GÖRÜNTÜLÜ

‘Avrupa’da yaşayan Kürtler HAYIR oyu kullanacaktır’

NRW SPD Milletvekili Felix Von Grünberg, “Burada yaşayan Kürt seçmenler de mutlaka sandığa gidecekler, HAYIR oyu kullanacaklardır. Yine Türkiye’de, Kürtler en etkili muhalif kesimi temsil ediyorlar” dedi.

 

ANF’ye konuşan SPD NRW Milletvekili Felix Von Grünberg, Kürtlerle dostluğunun 40 yıl öncesine dayandığını söyledi. Çok güzel şeyler paylaştıklarını da belirten Von Grünberg, “Örneğin burada ilk defa Kürt Dili Enstitüsü’nü oluşturduk ki; Kürtçe konuşmanın bile yasak olduğu dönemlerde bu enstitü Kürt dili gramatiği üzerine önemli araştırmalar gerçekleştirdi. Kürtçenin yasak olduğu dönemlerde bunun gerçekleşmesi çok önemliydi. Kaldı ki yasak sadece Türkiye ile de sınırlı değildi. Kürtlerin yaşadığı diğer parçalarda da Kürtlerin varlığı inkar ediliyor, Kürtçe konuşulması, kendi doğası içinde ifade edilmesi büyük yaptırımlara maruz kalıyordu. Sadece Kürtler değil, Kürtlere yakın olmak da bir baskı sebebi olabiliyordu. Tüm bunlar, Kürtlere yakın olmam için yeterli nedenlerdi ve ben de onlarla hep yakın oldum, dayanışma da bulundum” diye konuştu.

Almanya’da kayda değer bir Kürt nüfusu varlığına dikkat çeken Von Grünberg, 44 yıllık politikacı olarak da göçmen ve sığınmacıların sorunlarıyla ilgilendiğini, Kürtlerin de birey olarak karşılaştıkları sorunları çüzüm aramak için ona gittiklerinde onları daha iyi tanıma şansını yakaladığını, böylelikle de dostluğunu daha da geliştirdiğini belirtti.

‘KÜRTLER SALT FİZİKİ DEĞİL, KÜLTÜREL SOYKIRIMLA DA KARŞI KARŞIYA’

Kürtlerin yaşadığı bütün parçalarda şiddetin giderek arttığını vurgulayan Von Grünberg, “Bu durum da daha karmaşık sonuçlar ortaya çıkarıyor. Bu kadar boyutlanan ve trajik sonuçlar doğuran sorunun çözüm yolları mutlaka olmalıdır. Türkiye’nin tümü açısından baktığımızda da tamamen kötü bir durum mevcuttur. Türkiye bir iç savaş durumunu yaşıyor. Erdoğan kendi halkını bombalıyor. Sadece bombalamakla, öldürmekle de kalınmıyor, Kürtlerin yaşadığı alanlarda hidroelektrik santraller yapılarak, sular altında bırakılıyor. Alevi Kürtlerin önemli kentlerinden Dersim’i iyi biliyorum. Mesela Dersim barajlarla sular altında bırakılmak isteniyor. Açık bir biçimde, bir halk sadece fiziki olarak yok edilmek istenmiyor, kültürel olarak da geçmişiyle bağını kuracak toprak parçasıyla da bağı kopartılmak isteniyor. Burada aleni, düşmanca bir tavır söz konusu” diye konuştu.

‘KÜRTLER HEP ALANLARDA, BU ÇOK ÖNEMLİ’

Türkiye’de şu anda 16 Nisan referandum süreci yaşandığını da kaydeden Von Grünberg şunları dile getirdi: “Gördüğüm kadarıyla, Kürtler her biçimiyle bu sürece hazırlıklı giriyorlar. Bunun yanı sıra protestolarını da yapıyorlar. Alanlara çıkıp seslerini daha da gür çıkarmalıdırlar. Bunu oldukça önemli ve yerinde buluyorum. Protestolarını çok daha güçlü ortaya koymalılar ki, diktatörlüğe giden gidişata ‘dur’ diyebilsinler. Diktatörlüğün gelmesi, Kürdistan’daki yıkımların kat be kat daha fazla yaşanması anlamına da gelmektedir. Bunun mutlaka durdurulması gerekmektedir. Burada yaşayan Kürt seçmenler de mutlaka sandığa gidecekler, HAYIR oyu kullanacaklardır. Yine Türkiye’de, Kürtler en etkili muhalif kesimi temsil ediyorlar. Önemli muhalif potansiyellerinden ötürü HDP’liler tutuklandı. Yönetim, Kürtleri sınırlamak için onları her biçimde kriminalize etmeye çalışıyor. Ayrıca kendi yandaşlarını çoğaltmak için de tehlikeli bir biçimde şovenizmi geliştiriyor. Kürtler ve diğer azınlıklara karşı bir nefret suçu biriktiriyor, nefret topluluğu oluşturuyor. Bu oldukça tehlikeli bir oyundur.”

