Bilgen: Bu anayasa Evren anayasasından fazla bir meşruiyete ulaşamayacak

Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri tutsak edilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Grubu, gündemdeki gelişmeleri değerlendirmek için toplandı.

Meclis grup toplantısında konuşan HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olduğunu hatırlattı, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde hala çalışabilen, çalıştıkları televizyon ve gazetelerin kapılarına mühür vurulmamış olan gazetecilerin günlerini kutlayalım. Tutuklu gazetecileri selamlayalım. Halka gerçeği söylemek için bunu hayatıyla ödeyen, ölüm yıldönümü olduğu için Metin Göktepe şahsında tüm gazetecilerin gününü kutlayalım" dedi.

3 kadın devrimcinin katledildiği 9 Ocak katliamını hatırlatan Bilgen, katliamın üzerinden geçen yıllara rağmen hala aydınlatılmadığını belirtti, "Ortada devletin resmi evrakları dolaşıyor. Ama ne AKP hükümetinden ne de Fransa hükümetinden ciddi bir açıklama yok" diye konuştu. 

Anayasa değişikliğinin Meclis'teki görüşmelerine dikkat çeken Bilgen, "Dün gece oylaması yapılan şey, bu Meclis'in feshedilmesidir. Meclis'in denetim işlemini yapmamasıdır. Meclis'in partili Cumhurbaşkanı tarafından dizayn edilmesidir. Bu anayasa değişikliğinde demokrasi adına da ülke yararına da çıkan hiçbir şey yoktur" dedi.

Meclis'in önünde dün gerçekleşen polis saldırısına tepki gösteren Bilgen, şunları söyledi: "Meclis'in kapısında son derece haklı olarak Emek ve Demokrasi Güçleri sözlerini söyleyebilmek, tepkilerini dile getirmek için buluşmaya çalıştılar. Ama 15 Temmuz'dan beri herkesi Meclis'e buyur edenler, dün Anayasa gibi son derece kritik bir konuda sözlerini söylemek isteyen sendikaların, baroların Meclis önünde buluşmasına izin vermediler. "Milletvekili de olsa süpürün" talimatıyla Meclis'ten uzaklaştırıldılar. Bu tablo Meclis'in çatısı altında neyin kaçırılmaya çalışıldığının bir göstergesi aslında. Halktan bir şey kaçırmıyorsanız, sendikaların Meclis'in önünde seslerini duyurmaya çalışmalarından neden korkuyorsunuz?"

'EVREN'İN YAPTIĞINDAN FARKLI OLMAYACAK'

OHAL şartlarında yapılacak referandumun darbeci Kenan Evren'in yaptığından farklı olmayacağının altını çizen Bilgen, "Bu aslında oynanan tiyatronun reklam gösterisiydi. Nasıl başladıysa öyle götürmeye çalışacaklar, kotarmayı başarırlarsa OHAL şartlarında yürütülecek kampanya da Kenan Evren'in yaptığından farklı olmayacak" diye konuştu.

Tutsak HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın oy kullanma koşullarını sağlanması için Meclis Başkanlığı'na yaptığı başvurunun dikkate bile alınmadığını söyleyen Bilgen, "Dün Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'ın TBMM Başkanlığına bir başvurusu vardı. Oy kullanmak, yasama faaliyetine katılmak istediğini ifade etti. Ama oturumu yöneten başkan duymazlıktan geldi. Daha utanç verici olan, partiler adına konuşan sözcüler de sanki 11 milletvekili cezaevinde değilmiş gibi duymazlıktan gelmeyi tercih etiler. Peki siz duymazlıktan geldiniz diye, siz siyasi ahlakı bitirdiniz diye, biz de mi arkadaşlarımız unutacağız sanıyorsunuz? Biz de mi onlar tutuklu değilmiş gibi davranacağız sanıyorsunuz? Dün sözde gizli oylamada isimler okunurken, arkadaşlarınız adı okunduğunda Grup Başkan Vekillerimiz 'Burada' diye seslendi, yine duymazdan geldiler" dedi.

"Evren anayasasından fazla bir meşruiyete ulaşamayacak" diyen Bilgen, "Kabine üç milletvekili birlikte girip oy kullanıyorsa, bizim diyebilecek bir şeyimiz yok. Birileri, milletvekili iradesi üzerinde baskı kurmayı anayasa yapmak sanıyorsa, bunun böyle olmadığını ilk günden görecekler. Bu anayasa değişikliği, hem içeriği hem de topluma sunulma biçimi açısından Evren anayasasından fazla bir meşruiyete ulaşamayacaktır" diye konuştu.

Tutuklu HDP'lilere dikkat çeken Bilgen, şunları söyledi: "Şu anda Diyarbakır ve İstanbul il eş başkanlarımız ve yöneticilerimiz tutuklu. Geçen hafta başka il ve ilçeleri sayıyorduk burada. Şu anda 24 il eş başkanımız tutuklu, 62 ilçe eş başkanımız tutuklu. Binlerce siyasetçi, gönül eri tutuklu. Siz bu zulme devam edebilirsiniz. Diz çöktürme beklentisiyle yolunuza devam edebilirsiniz. Ama şunu bilin ki dışarıda bir tek HDP'li bile kalsa, size her şeyi kabus etmeye yetecek."

