Karlsruhe Federal Savcılığı’na sunulan suç duyurusu birçok milletvekili, insan hakları savunucusu, hukukçu, akademisyen, gazeteci ve savaş mağdurlarının aileleri tarafından yapıldı.

Erdoğan ile üst düzey Türk devlet yetkilileri hakkında ‘savaş suçu işlemek’ ve ‘insan haklarını ihlal’ gibi iddialarla yargılanması istemiyle yapılan suç duyurusu Almanya’nın başkenti Berlin’deki bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıya Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği’nden (MAF-DAD) Yönetim Kurulu Başkanı Heike Geisweid, hukukçular Britta Eder, Petra Dervishaj, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, İstanbul Barosu avukatlarından Ercan Kanar katıldı.

Karlsruhe Federal Savcılığı’na yapılan başvuruda Kürdistan’da ‘savaş ve insanlık suçu’ işledikleri gerekçesiyle Erdoğan’ın yanı sıra eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile ordu ve polis yetkililerinin yargılanması isteniyor. Suç duyurusunda HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre’de katledilen Eşref Erdin’in akrabası Serdar Erdin ile Berjin Demirkaya’nın kardeşi Hasan Demirkaya tanık olarak gösterildi.

Federal Savcılığa yapılan başvuruya yönelik açıklamayı yapan avukatlar Britta Eder ve Petra Dervishaj, Cizre’de yaşanan katliamların mağdurları, uluslararası örgütler, sivil toplum örgütleri, doktorlar ve görgü tanıklarının ifadelerine dayanılarak başvuruda bulunduklarının altını çizdiler.

Cizre’de yaşananların Alman Ceza Kanunu’na göre suç olduğunu dile getiren avukatlar, bu kapsamda özellikle 4 ve 11 Eylül 2015 tarihleri arasında Şırnak ve Cizre’de yaşananların temel alındığına dikkat çekti. Cizre’deki 3 farklı vahşet bodrumunda en az 178 sivilin kasten ve hedef alınarak katledildiğini hatırlatan avukatlar, yaralıların kurtarılması için yapılmak istenen müdahalelere engel olunduğunu vurguladılar.

Avukatlar, görgü tanıklarının ifadelerine dayandırdıkları başvuruda, Cizre’deki katliamlarda insanların benzin dökülerek yakıldığına dair bilgilerin olduğunu da dile getirdiler.

‘AKP’LİLER ÜLKE DIŞINA ÇIKAMAZ’ HALE GELEBİLİR

Alman Yeşiller Partisi eski milletvekillerinden hukukçu Mehmet Kılıç ise, siyasi dokunulmazlıklara sığınılarak suç işlendiğini ve bu suçların cezalandırılması talebinin ‘uluslararası düzeyde Erdoğan ve ekibine karşı hesap sorma kararlılığının yükseldiği’ anlamına geldiğini söyledi. Kılıç, benzeri suç duyurularının diğer ülkelerde de yapılması halinde AKP’lilerin ülke dışına çıkamaz hale gelebileceklerinin altını çizdi.

Suç duyurusuna imza atanlar arasında Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği’nden ( MAF-DAD) Yönetim Kurulu Başkanı Heike Geisweid; gazeteci ve tarihçi Dierk- Eckhard Becker; akadamisyenlerden Prof. Susi Meret ve Dr. Cordelia Hess; Die Linke federal milletvekilleri Andrej Hunko ile Ulla Jelpke, Hamburg Eyalet milletvekilleri Martin Dolzer ile Inge Hannemann; sanatçılar Esther Bejarano ile Konstantin Wecker; avukatlar Sigrid Töpfer, Ralph Monnek, Petra Isabel Schlagenhauf, Martin Lemke ve Lisa Lührs gibi isimler bulunuyor.

ERDOĞAN VE SARAY’IN TÜM ÇETELERİNİN YARGILANMASI İSTENİYOR

Yargılanması istenen isimler ise şunlar:

Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Savunma Bakanları İsmet Yılmaz ile Mehmet Vecdi Gönül, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Tümgeneral Mehmet Okkan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Musa Çitil, Şırnak Sınır Tümen Komutanı Abdullah Baysar, Şırnak Jandarma Komando Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan, Şırnak İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Sakaoğlu, Şırnak Emniyet Müdürü Celal Sel, Cizre Emniyet Müdürü Ömer Faruk Karakaş, Şırnak Valisi Ali İhsan Su, Cizre Kaymakamı Ahmet Adanur, Cizre Cumhuriyet Savcısı Cuma Çoban, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Özel Harakat Daire Başkanı Turan Aksoy.

Tayyip Erdoğan hakkında 2011 yılında da başbakan olduğu dönemde suç duyurusunda bulunulmuş, ancak Federal Savcılık Erdoğan’ın ‘dokunulmazlığı’ olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatmamıştı.