Ankara-Rojava ilişkileri: Süleyman Şah operasyonunun perde arkası

Rojava yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki ilk görüşme veya ‘işbirliği’ sanıldığı gibi Süleyman Şah operasyonu veya Salih Muslim’in Ekim 2014’teki ziyareti ile başlamadı.

Rojava’dan Ankara’ya ilk resmi heyet Haziran 2013’te gitti. İlk görüşme Dışişleri Bakanlığı binasında gerçekleşti. Bu görüşmede, Rojava yönetimi adına giden bir heyet ile Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan ‘Suriye masası’ yetkilileri yer aldı.

Bu görüşme trafiği daha sonra aralıksız bir şekilde sürdü. Ankara’daki yetkililer, Rojava yönetimi ile yaptıkları her görüşmede ‘Başkan Öcalan’ın da bu görüşmeden haberi var’ mesajını da ilettiler.

Her iki taraf arasında belirlenen muhataplar sürekli irtibatta oldu. Devamında Antep, Urfa ve Mardin valililerinin de hazır bulunduğu görüşmeler yapıldı. Valiliklerdeki görüşmelerde daha çok sınır hattındaki sorunlar ele alınıyordu.

Haziran 2013’te başlayan ilk görüşme ve devamındaki tüm görüşmelerde Türk tarafı, Rojava yetkililerine PKK’li olarak hitap etti. Rojava tarafı ise, ‘Öcalan’ın fikirleri etrafında örgütlenen ama PKK ile organik bağı olmayan bir yapı’ olduklarını muhataplarına kabul ettirmeye çalıştı.

Eylül 2014 tarihinde IŞİD’in Kobanê’ye saldırmasıyla ilişkiler yeni bir sürece girdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı arayarak ‘Salih Muslim ile görüşmek istediğini’ aktardı. Demirtaş’ın ilettiği mesaj üzerine Salih Muslim, bakanlık müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İstanbul’da bir araya geldi.

Bu görüşmede Kobanê için Rojava’ya ‘yardım yapacağız’ mesajı verildi. Ancak çok geçmeden, bunun bir yanıltmaca olduğu ve Kobanê’nin düşürülmek istendiği ortaya çıktı. Verilen hiçbir sözün yerine getirilmediği gibi ‘bize biat etmezseniz IŞİD’in hedefi olursunuz’ tehditleri yapıldı.

26 Ocak 2015’te Kobanê IŞİD’ten temizlendikten 4-5 gün sonra, AKP hükümeti HDP İmralı Heyeti üzerinden Rojava yönetimi ile görüşmek istediğini aktardı.

2015 yılı Şubat ayının başında Salih Muslim Brüksel’den İstanbul’a geçti. Aynı gün, batılı bir ülkenin diplomatları ile görüşmek için Ankara’da bulunan Rojavalı başka bir üst düzey temsilci de İstanbul’a geçerek Salih Muslim ile bir araya geldi. Rojavalı yöneticiler Ankara hükümetinin kendilerini niçin davet ettiğini bilmiyordu.

DOLMABAHÇE’DE YAPILAN TOPLANTI

Aynı gün görüşme planlanmıştı.

Taraflar arasındaki toplantı Dolmabahçe Sarayı’nda yapıldı. Türkiye adına Feridun Sinirlioğlu ve beraberindeki bir heyet hazır bulunuyordu. Rojava ise Salih Müslım ve diğer bir yönetici tarafından temsil ediliyordu.

Açılış konuşması Sinirlioğlu tarafından yapıldı. Müsteşar Sinirlioğlu, ilk önce ‘Ahmet Davutoğlu’nun selamları’nı iletti ve hemen devamında ‘Öcalan’ın da bu toplantıdan haberdar olduğunu’ aktardı.

Zaten aynı saatlerde HDP İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, Dolmabahçe Sarayı’nda hazır bulunuyordu ancak taraflar arasındaki bu toplantıya katılmadı.

Sinirlioğlu, Rojava yöneticilerini davet etme sebebinin Süleyman Şah türbesi olduğunu açıkladı ve kendilerinden yardım talep ettiklerini ekledi.

ANKARA NİYE TÜRBEYİ TAŞIMAK İSTEDİ

Toplantı Şubat ayı başında yapılıyor. Birkaç gün önce IŞİD Kobanê’den çıkartılmıştı. Süleyman Şah Türbesi de 30 km Kobanê’nin güneyinde ve o sırada IŞİD’in denetiminde bulunuyordu. Burada 40 Türk askeri vardı ve IŞİD kuşatması altındaydılar.

Türkiye o vakte kadar Cerablus üzeri (ki burası da IŞİD işgalindeydi) askerlerin lojistiğini sağlıyor ve gidiş gelişler mevcuttu. Yani yaklaşık 2 yıl IŞİD’le işbirliği şeklinde Süleyman Şah türbesindeki varlığına devam ettirmişti.

Ama bu durum artık yürüyemiyor ve YPG, IŞİD’i Türbeden çıkarırsa o zaman ‘Türkiye kendi ecdadının türbesini kurtaramadı ama YPG kurtardı’ söylemi yayılacaktı. Türbeyi taşıma girişimi bu söylemin önüne geçilmek için başlatılmıştı. Fakat gel gör ki bu da YPG’siz olmuyordu.

YPG’DEN YARDIM İSTENDİ

Bu anımsatmayı yaptıktan sonra tekrar Dolmabahçe toplantısına dönelim. Feridun Sinirlioğlu burada şu mesajı veriyor: IŞİD orayı bize karşı koz olarak kullanıyor. Türbeyi taşımak istiyoruz. Devlet ve hükümet olarak Türbenin taşınması için karar aldık. Taşıdıktan sonra ise orayı patlatacağız. Türbeyi Kobanê topraklarına taşımak istiyoruz. Orada iktidar olan sizsiniz ve sizin yardımınızla bunu yapmak istiyoruz.’

