Cumartesi Anneleri: Bodrumda yakarak da bitiremezsiniz; vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarına bu hafta da devam etti. Eylemde, Cizre'deki katliamlar ve devlet güçlerinin özel olarak kadınları hedef alması protesto edildi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 568'inci haftasında Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. "Failler belli, kayıplar nerede?" yazılı pankartı açan Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve kırmızı karanfiller taşıdı. Bu haftaki eylemde, 15 Şubat 1994'ten sonra kendisinden haber alınamayan ve 2 Mart 1994'te Kimsesizler Mezarlığı'na gizlice defnedildiği ortaya çıkan Rıdvan Karakoç'un kaybedilmesinde sorumluluğu olanların yargılanması istendi. 

TOSUN: VAZGEÇMEYECEĞİZ!

Eylemde, ilk konuşmayı 1995'te İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun yaptı. Tosun, 20 yıldır kayıpların bulunması ve sorumlulardan hesap sorulması için mücadele ettiklerini, 20 yılda değişen bir şey olmadığını söyledi. "Dün asit kuyularında bugünse vahşet bodrumlarında Kürt halkını katlediyorlar" diyen Tosun, "Kimse bizden irademizi terk etmemizi beklemesin. İrademizden de kimliğimizden de vazgeçmeyeceğiz. Bizi bodrumda yakmakla bitiremezsiniz" dedi. 

BULDAN: DÜN GÖMÜYORLARDI, BUGÜN YAKIYORLAR!

HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan da şunları söyledi: "Dün kimsesizler mezarlığına gömüyorlardı. Bugün cayır cayır bodrumlarda yakıyorlar. Kürt halkına yönelik asimilasyon politikası bugün derinleşerek devam ediyor. Bu ahlaksızca uygulanan bir vahşettir. Bir halk cayır cayır yakılarak yok edilmek isteniyor."
Cizre'de bir kadının çıplak cenazesinin sosyal medya üzerinden servis edilmesine de tepki gösteren Buldan, "Bu uygulamaları bırakın bu uygulamaların hiçbir ahlaki tarafı yoktur. Siz cayır cayır halkı yakarken Türkiye'nin her yeri yeni cumartesi meydanı oldu. Her yerde insanlar, aileler, analar, çocuklarını arıyor, yakınları için adalet talep ediyor" dedi.

TANRIKULU, DAVUTOĞLU'NA SESLENDİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, katillerin yargı önünde mutlaka hesap vereceğini belirterek, Cizre'de sokağa bırakılan çıplak kadın bedenine ilişkin konuştu. Davutoğlu'na seslendiği konuşmasında Tanrıkulu, "Sen de zerre kadar insanlık var sen de zerre kadar bilim insanlığı varsa bunu kimin yaptığını ortaya çıkartır ve yargılarsın. Yoksa da biz hukuk kuralları içinde yaparız" dedi. 

HASAN KARAKOÇ: RIDVAN'IN ACISINA ÜZÜLEMİYORUM!

Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç ise şunları belirtti: "Ben artık Rıdvan'ın acısına üzülemiyorum. Ben acımı unuttum. Çünkü Türkiye'nin her yeri acı olmuş. Kürdistan'da vahşet bodrumlarında insanlar yakılmış. Ben nasıl kendi acıma üzüleyim... Rıdvan vahşet bodrumunda bir kez daha öldürüldü. Rıdvan kadın bedeni olup yerlerde sürüklendi, sergilendi. Ben o çıplak bedeni gördükten sonra insanlığımdan utandım ancak bunu yapanlar utanmalıdır."

Rakel Dink'in "Bu sistem masum bir bebekten katil yaratıyor" sözünü hatırlatan Karakoç, "Lanet olsun sizin sisteminize. Lanet olsun sizin vahşet bodrumlarında insanları yaktıranları yaratan sisteminize. Siz ne yaparsanız yapın, bu halk size iradesini teslim etmeyecek" diye konuştu. 

Haftanın basın açıklamasını ise Cumartesi İnsanları'ndan Mine Nazari okudu. Nazari, "Bu haftaki açıklamayı kalbimizin doğusunda kardeşlerimizin tüm yaşamını yerle bir etmeyi, bizi ölülerimizi sayamaz hale getirmeyi 'başarı' sayan devlet aklının yarattığı cehennem ortamında gerçekleştiriyoruz. Bu cehennem yalnız Kürtleri değil hepimizi yakacağını bir kez daha altını çiziyoruz" dedi. Nazari, Cizre'de yaşanan katliamın Cizreliler şahsında tüm insanlığa yönelik olduğunu söyledi. Daha sonra Rıdvan Karakoç'un akıbetinin ortaya çıkmasının ardından yaşanan hukuk sürecine değinen Nazari, sorumluların yargılandığı davada cezasızlık kültürünün hakim olduğunu söyledi. Nazari son olarak, "Karakoç'u kaybedenler, kimsesizler mezarlığına gömenler devlet yetkililerin koruması altında bu suçu işledi. Bizler bu uygulamalara imza atanların cezalandırılmasını istemekte ısrar edeceğiz. Hakikat, adalet ve barış talebimizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.