GÖRÜNTÜLÜ

Birçok merkezde ‘HAYIR’ konulu paneller düzenlendi

Erdoğan’ın diktatörlük sistemine ‘HAYIR’ denilmesi amacıyla Avrupa’nın birçok şehrinde farklı kesimlerin katılımıyla panel ve halk toplantıları devam ediyor.

 

DUISBURG’DA ‘HAYIR’ PANELİ

Almanya’nın Duisburg şehrinde HAYIR Platformu tarafındav Rheinhausen Alevi Kültür Merkezi salonunda yapılan panele gazeteci Fehim Işık ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Genel Sekteteri Özgür Öz katıdı.

150 dolayında kişinin katıldığı panelde söz olan Gazeteci Fehmi Işık, Türkiye'de AKP hükümetinin kendisi dışındaki tüm farklılıklara karşı bir savaşa giriştiğini belirtirken, "Türkiye'de yargı, ordu, medya gibi tüm kurumları emri altına alan Erdoğan, tüm güzellikleri bitirip, kendi tekçi iktidarını sağlamlaştırmak istiyor” dedi.

Demokrasi güçleri olarak sadece son 15 yıllık AKP iktidarıyla mücadele etmediklerini söyleyen Işık, 1924 yılında yapılan anayasa ‘tek dil, tek din, tek mezhep’ üzerine oluşturulduğunu söyledi. Işık, Erdoğan’ın yeni anayasasıyla bir yüz yıl daha tekçi devlet yaratmak isteyen zihniyetiyle mücadele etme gerekliliğine dikkat çekti.

Işık, şöyle dedi: “Bu uzun soluklu mücadeleyi bitirmek amacıyla şehirleri yıkan, binlerce muhalifi hapishaneye atan, basın kuruluşlarını kapatan ve bilim adamı, siyasetçi, gazeteci gibi tüm aydınları içeri atan bu iktidar, Avrupa'da birkaç mitingi iptal edildi diye demokrasi havariliğine soyunuyor.”

Panelde konuşan AABF Başkanı Özgür Öz ise, Erdoğan ve Avrupa'da yaşayan ırkçıların bir kışkırtma içinde olduğunu, ancak halklar ve farklılıklar arasında bir sorun olmadığına dikkat çekti.

Öz, şöyle konuştu: “Kendi ülkesinde faşizmin sözcüsü olanlar başka ülkelerde demokrat kesilmekte. İçerde işgal, dışarda işgal anlayışıyla ülkeyi kaos ortamına soktular. Ama onların bizi sokmaya çalıştığı korku çemberine asla girmediğimizi bu referandumda ‘Hayır’ diyerek göstereceğiz.”

Soru-cevap bölümünün ardından Duisburg HAYIR Platformu bileşenleri tarafından kampanyanın örgütlendirilmesine ilişkin kısa bir değerlendirme yapıldı.

BRÜKSEL’DE HAYIR PLATFORMUN’DAN HALK TOPLANTILARI

Belçika Hayır Platformu, referanduma sunulan anayasa değişikliğine ilişkin düzenlediği halk toplantılarına Liege ve Anvers kentlerinin ardından Brüksel’de devam etti. Toplantıda anayasa değişikliğinin tek adam rejimini kurumsallaştıracağı belirtilirken, referandumda hayır oyu kullanmanın Saray/AKP hükümetinin geriletilmesinin ve daha özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir anayasa yapılmasının önünü açacağı vurgulandı.

Barış İçin Akademisyen’lerden Yasemin Karaca ve Van eski milletvekili ve HDK-Avrupa üyesi Kemal Aktaş’ın konuşmacı olarak katıldığı halk toplantısında, anayasada değişiklik önerilen maddeler hakkında ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunuldu.