Rojava tarafı ise olayın askeri boyutu olduğunu ve bunu YPG ile konuşmak zorunda olduklarını aktarır. Bunun üzerine Sinirlioğlu, ‘YPG’nin bize yardımcı olmasını istiyoruz’ talebini tekrarlar.

SALİH MUSLİM’E İMRALI’YA GİTME ÖNERİSİ

Görüşmelerin sürdürülmesi için karar alınır ve ilgili muhataplar belirlenir. Bu konuda daha sonra istişare edilmek üzere kapatılır. Sinirlioğlu, hükümet ve PKK arasında yapılan görüşmelerde de tıkanma olduğunu ve Rojava yönetiminin bu konuda yardımcı olabileceğini söyler. ‘Nasıl yardımcı olunur’ tartışmasının devamında Türk tarafı, ‘Salih Muslim’ın İmralı’ya gidebileceğini’ belirtir. Ancak bu görüşme hiçbir zaman gerçekleşmez.

MÜSLIM, SİNİRLİOĞLU VE ÖNDER ARASINDA TOPLANTI

Toplantıdan sonra Salih Muslum, Feridun Sinirlioğlu ve Sırrı Süreyya Önder Dolmabahçe Sarayında ayrı bir görüşme gerçekleştirilir. Görüşmenin içeriği Öcalan’a aktarılmak üzere Önder’le paylaşılır.

Bu toplantıdan iki gün sonra, Dolmabahçe’de hazır bulunan bir devlet bürokratı Rojava’daki muhatabını arar ve Süleyman Şah için ayrıntıları görüşmek üzere toplantı planlanır. Suruç-Kobanê sınırındaki karakolda yapılan toplantıya MİT, Genelkurmay temsilcisi ve Dışişleri bakanlığı temsilcisi, Rojava tarafından ise YPG temsilcisi, Rojava İstihbaratı temsilcisi ve siyasi bir yetkili hazır bulunur. İki hafta neredeyse her gün bu toplantı yapılır. Şubat ayı ortasında Ankara, Rojava yönetimini tekrar Dolmabahçe’ye davet eder ve ‘operasyona hazır olduklarını’ bildirir.

OPERASYON NASIL YAPILDI

Operasyon için taraflar ortak karar alır. Türk tarafı bölgede konumlanan IŞİD gruplarını uçakla ve toplarla vurulacağını söyler ve bunun için YPG’den koordinat istenir. YPG’nin verdiği koordinatların hiçbiri Türk uçakları tarafından bombalanmaz, top atışı yapılmaz.

Ve 22 Şubat 2015 gece yarısı Suruç-Kobanê sınırında yaklaşık 60 tank, 60 zırhlı araç ve 300 asker sevk edilir. Ama YPG sadece 12 tank, 30 araç ve 150 askerin geçişine izin verir. Operasyonda yaklaşık 150 YPG savaşçısı de yer alır.

YPG savaşçıları Türk askerlerini Türbenin 200 metre yakınına götürür. Türbe alınır ve yeri patlatılır. Türbenin eski yeri halen enkaz şeklinde duruyor.

Bilindiği üzere Şah Süleyman Türbesi Kobanê’nin Eşme köyüne getirilir. Burayı da Türk tarafı belirlemiştir. Arazi sahibi önceden haberdar edilir. Türk yetkililer burada kaldıkları müddetçe arazinin kirasını vereceklerini belirtir ve bunun için Suruç kaymakamı görevlendirilir. Ancak bu para hiçbir zaman verilmez.

Rojava ile TC arasında ortaklaşa yapılan tek girişim budur ve bunu da Ankara yönetimi kendi hanesine yazdı.

Ancak Şah Süleyman Türbesi halen orada duruyor, Kadın ordusu YPJ ile Türk Bayrağı arasındaki mesafe sadece 100 metre.

Bu operasyon, Öcalan’ın Newroz 2015 mesajına da yansıdı. Öcalan, Mart ortasında Newroz mesajını hazırlayıp ilettikten sonra Ankara’dan kendisine şöyle bir talep gider; ‘Şah Süleyman operasyonuna atıfta bulunsanız süreç açısından faydalı olur.’ ‘Eşme ruhu’ kavramının tam olarak mesajda yer alması da Ankara tarafından istenir.

Öcalan, özelde Suriye ve genelde bölgede Kürt-Türk barışı ve birlikteliğini sembolize etsin düşüncesiyle ‘Eşme ruhu’ cümlesini Newroz mesajına yerleştirir.

Ancak hatırlanacağı üzere Newroz’dan hemen sonra da Genelkurmay başkanlığı tarafından bu mesaj reddedildi.

Ancak görüşmeler hep sürdü. Şimdi devam edip etmediğini bilmiyoruz.

Fakat; Ankara Kürt meselesi konusunda kaderini Rojava ve Suriye’ye bağlamış durumda. Ankara’nın mevcut şartlarda Rojava ile ‘iyi ilişkiler’ geliştirmesini beklemek çok büyük bir yanıldı ve gaflet olur. Bu şans çoktan kaybedildi. Türk hükümeti Rojava stratejisini düşmanlık üzerine kurguladı ve kaybetme dışında kendine hiçbir şans bırakmadı.

Bu durumda; Türkler ile Rojava’nın Rakka veya başka yerde ‘ortak operasyon’ yapması hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir farazi olarak duruyor.