HDP PM Sözcüsü Ayhan Bilgen, OHAL tezkeresi sırasında yaşanan usulsüzlüğü de hatırlattı ve ekledi: "Bu çatı altında geçen hafta iki usulsüzlük oldu. Türkiye tarihinde ilk kez yapılmamış MGK toplantısına tarih ve sayı verilerek Meclis Başkanlığına yazı yazıldı. Bildiğiniz resmi yazı 03.01.2017 tarihinde sabah 08:30'da Bakanlar Kurulundan TBMM Başkanlığına faks çekilmiş. 'Meclis'in OHAL'i uzatmasını istiyoruz' diyor. Yalancılık, dolandırıcılık bu noktaya ulaşmış. Bakanlar Kurulu, yapılmamış MGK'nin alınmamış kararını Meclis'e iletiyor. Bir başka hile 6 milletvekili Meclis'te olmadıkları halde onların adına oy kullanılıyor. Bu sahtekarlığın bir hesabını vermek olmazsa olmaz. Ama üstünü örtmeyi tercih ediyorlar. 'Ne olacak canım, bir şey olmaz' diyorlar. Hadi kendinize izah ettiniz, bunu halka nasıl anlatacaksınız? Tarih sizi nasıl yazacak? Sahte oy kullanan milletvekillerinin kanun yetiştirme çabası olarak yazacak. Olmayan MGK toplantısını buraya gönderen hükümet olarak yazacak."

'KÜRTLER STATÜ ELDE ETMESİN ANLAYIŞI VAR'

Türkiye'nin dış politikasına dikkat çeken Bilgen, şunları söyledi: "Bir tek beklentileri var Kürtler bir statü elde etmesin anlayışı. Sırf bu nedenle içeride Kürt siyasetçileri rehin alıyor, dışarıda da ülkeyi rehin bırakıyorlar. Türkiye enerji politikalarında Rusya'nın rehinesidir. Elinize dürbünü alıp televizyonlara poz verebilirsiniz, sanki güvenlikten çok iyi anlıyormuş gibi ama yakını da göremiyorsunuz uzağı da. Ortadoğu'da burnunuzun ucunu görmedikçe, Kürtleri görmeden Ortadoğu'da nasıl büyük devlet olacaksınız? 'Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt oluşumu olmasın' diye El Bab'da her gün askerleri kurban veriyorsunuz. Siz El Bab'ı yönetmek mi istiyorsunuz? Suriye'de kalabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Siz de biliyorsunuz bunun mümkün olmadığını. O askerler bunların Kürt korkusunun kurbanlarıdır. Dış politikada işte Kürtlerle diyalog kurmak, Kürtlerin kazanımını bir fırsat gibi okumak yerine onlar bir şey elde etmesin diye bu ülkenin çocuklarını El Bab'da ya da başka yerde kurban vermeyi göze alabiliyorlar."

Kapatılan dernekleri hatırlatan Bilgen, "Kürt Enstitüsü kapatıldı, Kürt diline tahammülü gösteriyor. 33 Düş Yolcusu Derneği kapatıldı. Ekoloji Derneği kapatıldı. İşte KHK'lerin mirası budur. Kürtçe oyunları sergilendiği tiyatrolar, Kürtçe kreşler kapatıldı. Bu fotoğraf, OHAL'in neyi kapsadığını göstermeye yetiyor. Akademisyenler var görevden alınan, 'suç'ları barış demek olan akademisyenler ihraç edildi. Savaşın egemen olduğu yerde "kan dökülmesin" demek büyük 'suç.' Akademisyenleri işlerinden atarak onları ekmekle terbiye edeceğinizi sanıyorsunuz. Tıpkı gazetecilere yaptığınız gibi" dedi.

Halka yaşananlara seyirci olmama çağrısı yapan Bilgen, "Cemil Meriç'in güzel bir sözü var, 'sağcı solcu yok namuslu namussuz var.' Bizim tavrımız parlamentoda da net sokakta da net olacak. Demokratik bir anayasa için "hayır" diyeceğiz, kadın temsili için 'hayır' diyeceğiz, emek için 'hayır' diyeceğiz. Bizim 'hayır'larımız, büyük bir hayra vesile olacak, ülke büyük bir şerden kurtulacak. İnsanlar seyirci olmamalı. Ana muhalefet lideri diyor ya "Geçin TV'nin karşısına, izleyin" hayır. Neredeyse alın çekirdekleri tv karşısına geçin diyecek. Kurtuluş izlemede değildir. Kurtuluş yan yana gelmektedir, birlikte mücadele etmektir. Biz sizi izlemeye, çekirdek çitlemeye değil, bedeli daha yoğun yaşayacağımız günlerde birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bu topraklarda özgürlük de mümkündür, barış da. Birlikte kazanacağız, mutlaka kazanacağız" diye konuştu.