Akademisyen Karaca, değişiklik yapılan 18 madde üzerinden yasal bir çerçeve çizerek yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir elde toplanacağı ve meclisin işlevsizleştirileceğini belirtti. Karaca, tüm yetkilerin cumhurbaşkanlığı adı altında tek bir kişiye devredilmesinin, aynı zamanda cumhurbaşkanı ve onun oluşturduğu hükümeti yargı ve meclis denetimi dışında bırakacağını vurguladı.

Yasemin Karaca, fiiliyatta uygulanan tek adam rejiminin, yapılacak anayasa değişikliği ile kalıcı bir şekilde kurumsallaştırılacağı ve Türkiye’nin geleceğinin anti-demokratik, diktatoryal bir rejimle ipotek altına alınacağına dikkat çekti. Karaca, dikta rejiminden sadece Kürtler, Aleviler ve diğer ezilen halkların değil, tüm bir toplumun zarar göreceğini; muhalefetsiz tek tip bir toplumsal yaşantıya mahkum edileceğinin özellikle belirtilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Karaca, son olarak, tek adam rejiminin kadınlar üzerindeki baskıyı artıracağı ve kadınların hak aramasının önünü keseceğini belirtti.

Van eski milletvekili Kemal Aktaş ise, ülkenin referandum sürecine nasıl sürüklendiğine ilişkin tarihsel hatırlatmalarda bulunarak, demokratik, tüm halkları kapsayıcı ve eşitlikçi bir yeni anayasa imkanının tek adamlığa ve tekçi bir anayasaya feda edildiğini belirtti.

Aktaş, barış süreci ve 7 Haziran seçim sonuçlarının böyle bir imkanı sunduğunu, ancak Türk devletinin 2014 yılında MGK’da çökertme planı hazırlayarak, Türkiye halklarının önündeki demokratik, eşitlikçi bir geleceği çaldığına dikkat çekti.

Bugünkü referandum sürecinin bu şekilde hazırlandığını belirten Aktaş, 2015’de HDP’nin direnişine rağmen meclisten geçirilen anti-terör yasasını hatırlattı. Aktaş, 7 Haziran’da güç kaybeden hükümetin Kürdistan’a yönelik saldırılarının tek adam rejimini hazırlamaya dönük olduğunu vurguladı.

Tek adama dayalı ve diktatoryal bir rejimi kurumsallaştıracak anayasa değişikliğinin Kürt halkına yönelik saldırılardan ayrı düşünülemeyeceğini belirten Aktaş, referandumun başta Kürtler olmak üzere baskıya maruz kalan tüm kesimler ve muhalafet güçleri açısından bir hesap günü olduğunu söyledi.

Aktaş, son olarak, referanduma kayıtsız kalınmaması ve demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir gelecek için ve AKP/Saray hükümetinden hesap sormak için hayır denmesi çağrısı yaptı.

Konuşmaların arkasından verimli bir tartışma yaşanırken, referandumda ‘Hayır’ çağrısının içeriğinin ortak bir şekilde doldurulması gerektiği ve daha geniş bir kitleye propaganda söylemlerinin ötesine geçen bir politik içerik ve gelecek umuduyla ulaşılması gerektiği vurgulandı.

Önümüzdeki günlerde sokak çalışmalarını, ev ve işyeri ziyaretlerini artıracağını söyleyen platform üyeleri, 27 Mart’ta başlayacak oy kullanma sürecinde yaşanabilecek her türlü sorunlarda kendileriyle iletişime geçilmesi çağrısında bulundu.

Belçika Hayır Platformu iletişim adresi şöyle: [email protected]

SAINT AVOLD’DA HALK TOPLANTISI

Fransa’nın Grand-Est bölgesine bağlı Saint Avold şehrinde yaşayan Kürdistanlıların katılımıyla referanduma yönelik bir halk toplantısı düzenlendi.

Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) tarafından düzenlenen halk toplantısına yaklaşık 100 kişi katılırken, 16 Nisan referandumu ile son siyasal gelişmeler ele alındı.