‘TÜRKİYE’NİN KÜRT POLİTİKASI, BÜTÜN PARÇALARDA KÜRT KAZANIMLARINA KARŞIDIR’

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’daki politikalarını da eleştiren Von Grünberg, Suriye’deki politikasının da düşman üretme esası üzerine olduğunu kaydetti.

“Orada DAİŞ ile savaşmak yerine, yıllardır besleyen, destekleyen pratikler sergiledi. Politikası yine Kürt düşmanlığı üzerinedir. Suriye Kürtlerinin asgari düzeyde de olsa yaşadıkları alanda kendi kendilerini yönetmelerine engel olmak için var gücüyle çalışıyor” diyen Von Grünberg Suriye politikasında başta Avrupa olmak üzere uluslararası güçleri de eleştirdi. Von Grünberg özellikle de Avrupa’nın pratikte buna karşı daha işlevsel olması gerektiğini söyledi.

Erdoğan’ın Suriye denklemi içinde Türkiye’nin oradaki küresel güçlerle, yine Esad ile ortaklaşıp, Kürtlerin korkunç durumlara terkedilmesini istediğini de sözlerine ekleyen Von Grünberg “DAİŞ’e karşı bir savaşı söz konusu değil, tersine Kürtlere karşı DAİŞ’i destekler durumdadır. Kürtler, Türkiye’nin insafına bırakılmamalıdır. Bu böyle devam edemez. Uluslararası kamuoyu buna ‘bir dur’ demek zorundadır. Acil olan durum, oraların, Kürt yerleşim alanlarının rahatlıkla bombalanmasına izin verilmemelidir. Özellikle de Avrupa’ya çok büyük sorumluluklar düşüyor. Avrupa bu durum karşısında kesinlikle sorumluluk almalıdır. Çünkü, Türkiye Avrupa’nın dahil olduğu sistemin içindedir, bir NATO ülkesidir. Bununla da sınırlı kalmıyor, AB tam üyelik süreci ile de Batı’ya daha fazla dahil olmak istiyor. Lakin pratikte yaşananlar bununla tezat bir durum oluşturuyor. O nedenle Avrupa müdahil olmak durumundadır” dedi.

Erdoğan’ın yıllardır yaptıklarıyla, Suriye’deki uygulamalarıyla Türkiye’nin birçok suça bulaşmış olduğuna da vurgu yapan Von Grünberg, yine Kuzey Kürdistan’da büyük yıkıntıların da faili olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye yönetiminin bütün parçalardaki Kürt düşmanlığını esas aldığını da kaydeden Von Grünberg “Elden geldiğince bu bölgede yıkıntıları daha da büyüterek Kürtleri engellemeye çalışıyor. Kendi sınırları içinde de Kürt köyleri, şehirlerini hedef alıyor, yıkıyor” diye konuştu.

Aktif politikayı bıraktığını ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bünyesinde çalışacağını da belirten Von Grünberg özellikle de savaştan kaynaklı büyük bir göç alan Güney Kürdistan’daki mülteciler için Kürdistan’da çalışmak istediğini de belirtti.

Böylece on yıllara dayalı Kürt dostluğunu daha da pekiştirmek istediğini söyleyen Von Grünberg şunları dile getirdi: “Önümüzdeki seçimlerde aday olmayacağım ama 7 yıldır birlikte çalıştığım Peter Kock, adayımız olacak. O da Kürtleri iyi tanıyor. Bundan sonra yürüttüğümüz çalışmaları da o devam ettirecektir.”