu

Cumartesi Anneleri, yakınlarını kaybeden devletten hesap sormak için 549'uncu kez buluştu. Eylemde, korucu olmayı reddettiği için katledilen Tatu Ailesi'nin akıbeti soruldu.

Cumartesi Anneleri, yakınlarını kaybeden devletten hesap sormak için 549'uncu kez buluştu. Eylemde, korucu olmayı reddettiği için katledilen Tatu Ailesi'nin akıbeti soruldu. Eylemde, devletin halen suç işlemeye devam ettiğine de dikkat çekildi.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarına devam etti. 549'uncu haftada bir kez daha Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen aileler, "Failler belli, kayıplar nerede?" pankartını açtı.

AZİZ GÜLER'İN CENAZESİ İSTENDİ

Eyleme, Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren ve bugün doğum günü olan Çağdaş Aydın'ın annesi Suriye Aydın da katıldı. Rojava'da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken yaşamını yitiren ve cenazesi hala ailesine teslim edilmeyen Aziz Güler'in ailesinden gelen mektupta eylemde okundu. Mektupta, "Hükümet ne kadar kanunsuz davranırsa davransın, biz sonuna kadar yasal yolları deneyeceğiz. Aziz'i kesinlikle Türkiye'ye getirme kararlılığındayız" denildi.

'İNSANLARA ZULMETMEKTEN VAZGEÇİN'

Eylemde konuşan, 1995 yılında İstanbul'da gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, hükümetin suçlarına yeni suçlar eklediğini belirtti. "Adalet arayışımıza karşılık vereceklerine, yeni suçlar işleniyor. Biz ısrarla bu suçların son bulmasını istiyoruz" diyen Ocak, 20 yıldır adalet arayışlarının sürdüğünü, devletin işlediği suçlarla yüzleşip hesap vermesi gerektiğini ifade etti. 2004 yılında gözaltındayken kaybedilen Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan da, "Yüz senede geçmiş olsa da adalet yerini bulmadıysa suçtur. İnsanlara zulmetmekten, işkence yapmaktan ve adaletsizlikten artık vazgeçin" dedi.
Bu haftaki eylemde, 1994 yılında korucu olmayı reddettikleri için katledilen Tatu Ailesi'nin akıbeti soruldu. Açıklamayı okuyan, Sanatçı Pınar Aydınlar, "Kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkarılacağı, kaybedenlerden hesap sorulacağı demokratik bir iklim ancak barış ortamında mümkündür. Bunun için kayıplarımızı isterken, barışı da istiyoruz" dedi.

TATU AİLESİ'NİN HİKAYESİ ANLATILDI

Muş'un Hasköy ilçesi Ortaç köyünde yaşayan 61 yaşındaki Sadi Tatu ve 59 yaşındaki kardeşi Halil Tatu'nun korucu olmaları yönünde ağır baskı altında olduğunu aktaran Aydınlar, Zirkêt Yaylası'na hayvanları otlatmak için giden Sadi Tatu, ardından ise eşi 59 yaşındaki Gülnaz Tatu, kardeşinin eşi 57 yaşındaki Kadriye Tatu'nun hayvanları sağmak için gittikleri yayladan bir daha dönmediğini söyledi. Dönmeyen 3 kişiyi aramak için çıkan aileden 3 kişinin daha ortadan kaybolduğunu dile getiren Aydınlar, şunları anlattı: "Gidenler eve dönmeyince kaygılanan yakınları durumu köy muhtarı aracılığıyla Hasköy Jandarma Komutanlığı'na bildirdi. Karakol komutanı Nurullah ön isimli Yüzbaşı, 'O bölgede günlerdir geniş çaplı bir operasyon yapılıyor. Biz gidemeyiz. Sakın siz de gitmeyin' yanıtı verdi. Bunun üzerine Sadi ve Gülnaz Tatu'nun oğlu 26 yaşındaki Ferzende, Kadriye Tatu'nun eşi Halil ve oğlu 30 yaşındaki Enver Tatu kayıpları aramak için bölgeye gitti, ancak onlarda dönmedi. Üç gün sonra köye gelen karakol komutanı, aileye 'Başınız sağ olsun aileniz PKK tarafından Çilingis (Çiringêz) Dağı'nda öldürülmüş' dedi."

'DİLEKÇE İŞLEME KONULMADI'

Aydınlar, ailenin kayıpların akıbetini öğrenmek için 10 yıl boyunca Muş İl Jandarma Komutanlığı, Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, Muş İl Emniyet Müdürlüğü'ne dilekçe yazdıklarını da aktararak, dilekçelerin işleme konulmadığını, aileye "Böyle bir olay yaşanmadı" cevabının verildiğini söyledi. Aydınlar, ailenin daha sonra muhtarların beyanı ile Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na başvuru yaptığını dile getirerek, olayla ilgili açılan soruşturmada takipsizlik kararının verildiğini ve ailenin adalet arayışını AİHM'e taşıdığını; ancak henüz sonuçlanmadığı kaydetti.