Kürt siyasetçi Hüseyin Arslan’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, referandumda neden ‘Hayır’ denmesi gerektiği üzerinde duruldu. Son siyasal gelişmelerin referandumda güçlü bir ‘Hayır’ı zorunlu kıldığına işaret edilen toplantıda, daha fazla kişiye ulaşılarak sandığa gitmesinin sağlanması gereğine dikkat çekildi.

Toplantı, katılımcıların yaptıkları değerlendirmeler ve soru-cevap bölümüyle son buldu.

LYON’DA AHMET NESİN VE YUSUF KÖSE’NİN KATILIMIYLA PANEL

Fransa’nın Lyon kentinde ise ‘Diz çöktürme ve teslim olmaya karşı güçlü bir çıkış için HAYIR’ başlığıyla bir panel düzenlendi.

Lyon Partizan tarafından Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele konuşmacı olarak yazar Ahmet Nesin, araştırmacı-yazar Yusuf Köse ve Partizan temsilcisi katıldı.

Panelde ilk olarak söz alan Partizan temsilcisi, anayasal düzenlemeyle hayata geçirilmek istenen başkanlık sisteminin ilk uygulamalarının prova edildiği, ancak referandumun geçmesiyle bunun kapsamlı saldırılar biçimiyle insanların hayatında yer alacağını vurguladı.

Temsilci, “Yogun baskı ve sindirme ortamında devrimci demokratik, ilerici ve yurtsever halk güçlerine yönelik devlet terörünün sınırsız bir şekilde gündemde tutulduğu bir sürece gidiyoruz” dedi. Hayır’ denilerek bir araya gelinmesinin umut yarattığını söyleyen Partizan temsilcisi, tüm göçmen işçi ve emekçileri ‘Hayır’ oyu kullanmaya çağırdı.

Yazar Ahmet Nesin ise, önemli olanın ‘Evet’ oyu verecek kesimleri ikna etmek olduğuna dikkat çekerken, bunun için günlük yaşamda dostlardan, mahalledeki arkadaşlara ve tüm ilişkide olunan kişlere kadar ulaşılmasının önemine değindi.

Sadece evet veya hayır oyu kullanılması nedeniyle sandık hilelelerinin az olacağına vurgu yapan Nesin, bundan dolayı da insanların ‘oyum çalınacak nasılsa’ endişesine kapılmadan oy kullanması gerektiğini söyledi.

Nesin, Ortadoğu’daki gelişmelerde Kürtlerin oynadığı role vurgu yaparken, Kürtlerin başarılarına sahip çıkılması çağrısı yaptı.

Araştırmacı yazar Yusuf Köse ise, faşizmi teşhir etmek amacıyla herkesin sandık başına giderek ‘Hayır’ demesini istedi. Türkiye’de ekonominin bittiğini, siyasi istikrarın olmadığını ve iktidarın herkesle savaş halinde olduğuna dikkat çeken Köse, şöyle dedi: “Kürtlerle, azınlıklarla, Alevilerle, işçisiyle, akademisyeni, gazetecisi, aydını, genci ve öğrencisiyle kavga içerisindedir. İşçi sınıfını ırkçı söylemlerle devlet terörünün kuşatması altına aldı. Dünya bir kaos içinde ve emperyalist devletler tarafından desteklenen Erdoğan faşizmi yavaş yavaş yerleşti. Emperyalistler de çıkarlarını savaşta buluyorlar.”

Türkiye’nin ciddi bir Kürt sorunu olduğunu söyleyen Köse, HDP’nin milletvekillerini ve on bin kişiyi hapse atan iktidarın Kürt kentlerini de yıktığını hatırlattı. Köse, şöyle dedi: “Alevilere de böyle yaklaşmışlar ve onları budamışlardır. Bu konuda, laikliği ve demokrasiyi savunan bütün partiler bir araya gelmişler ve onay vermişlerdir.”

Panel konuşmaların ardından soru-cevap bölümüyle son buldu.